Baskın, sorgu, şafak olmak üzere üç bölümden oluşan, 12 Mart'ın sancılı sürecini yansıtan roman Adana'da sürgündeki Oya'yı, cezaevinden yeni çıkmış Mustafa'yı, avukat Hüseyin'i anlatıyor. Hüseyin, Adana'da iki arkadaşıyla beraber yazıhane açmış ve yeni avukatlığa başlamış. Oya'nın ise Adana'da son günleri. Bir otelde sürekli izlenerek, takip edilerek, dikkat çekmemeye çalışarak geçiriyor kalan zamanlarını. Adana'da hiç tanıdığı yok, mahkemede Hüseyin'le tanışıyor, bir onunla görüşüyor ama samimilikleri yok. Mustafa matematik öğretmeni. Oya'yla aynı sebepten yani siyasiden komünistlikten ceza yatıyor. Karısı ve çocuğu Urfa'da. Hapisten çıktıktan bir gün sonra Urfa'ya gidecek. Çıktığının gecesi Hüseyin ve Oya'yla Ali dayılarının evine konuk oluyorlar. Bir yer sofrasında başlıyor akşamları. Ali Maraşlı. Akrabalarını ve konuk ağırlamayı çok seviyor. O gece için de her şeyi eksiksiz hazırlatıyor karısı Gülşah'a. Daha sofradan kalkamadan polisler basıyor Maraşlı Ali'nin evini. Polis Abdullah elinde yeterli delil olmasa da alıyor Ali, Mustafa, Hüseyin ve Oya'yı. O gecelerini karakolda tutuklu geçiriyorlar. Abdullah ve kumar masasından kalkıp gelen Zekai Bey tarafından sorguya çekiliyorlar. Oya kadın olduğu ve sürgünde olduğu için Zekai Bey'in gözünde bir orospu. Ona göre orospu olmasa erkeklerin içinde ne işi var? Maraşlı Ali de ''anarşist''leri evinde konuk ettiği için temiz bir dayak yiyor Abdullah'tan. Zekai Bey hiçbir delil olmadığı için sabahında tutukluları salacağını biliyor. Biliyor ama o kumar masasından bu sebepten kalkıp geldiği için de bunu onlara hakaretlerle, göz korkutmalarla, aşağılamalarla ödetmek istiyor. Sabahında salınıyorlar. Hüseyin daha o akşam birbirlerini Ali'nin evinde gören Oya ve Mustafa'yı baş başa bırakarak ayrılıyor yanlarından. Hüseyin hayatta bir zorlukla karşılaşmamış, hayata asıl sınavını vermemiş daha. Oya'yla Mustafa'da ayrılıyor. Mustafa Urfa'ya gidecek karısını bulmaya. Ya Urfa'dan ayrılmışlarsa? Bunu düşünmek istemiyor. Oya da Ankara'ya gidecek ne yapacağını bilemez halde. Bu ayrılıklarla bitiyor roman. Karakterlerin ruh hallerini, çaresizliklerini, ikilemlerini başarıyla yansıtmış Sevgi Soysal. 12 Mart süreci tutuklularını, cezalandırılmışları karakterler aracılığıyla çok güzel aktarmış. Hiçbir suçları yokken akrabalarının evinde akşam yemeğine katılmak dahi bile yakıştırılmıyor onlara. Sürekli, her durumda kendilerini savunmak, açıklamak durumunda kalıyorlar. Kullanılan dil ve olayların işlenişi bakımından akıcı bir romandı. Şimdi sırada Sevgi Soysal'ın bir diğer romanı Yenişehir'de bir öğle vakti var.

ŞafakSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 2012487 okunma

·

69 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hanife Sağıroğlu Orhan