Gönderi

159 syf.
·
Puan vermedi
Lordum Byron ile ızdırap sanatı
Yıllar önce, kendime kazandırdığım en güzel alışkanlık unutmayı öğrenmekti. Şöyle bir dakika süreninden. Bana göre, unutma eylemi yola devam etmek içindir. Bazen, hele ki umudun eşiğinde duruyorsan kolay olmaz elbet. Kalpte çıkan ayaklanmayı darbe ile bastırmaya benzer bu. Bir bakıma gerçeğe ihanet etmek de denebilir belki, hatta bizi biz yapanı yok etmek de. Ama bizden de, bizi biz yapandan da memnun olmayabiliriz pekala. Ne diyorduk… Unutmak… Lord Byron’un büyülü eseri Manfred de unutma arzusuyla başlar. Evrenin yedi ruhu bir araya gelip önünde diz çöktüğünde, Manfred’in onlardan tek bir isteği vardır: Unutmak. Bir günahın anısından, hayatının tek aşkını bir şekilde öldürmenin(!) acısından kurtulmak için… Manfred 1817'de yayınlanan bir manzum tiyatrodur. Lord Byron,
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
’a da ilham veren
Percy Bysshe Shelley
Percy Bysshe Shelley
ve
Mary Shelley
Mary Shelley
ile, ünlü Cenevre anılarından birkaç ay sonra bu eserini yazmaya başlamıştır. Eserin ana teması suçluluk ve kefarettir. Manfred karakteri etrafında, insan ruhunun ve doğaüstü gücün zorlayıcı keşfini yaşarız. Manfred, çok sevdiği Astarte'yi kaybetmiş ve onun ölümünden dolayı suçluluk duygusuyla yanıp tutuşan trajik bir figürdür. In proving every poison known, I found the strongest was thine own Fakat bu suç, oyun boyunca asla açıkça ifade edilmez. (Fısıltı gazetesi Lord Byron’un üvey kız kardeşi Augusta Leigh ile bir aşk ilişkisi içerinde olduğunu ve bu durumun Manfred eserinin konusunu etkilemiş olabileceğini yazar). Örneğin; Which ran in the veins of my fathers, and in ours When we were in our youth, and had one heart, And loved each other as we should not love, And this was shed: but still it rises up, Colouring the clouds, that shut me out from heaven, Where thou art not and I shall never be Bu satırlardan ensest ilişkilerine dair ipuçları bulabiliriz. Geçmişi ve bugünü tarafından eziyet çeken Manfred’in kefaret arayışı, onu doğaüstü eylemlerde bulunmaya yöneltir. Onun karakteri, sosyal kısıtlamalara karşı mücadele eden ve özgürlük arayan bir bireyin romantik idealinin yansımasıdır. Lordum Byron burada muhtemelen Marlowe’un
Doktor Faustus
Doktor Faustus
'undan ilham alıyor. Eser, Romantik dönemde popülerlik gösteren gotik tarzda yazılmıştır. Zaten baktığımızda sıkça gözümüze çarpan bireysellik, melankoli ve doğaüstü gibi temalar esasında Romantizmin karakteristiğidir. Byron, esere nüfuz eden bir karanlık ve gizem atmosferi yaratmak için canlı imgeler ve dramatik bir dil kullanır. Doğa imgelerinin ve doğaüstü unsurların kullanılması esere mistik ve ürkütücü bir tat katmaktadır. Olay İsviçre Alpleri'nde geçer ve Manfred'in ruhlar, cadılar ve iblisler de dahil olmak üzere doğaüstü güçlerle birleşmesi, yinelenen bir motiftir. Eserdeki doğaüstü unsurlar, Romantiklerin gizemli ve bilinmeyene olan hayranlığını yansıtır. Aynı zamanda ölüm ve umutsuzluk da Manfred’de öne çıkan temalardandır. Manfred'in intiharı düşünmesiyle başlayan eser boyunca derin bir umutsuzluk ve yalnızlık duygusu okuru ele geçirirken, doğaüstü bir varlığın kucağında öldüğü son sahne ise, bir tür manevi aşkınlığı ve fani varoluşunun acısından kurtulmayı temsil eder. Lordum Byron, canlı ve atmosferik bir ortam yaratmak için Manfred’de çeşitli söz sanatları kullanır. En dikkate değerlerinden biri, imge/tasvir kullanımıdır. Şiir, doğal dünyanın çarpıcı tasvirleriyle doludur, örneğin: And thou fresh breaking Day, and you, ye Mountains, Why are ye beautiful? I cannot love ye And thou, the bright eye of the universe, That openest over all, and unto all Art a delight thou shinst not on my heart Bu pasaj, Manfred’in hislerini ve doğanın güzelliğini birlikte verir. Böylece Romantik büyülenmeyi yakalayarak, bizlere yüce ve gizemli bir duygu aktarır. Lord Byron tarafından kullanılan bir diğer çarpıcı söz sanatı da sembolizmdir. Eserdeki karakterler ve nesneler genellikle, Manfred'in suçluluk ve utancını temsil eden pelerini veya ölümü temsil eden Chamois Avcısı gibi soyut kavramlar ile göze çarpar. Bu sembolik unsurlar esere derinlik ve karmaşıklık katarak okuyucuyu eserin anlamını birden çok düzeyde yorumlamaya davet eder. Benim için Manfred’i büyüleyici yapan şey ise diyalog kullanımıdır. Eser, Manfred ile Alplerin Cadısı, yedi ruh ve Astarte’nin Ruhu da dahil olmak üzere çeşitli doğaüstü varlıklar arasındaki bir dizi konuşma olarak yapılandırılmıştır. Bu diyaloglar, Manfred'in düşüncelerini ve duygularını ifade etmesine olanak tanır. Byron'ın dil ve imge kullanımı, okuduktan sonra uzun süre akılda kalacak canlı ve atmosferik bir eser yaratır. Genel olarak, Manfred benim için güçlü ve unutulmaz bir çalışmadır. Kesinlikle birden fazla okuma gerektirecek çok fazla anlatı derinliği var. Umarım hepimiz, onun gibi unutabilme şerefine erişenlerden oluruz bir gün. Ölü veya diri. Ruhun ızdırabın uçsuz bucaksız çöl deryasında inim inim inlesin Manfred…
Manfred
ManfredLord Byron · Ötüken Neşriyat · 202234 okunma
·
138 görüntüleme
Volkan okurunun profil resmi
Bunu bi yerden kopyalamadın dimi
Lady of Shalott okurunun profil resmi
Tüm incelemelerim kendi yorumlarımdır
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.