Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hz Musa, ibadetini tamamladıktan sonra bir ağacın altında oturur. Az ileride bir çeşme vardır. Etrafı seyrederken çeşmeye bir atlı savaşçının yaklaştığını görür. Savaşçı güçlü bir adamdır. Su içmek için eğildiğinde boynundaki altın kesesi ıslanmasın, diye çıkarır ve çeşmenin başına bırakır. Kanan kana suyunu içen savaşçı,  altın kesesini orada unutup, yoluna gider... Bir süre sonra, bir çocuk hoplaya zıplaya çeşmenin yanına gelir. Tam suyu içecekken, çeşmenin başındaki altın kesesini görür. Suyunu içer keseyi alır, oradan uzaklaşır. Çocuk, bir anda gözden kaybolur. Bu arada, yaşlı bir adam inleyerek çeşmenin başına gelir. Suyunu içtiği sırada, altın kesesini çeşme başında unutan savaşçı, ihtiyarın başında onu bekler. İhtiyar çeşmeden doğrulunca, karşısında savaşçıyı görür. Savaşçı,  "Altın kesem nerede"der. İhtiyar,  "Bilmiyorum" cevabını verir. Savaşçı, her sorduğunda, aynı cevabı alınca, ihtiyarın başını kılıçla keser. Hz. Musa olan biteni uzaktan izlerken,  ''Ey Rabbim Bu Nasıl Bir Adalettir?'' der.   "Ben hiç bir şey bilmiyorum.. Senin işine sual olmaz ama ben anlamadım," Rab;  Hz. Musa'ya şöyle seslenir :   ''Ey Musa; ben sana benim işlerimi anlayacak kadar akıl vermedim ki... Sen, benim hakkımda yorum yapıyorsun?" Sonra devam eder:  "Ama kalbinin yatışması için gerçek şudur. Savaşçı, o küçük çocuğun babasının malını yağmalamıştı. Ölen ihtiyar ise gençliğinde çok güçlü bir adamdı. Ama bir hiç uğruna bir köylüyü öldürmüştü. O İhtiyarı öldüren savaşçı da işte o köylünün oğludur..." Hz. Musa,  şaşkınlık içindedir. Allah;  Hz. Musa'ya  "Ey benim gafil kulum şimdi tövbe et, çünkü benim adaletim işte bu kadar açıktır" der...
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.