Usta Garcia Lorca'dan muhteşem bir derin şarkı kitabı daha. Bu melodi sayesinde, 1928 yılında yayımlanan ve çingene kültürünü ve onun gece, ölüm, gökyüzü ve ay gibi sembollerini ele alan on sekiz romandan oluşan şiirsel bir eser olan Romancero gitano kitabına ilişkin incelememi sizlerle paylaşmak istiyorum. Federico García Lorca, 1898'de Granada'da doğmuş ve 1936'da İspanya İç Savaşı'nın kurbanı olarak vurularak öldürülmüş bir İspanyol şair ve oyun yazarıydı. '27 Kuşağı'nın ve dünya edebiyatının en büyük temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Eserleri, neo-popülerizmden sürrealizme, klasik ve avangard tiyatro dahil olmak üzere çeşitli tür ve tarzları kapsar. Şiirleri müzikalite, lirizm, sembolizm ve sosyal bağlılık ile karakterize edilir. Romancero gitano en iyi bilinen ve en beğenilen eserlerinden biridir. Bu eserde Lorca, kostümcülük ve folklorizmden uzaklaşarak çingene dünyasını stilize eder. Çingenelerin gerçekçi ya da belgesel bir betimlemesi değil, özlerinin ve kaderlerinin mitsel ve sembolik bir yeniden yaratımıdır. Lorca için çingeneler özgürlüğün, isyanın, tutkunun ve trajedinin sembolüdür. Onlar yerleşik toplumun sınırlarında yaşayan, doğayla ve onun gizli güçleriyle temas halinde olan varlıklardır. Aynı zamanda zulüm, şiddet ve ölümün de kurbanlarıdırlar. Kitabı oluşturan romanslar, popüler İspanyol geleneğini takip eden anlatı şiirleridir. Ancak Lorca onları metaforlar, imgeler ve semboller açısından zengin şiirsel diliyle yeniler. Her romansın temasını ya da ana karakterini belirten bir başlığı vardır. En ünlülerinden bazıları şunlardır: Romance de la luna, luna; Preciosa y el aire; Reyerta; Romance sonámbulo; La casada infiel; Muerte de Antoñito el Camborio; vb. Kitap simetrik ve dairesel bir yapıya sahiptir. Eserde en çok tekrarlanan sembollerden biri olan aya adanmış iki romansla açılır ve kapanır. Ay güzelliği, gizemi, büyüyü ve aynı zamanda tehlikeyi, ayartmayı ve ölümü temsil eder. Ay, çingenelere çekici gelir ve onları kendisine çekerek ölümcül ve karşı konulmaz bir ilişki yaratır. Bir diğer önemli sembol de birçok romanda karşımıza çıkan yeşil renktir. Yeşil doğanın, yaşamın ve aynı zamanda umut ve arzunun rengidir. Ancak yeşil aynı zamanda yasak, zehirli ve kötü olanla da ilişkilendirilir. Preciosa'yı kovalayan rüzgârın, Antoñito el Camborio'yu bağlayan dalların, çingeneleri öldüren kurşunların rengi yeşildir. Kitabın tarihsel ve toplumsal bir boyutu da vardır. Lorca romanlarında 1920'lerde Endülüs'te ekonomik geri kalmışlığın, siyasi patronların, kaçakçılığın, haydutluğun ve baskının damgasını vurduğu durumu yansıtır. Çingeneler bu marjinal ve çatışmalı gerçekliğin, aynı zamanda kendi kültürel kimliklerinin ve direnişlerinin bir yansımasıdır. Romancero gitano beni derinden etkileyen bir kitap. Lorca'nın şiirinin güzelliğini ve gücünü, anlam ve duygu dolu hayali dünyalar yaratma yeteneğini hissetmemi sağladı.

Çingene Romansları/Ozan New York'taFederico Garcia Lorca · Çekirdek Yayınları · 19977 okunma

·

295 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

neslihan