Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kara Kemal Bey... :((
- Ne bileyim. Bir yolu vardır elbet. Madem siyaset bunlara sökmüyor, madem söz ve yazı hürriyetini tümüyle susturdular...O zaman anladıkları dilden konuşmak lazım. - Neymiş anladıkları dil? - Az önce kendiniz söylediniz; hadiseler kendi şartlarını zorluyor. - Doğru, illa ki zorluyor. Lakin ikilik denilen illet tek taraflı oluşmaz. - Anlamadım. - İstiklal Harbinin hitam bulup, 9 Eylül'de düşmanın denize dökülmesinin üzerinden daha iki ay geçmeden Meclise sunulan kanun teklifini hatırla... "Mebus seçilebilmek için, Türkiye'nin bugünkü sınırları içinde doğmuş olmak ve muhacir olarak gelenlerin de beş yıl kesintisiz olarak bu sınırlar içinde ikamet etmiş olması gerekir" deniliyordu. Bu teklifin hedefi düpedüz Mustafa Kemal Paşaydı. Ülkenin kurtarıcısı Mustafa Kemal Paşa! Onun yerinde sen olsan ne yapardın? - Üç-beş kendini bilmezin işgüzarlığıydı. Görüşülmedi bile. - Bu işgüzarlıktan sonra keskinleşmiş olamaz mı? Bugünkü şartlarda demokrasinin sökmeyeceğini düşünmüş olamaz mı? - Bunun karşılığı Takrir-i Sükun mudur? İstiklal Mahkemesinde cayır cayır adam asmak mıdır? Düpedüz istipdat rejimi kurmak mıdır? - İlahi adalettir Abdülkadir! - ? - Bakma yüzüme! Evet, İlahi adalettir. Abdülhamit istibdadına karşı ayaklanan biz... İttihat ve Terakkiyi kuran biz... Tutup onu alaşağı eden biz... Sonra? Sonrası ondan büyük istipdatçı olan yine biz... Üstelik memleketi bir de harbe sokup toz gibi savurduğumuz da cabası. Şimdi sen ne yapıyorsun? "Kader adalet ediyor" demiyorsun da; karşıma geçmiş, "Mustafa Kemal istipdat rejimi kurdu" diye şikayetleniyorsun. - Lakin... - Lakini makini yok. Varsın biraz da Ankara oynasın istipdatçılık oyununu. Sıkar dişimizi bekleriz.
Sayfa 171 - Selis KitaplarKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.