Gönderi

344 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Okumak isteyenlere keyifli okumalar.
Mücellâ ahh Mücellâ.. Kitapta ikinci dünya savaşı ve sonrasınıda konu alan bir genç kızın yaşam öyküsüne tanık oluyoruz. Mücellâ ah Mücellâ seni yazacak, anlatacak içimdeki yerini kelimelere dökebilecek miyim hiç emin değilim. Bilmiyorum bunu yapan sadece ben miyim ama kitap okumaya başlayınca 2.sayfadan sonra iyice kaptırıyorum kendimi,sürekli karakterlerin yerine koyuyorum kendimi. Kitabı okumaya başladığım ilk sayfalarda çok Sinirlendim Fahire. Annesini ve kardeşini geride bırakmasına deli oldum. Neyyirre Hanıma ayrı Mücellaya ayrı üzüldüm.Karakterlere gelecek olursam Mücellânın annesi Neyyirre Hanımı ve karakterini, düşünce yapısını kitapta zaten şu cümle ile vermiş yazar "Neyyirre Hanım, ince peçelerin bile kızların iffetsizliğine hamledildiği zamanlardan kalma, onca yıllık kocasının, gündüz gözüyle diz kapağından yukarısını görmemişliğiyle övünen kadınlardandı."(sayfa 39) bu yüzden kitapta sürekli vurgulanan "Kız çocuğu yetiştirmek! Hem de babasız bir kız çocuğu?" cümlesinin ardındaki sebebi anlıyoruz. Bu sebep aynı zamanda tüm kitap boyunca ana karakterimiz Mücellânın hayatında sürekli karşısına çıkan ve onu çoğu şeyden alıkoyan bir sebep. Annesi tarafından hayata bir evin penceresinden bakan ve o evde bir ömrü gözlerimizin önünde yaşayan Mücellâ... Filiz filiz filiz...Sana gelecek olursam seni sevemedim hiç. ... Çocukluğunu yitirmiş bir ruhun acımasızlığıı.. Bende bir duygu uyandıran karakterlerdi fahir, Neyyirre Hanım ve filiz. Kitabı okurken içimde hep bir soru vardı Neyyirre Hanımın uslu kızı, hamarat kızı Mücellâ, ne zaman başkaldıracak ya da başkaldıracak mı yoksa bu şekilde "Uslu kız, Hamarat kız " olmaya devam mı edecek sorusuydu. Kitabı okudukça gereken cevabı aldım. Kitapta bir yer vardı ki beni biraz kendi çocukluğuma götürdü, duygulandırdı. ".. Ve:Kızların kahve içemeyeceklerini - yoksa kararırlardı- teni zaten kar beyazı olmayan Mücellâ biraz daha kararmaktan korkarak öğrendi kahve pişirmeyi." Mücellâ her ne kadar kelime anlamı parlak, parlatılmış anlamına gelsede... Bir evde ömrü geçen, canının sıkılmasına bile izin verilmeyen bir çocuktu sonra büyüdü gözlerimizin önünde ve bence anlamı gibi parlayamadan soldu gitti bu hayattan. Yusuf Ziya sevdiğim ve üzüldüğüm bir karakterdi ve Suna'ya yazdığın mektup ile okurken bile gözümü doldurdun yüreğimi burktun. Kitap beni ordan oraya savurdu okurken Kore savaşından neskafenin Mücellâ'nın evine ilk gelişine.. Ve ordan başka bir yere.. Sayfalar geçtikçe ordan oraya savrulduk Mücellâ gibi ama tek fark vardı sayfalar geçtikçe o yaş alıyordu biz ise yerimizde sayıyorduk. Ah Mücellâ köpürmeyince nasılda şaşırmıştın okurken yüzümde tebessüm oluştu sayende. Mücellâ ile bende elleri arasından kayıp giden gençliğini geri getirmeyr çalıştım ama içten içe biliyorduk aslında... Zaman... Zamanın telafisi yoktur... Gelir geçer... Geri gelmez..
Mücellâ
Mücellâ
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110.2k okunma
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.