Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Eğer bilmiyorsanız ‘zikir ehline’ sorun.” Selîm Dîvâne Hazretleri, Nahl Sûresi’nin 43. âyetine işaret ederek, bir mürşid-i kâmil arayıp bulmak ve ona bağlanmanın herkese farz olduğunu söyler. Nitekim bu tespitini, Nahl Sûresi’nin 43. âyetinde buyrulan “Eğer bilmiyorsanız ‘zikir ehline’ sorun.” hitabına dayandırır. Bu tespitinden sonra Selîm Dîvâne Hazretleri, mürşid-i kâmilin portresini çizer: “Mürşid-i kâmilin sözü özüne uygun olur. Kuvvet ve doğruluk sahibidir. Bast ve kabz sahibi olup gerektiği zaman kabz eder. İddia sahibi olmaz. Çünkü tasavvuf, davayı terk edip ilâhî sırları söylememektir. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘Tasavvuf davayı terk edip mânâları gizlemektir.’ buyurmuştur. Mürşid-i kâmil, çalışkan ve gayret sahibi olur. Şehvet, şöhret ve tabiat esiri olmaz. Zühd ve takvâ ile süslenir. Dünya ve âhiret muhabbeti yoktur. Şeriat elbisesini sırtına giyip eline muhasebe asâsını alır. Allah’ın tecellisi ile fenâfillahtan tamamen mahvolur ve bekâbillaha ulaşıp cemden farka gelir. Dört kapısı mâmur olur. Bunlardan birisi eksik olsa mürşid olamaz, kimseyi irşad edemez.”. Bu kriterleri sıraladıktan sonra bir mürşid-i kâmil bulmanın kolay olmadığının da altını çizer Selîm Dîvâne Hazretleri. Âriflerin Delili ve Müşkillerin Anahtarı
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.