Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 days
Göçebe bir durum analistinin öyküsü
Cengiz Han’a baktığımda çok yabancı şeyler görmüyorum, bozkırdan çıkan ve bozkırın zor şartlarını gören, kısaca hayatta kalmanın önemini ve hayatta kalmanın gerekliliklerini ömrü boyunca analiz etmiş bir analist, bir bilim adamı, bir yenilikçi ve bir o kadar da gelenekçi birisini görüyorum. Ama bu gelenekçiliği konusunda onu yargılayamayız ya da bu ona iyi gelmedi diyemeyiz çünkü yaşadığı dönem ve yaşadığı toplum belli ve belki de bu gelenekçiliği olmasa, Burhan Dağı’na inzivaları olmasa bunları başaramayabilirdi. Bambaşka bir karakter olabilirdi. Cengiz Han'ın zalim birisi olduğunu inkar edemem ama bir o kadar da bağışlayıcı bir karakter olduğunu es geçmemeliyim. Seferlerinde öncelikle elçiler gönderip krallıklardan, devletlerden ona boyun eğmeleri, teslim olmalarını ve teslim olurlarsa onlara kendi vatandaşlarına nasıl davranıyorsa öyle davranacağını sözünü veriyor ki gerçekten de öyle davranıyor. Gerçekten kimsenin hakkını yemiyor, bütün hareketlerinde çok pragmatik. Toplumuna, kendi oluşturduğu büyük topluma katkı sağlayabilecek herkese kucak açıyor, onları yüksek yerlere getiriyor, onlara hak ettiği değeri veriyor ve onları teşvik edebilecek ne imkanı varsa kullanıyor. Bu yüzdendir ki kendisinden sonraki gelecek hanlardan biri olan Kubilay'a nasıl Marco Polo bağlı kaldıysa Cengiz Han’a da diğer kavimlerden, diğer ırklardan, diğer dinlerden insanların bağlı kalıyor. Cengiz Han ve Fatih Sultan Mehmet arasında kendimce bağlantılar kurabildim. İkisinin de birer bilim adamı, dahi ve çağının çok ötesinde insanlar olduğu konusunda kendimi ikna ettim. İnsanların yaşama olanaklarına, inançlarına, etnik kökenlerine, kısaca her şeyine saygı gösterdiği, ister Osmanlı İmparatorluğu olsun ister Moğol İmparatorluğu olsun, bir noktada çökmüştür. Oysa Rusya'ya baktığımda o asimile politikasıyla kendisine daha sağlam bir zemin hazırlamıştır. Bu iki tarihi isim bu konuda hatalıydı diyemem, sonuçta bu bir politikadır, hatta çok saygı duyduğum bir politikadır, fakat objektif olarak incelediğimde ele geçirilen topraklardaki insanların asimile edildiğinde o toprakların elde daha uzun süre tutulabileceğine, elden çıktıktan sonra bile tekrar geri aynı yere gelmek isteyeceğini düşünüyorum. Fakat o bölgeler asimile edilmediğinde, kaybedildiği zaman hiçbir zaman geri gelmeyeceğini ve bu kaybın da başka bir devletin saldırısı üzerine değil de bizzat kendi içerisindeki çıkan ayaklanmalar sebebiyle, eski bağımsızlığına kavuşma amacıyla çıkacağına, ve o toprağın eninde sonunda yitirileceği kanaatindeyim. belirli ölçüde tarih okuyan herkesin ne demek istediğimi anlayacağına ve detaylı örnekler vermeme gerek olmayacaktır. Kitabı çok beğendim.
Cengiz Han
Cengiz HanJack Weatherford · Kronik Kitap · 2018420 okunma
·
98 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.