Gönderi

261 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Öncelikli incelemeye başlamadan önce yorum yapacak arkadaşları bir çift sözüm olacak; incelemede belirteceğim ayetleri ve hadisleri lütfen okumadan buraya gelip bana saldırmazsanız sevinirim:) Turan Dursun zaten aldığı din eğitimini biliyoruz o yüzden yazdıkların kesinlikle kayda değer olduğunu düşünüyorum.Sadece kafasındaki sorulara cevaplar
Din Bu-1: Tanrı ve Kur'an
Din Bu-1: Tanrı ve Kur'anTuran Dursun · Kaynak Yayınları · 20061,583 okunma
··
2.043 görüntüleme
Ferdinand Bardamu okurunun profil resmi
Arkadaşlar hepinizin verdiği cevaplar için ayrı ayrı teşekkür ederim. Ama hala beni tatmin edici bir cevap yok ortada . Hadis konusunu zaten ben bilerek yazdım İslam dünyasında sayısız uydurma hadis varken uydurma hadisi veya sahih hadis dediğiniz hadislere nasıl güvenebiliriz. Diyorsunuz ki kurana bakarız çelişmiyorsa o hadis sahih hadistir. Uydurma hadisin bu kadar çok olduğu bir ortamda insanlar arası ayrılıkların çıkması, insanların gruplaşması kaçınılmazdır. Ayrıca verdiğim ayet örneklerinde hala kadın-erkek eşitliği,kadının ikinci plana atılması, nesh olayı( tanrının fikir değiştirmesi) ve İslam dininin hoşgörülü ve hoşgörüsüz ayetleri hakkında kayda değer bir cevap alamadım. Uğur bey eşlerinizi önce uyarın, sonra yataklarınızı ayırın ve en sonunda onları dövün . Bu ayette geçen "dövmek" kelimesi ayetten aynen aktarılmıştır. Nasıl olur da burada anlatılmak istenen dövmek olamaz diye bir tez öne sürersiniz anlamıyorum. Tanrının kelimeleri mi bitti ki asıl kullanması gereken kelime yerine "dövmek" kelimesini kullandı !!!! "Dövmek" kelimesinin geçtiği bir kitapta nasıl kadın-erkek eşitliğini düşünebiliriz!! Yazarın yazdığı şeyleri enine boyuna okumak ve sorgulamak yerine direk onun yazdıklarını ben bunu nasıl çürütebilirim mantığıyla okursanız yazarı anlamanız mümkün değil. Bu sadece Turan Dursun için değil her fikir için geçerli bir durumdur.( Evrim teorisi gibi )
Muhammed Işık okurunun profil resmi
Osman bey sorduğunuz sorulara sizin istediğiniz cevapları verecek değiliz. Yazar fikirlerini yazmış. Kendince yorumlar yapmış. Saygı duyarım. Ama öküz altında buzağı aramak ve dine saldırmak doğru değildir. Bu tip ortamlarda açılan bu türde başlıklar dine saldırıya dönüşüyor ve tartışma başlıyor. Dine ve peygambere hakaretler oluyor. Konu amacınız dışına çıkıyor.
Ferdinand Bardamu okurunun profil resmi
Gökhan arkadaşıma verdiğim cevap galiba editörler tarafından silindi. Sevgili moderatör arkadaşlarımız neden böyle bir şey yapmış olabilirler??????
Muhammed Işık okurunun profil resmi
Öncelikle böyle bir konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim Osman Yüksel bey. Mevzu hakkında düşüncelerimi ifade etmeden önce bazı önemli konuları belirtmem gerekir. İslam dininin son kitabı Kuran-ı Kerimdir. Son Peygamberi Hz. Muhammed'dir. Buna inanıp, inanmamakta insan özgürdür. Allah tarafından gönderilen kitaplar dini tahrif edenler, başkaca din uyduranları ikaz ve uyarı için indirilmiştir. İslam dini harici uydurulan dinlerle mücadele etmek için Peygamberler gönderilmiştir. Toplumsal adaletin bozulduğu, insanların sınıflandırıldığı, ötelendiği, örselendiği milletleri doğru yola iletmek için kitaplar indirilmiştir. Bugün toplumumuzda içimize sinmeyen, kabul edemediğimiz, öfkeye kapıldığımız şeyler için İslam dini gönderilmiştir. Bugün elimizin altındaki kitap ( Kuran-ı Kerim ) bunun için vardır. Önemli olan inandığın şeyin gereğini yapmaktır. İnandığın dine, peygambere, kitaba aykırı şeyler yapıyorsan fayda değil zarar görürsün. Turan Dursun'un kitabını okumadığım için sadece incelemede yazan mevzular üzerine yorum yapacağım. Uğur ( mithrandir21 ) Ayetler ile ilgili değerlendirmeler yaptığı için tekrar yapmak da istemiyorum. Konu ile ilgili farklı örnekler de verilebilir veya Afşin'in yaptığı gibi kitap önerileri de yapılabilir. Bunlar bu konu ile ilgili yıllardır birçok ortamda yapılıyor. Turan Dursun ve onun gibi İslam dini üzerine kitap yazanlar haklıdırlar. Bu haklılıkları dinde sorun veya kitabında eksiklik olduğu için değildir. Dini yaşayanların, alimlerin dini istek ve arzularına göre yorumlamaları yüzündendir. Geçmişte ve bugün bile bu tahrifat devam etmektedir. Fakat inancını sorgulayan her birey biraz zaman harcamış olsa da İslam dinini öğrenmek ve anlamak istiyorsa mutlaka amacına ulaşacaktır. Osman Yüksel bey bu amaçla yola çıkmışsa doğru yoldadır. Dini kötü göstermek için yola çıkmışsa bunu ispat etmesi mümkün değildir. Bazı insanların aklını bulandırır ki arayışta olmak, kuru kuruya inanmaktan iyidir.
eskaza okurunun profil resmi
Turan Dursun'a saygım var, aydınlanmacı kimliği özellikle yalnız ayet çevirilerinde bir eksikliği olamaz mı? türkler üzerine olan hadisler zaten doğruluğu net değil
5 önceki yanıtı göster
Ferdinand Bardamu okurunun profil resmi
Hadis kitapları zaten çelişkilerle doludur. Ben orada Türkler ile geçen olayın kaynağını verdim sadece.
48 sonraki yanıtı göster
mithrandir21 okurunun profil resmi
Osman Bey, Allah'ın insanların diliyle, grameriyle bir ilgisi yoktur, günümüzde Türkiye'ye Türkçe olarak Kur'an inse senin, benim ve diğerlerinin anladığı Türkçe'den ayet iner, "televizyona çıkmak" diye bir ayet inse siz o ayeti televizyonun üstüne çıkıp oturmak olarak mı algılayacaksınız? Ben size bu kelimenin başka manaya daha geldiğini söylüyorum ve ayetin bir bütününe daha çok uyduğunu söylüyorum siz bana nasıl dövmek değil dersiniz anlamıyorum diyorsunuz, çürütmek için bu dövmektir diye gören sizsiniz maalesef. Yazarın dediklerini enine boyuna okumak ve sorgulamak yerine direkt onun yazdıklarını çürütmek mantığıyla okursanız yazarı anlamanız mümkün değildir demişsiniz, bana bu sözünüz çok gereksiz geldi. Dün burada önce buraya yorum yazıp sonra kitabı okuduktan sonra tekrardan buradaki yorumumu okuyacağım dedim bu unutulmasın lütfen. Aksi bir ispat verebiliyorsam bu neden önyargı ve çürütme derdine girmiş cevap olsun ki? Cevabım var ki verebiliyorum, cevabım olmadan yazara laf etsem haklısınız, bence burada çürütme derdi ile önyargıya düşen siz oldunuz çünkü verilen cevabı düşünmeden inkar eden siz oluyorsunuz. Yazar farklı bir kelime manası olan kelimede hatalı çeviriye bakıp yorum yapıyor yani direkt kendisi çürütmenin peşine düşmüş, objektif bir yazar olsaydı o kelimenin farklı bir manaya daha geldiğini söylerdi ve sizin bana bunu söylemeden önce bunu yazara söylemeniz lazım. Dün paylaştığınız alıntıya sorduğum cevapları veremediniz ya da vermediniz, bu cevaplar yoksa eğer kitabı okumadan kitap hakkında puan verebilirim o da sıfırdır ve benim gözümde bu kitap boş bir sorgulamadır, farklı kelime manalarından kendine pay çıkarmadır, uydurma hadis dediğimiz hadislerden dini kötülüğe çalışan biridir.
Ferdinand Bardamu okurunun profil resmi
Hangi Kuran çevirisinde dövmek yerine farklı bir anlam kullanılmış Uğur bey ? Az önce Ali bey içinde yazdım Diyanetin kendi çevirisinde bile kelime aynen geçmektedir.Ve ben sadece bunu değil diğer ayetleri de sordum size ama kayda değer bir cevap alamadım.
25 sonraki yanıtı göster
mithrandir21 okurunun profil resmi
Ateizm, deizm ya da agnostizm karşıtı bir cevap vermeyeceğim, böyle bir yoruma karşılık her bir Müslümanın yapması gerektiği gibi ortaya atılan görüşlere karşı kendimce cevap vermeye çalışacağım. Bakara 28'de bir eşitlik var, sanırım yazar burada alttaki ayetlere de bakarsak eşitsizlik olduğunu söylemiyor. Nisa Suresi 3. ayetteki fazladan eş alma kısmını ele almış Turan Dursun, ayetten de anlaşılacağı üzere burada yetim kadınlardan bahsediliyor, birden fazla eş alabilmenin tek bir onayı vardır o da kadınlar yetim ise, kimsesiz ise ama adaleti sağlayamazsınız bir tane alın diyor yani ilk eş kadın ben istemiyorum derse ikinci eş olmaz, izin yoktur. Kur'an tüm insanlığa indiği kadar zamanının Mekkesine de inmiştir. Maalesef o zaman gerçek manasında ataerkil bir toplum hakimdi, kimsesiz, yetim bir kadının rahat bir şekilde yaşaması çok zordu, geliri olmayanın devletten yani olmayan devletten veya yönetimden yardım alması söz konusu değildi ve bunun o an ki düzene göre çözümü de yetim kadınların bir erkeğin nikahına alıp sahiplenmesidir. Günümüz şartlarında böyle bir durum yoktur ve böyle bir durumdaki kadının yardım alabileceği birçok imkanlar da vardır yani geçimi için bir erkeğin nikahına girmek zorunda değildir. Şimdi bana cevap gelecek "Allah niye açık açık söylemeyip bu durumu değiştirmemiştir? " diye. Öncelikle ateist arkadaşlar bu soruyu soracakları için onlara demek isterim ki hem tanrıya inanmazsınız hem de kafanızda bir tanrı figürü oluşturmuşsunuz ve tanrının her bir şeye el atmasını istersiniz, tanrı bu tarz şeylerle ilgilenmiyor, insanların kendi düzeninde yaşamasını istiyor, yani sizlerin tanrı yok demeniz gibi birçok ama birçok yaşamınıza karışmıyor ama 70'den fazla ayette de akla vurgu yapıp aklınızı kullanın diyor, yani aklını kullan ve kendini geliştir, burada, bu ayette hiçbir şekilde zorlama şekilde vurgu da yoktur. Bir şart veya farz değildir bu durum, imanın şartı ise hiç değildir. Zaten tek eş o topraklarda genel olarak da olan bir şeydi, müşriklere bile baktığımızda genel olarak tek eş hakimdir. Nisa 34'ün esas inme sebebi boşanma üzerinedir. Ayetteki esas kelimemiz de "vadrıbû-hunne" dir. Birden fazla manaya gelen bir kelimedir. Vurun manasına da gelir, uzaklaştırma, salıp gitme manasına da gelir. Ayete sırasıyla bakıyoruz, ilk önce sadakatinden şüphe ettiğiniz eşinize ilk önce nasihatte bulunun diyor (çok güzel) sonra da aynı evde olun ama yataklarınızı ayırın diyor (zamanın şartlarına göre bir boşanma meselesinde çocuk var mı yok mu soru işareti olmasın diyedir) ve sonunda da onları "dövün" diyormuş. Şimdi bu ikisinin bir sonraki aşaması "dövmek" olamaz, akıl var mantık var, hem eşinle yatak ayıracaksın hem de sonra dövecek misin? "Vadrıbû-hunne" kelimesini burada her aklı başında olan yatakları ayırdıktan sonra uzaklaştırma yani evi ayırma manasına geleceğini anlayabilmelidir. Sıralamaya aykırı bir kere. Ahzab 50 , Nisa 3'e bağlı bir ayettir, onun gölgesi altında yorumlanması gerekir. Ahzab 51'de ise istisnai bir durum vardır, evet haklısın okuyunca insan bir an durup düşünüyor. Semavi inançlarda ataerkil bir yapı yoktur. Kur'an'da birçok ayette Allah erkeğe seslenirken aynı anda kadına da seslenmektedir (Tevbe 71, Ahzab 35) Peygamber kadın olamaz, birçok zorluk olaylarında kadın fiziksel güç olarak erkekten azdır, birçok olayda güç vs. gerektiren konularda kadın erkeğe karşı koyamaz, kadının özel günleri vardır ve o günlerde zorluk çekerler, kadın olan bir peygamberin ibadet yapamadığı günler varken nasıl peygamber olsun? Hem lütfen konuları saptırmayalım, madem her konuda kadın erkek eşit neden batan bir gemide önce kadın ve çocuklar kurtarılıyor. Kadın ve erkek sosyal haklar vs. benzeri konularda eşittir, fıtrattan fiziksel olarak ve fiziksel olaylara karşı eşit değildir, din yaygınlaşması gibi konularda da kadın ikinci planda kalmış olmasa da aktif olanın erkek olması bana göre uygundur, ben burada eşitsizlikle veya ataerkille ilgili bir şey göremiyorum. Tanrıyı erkek olarak kim düşünüyor merak ettim, tanrıyı erkek olarak düşünende sorun vardır, dinde ve inançta değil. Maymunlaşma kısımları birer benzetmedir aynı Müddessir Suresi 50. ayette olan "ürken yaban eşekleri gibi" kısmı gibi. Yazarın verdiği hadis örneği ise bariz uydurmadır, bu hadisi destekleyen ayet yok diye biliyorum; çünkü ayet yoksa peygamber böyle bir şey bilemez. Kur'an yakılması konusuna gelince, alıntına yaptığım sorularıma cevap alamadım hâlâ :) Kur'an'da nesh yoktur, nesh vardır diyen Kur'an'a iftira atar. Kafirun Suresi bizim her zaman uymamız gereken bir sure iken Tevbe suresi filan savaş zamanında uyulan bir ayettir, şu an doğuda operasyon yapan askerlerimiz de, kurtuluş mücadelesi veren Atatürk de bu ayetlere uygun şekilde savaşmıştır ve savaşmaktadır yani toprak mücadelesi, haklı mücadele vs. vs. ve herhangi bir hoşgörüşsüzlük de yoktur. Cihad denilince hep de asmak kesmek anlayamayalım, yazar da bariz böyle anlamış. Biz insanın en büyük cihadı cehalet ile olmalıdır derken nasıl aklımıza asmak kesmek gelmiyorsa bunlarda da gelmemeli. Türkler ile olan hadislerin hepsinin uydurma olduğu çok bariz bellidir, hadisler gaybten bilgiler içeriyor, Muhammed Peygamber de gaybı bilemez. Gaybı sadece Allah bilir. Neml Suresi 65. Muhammed Peygamber Ay'ı ikiye bölmemiştir, ikiye böldü demek uydurmadır. Peygambere bir tane bile (Kur'an hariç) mucize verilmediği Kur'an'da yazmaktadır ama hadislerde ve siyerlerde yüzlerce mucize yazıyor, bu yazan mucizelerin hepsi de uydurmadır, peygamber yarıştırmadır ve benim peygamberim senin peygamberini döver demektir. Ay ikiye bölünmüş olsa bunu Mekke'deki küçük bir topluluk mu görür yoksa dünyanın karanlıkta olan bütün yarısı mı görür? Hiçbir farklı tarihi kaynakta böyle bir şey yazmadığı için Şakk-ul Kamer olayı uydurmadır, hatta desteklemek için Kamer Suresi örnek olarak gösterilir ama orada "zaman geldi" denilerek kıyamet zamanı anlatılmaktadır. Kıyamet zamanı olacak olan bir şey o kısımda olmuş gibi anlatılmaktadır, bu tarz dil kullanımı Kur'an'ın birçok yerinde mevcuttur.
İsmail okurunun profil resmi
Öncelikle ateizmi seçen(Turan Dursun) ve seçmiş tüm ateistler aslında neyin savaşını veriyor, anlamış değilim.Gayet basit ve sade bir yaşamla ömürlerini devam ettiren insanlar, inançlı kesimlere neyi kanıtlama peşindeler?Yani ateizm nötrdür.Şundan dolayı ki; Yaratıcıya inanan bir kesim kendi değerlerini ve buna yönelen soruları cevaplamada eşsiz bir bilgiye sahip olması lazım.Oysa ateistlerin bunla ilgili bir dertleri yok.Çünkü tamamen dini olarak hiçbir şeye inanmamaktadırlar.Bu ateist- din meselesini biraz daha açıcam az sonra. Ben şuna inanıyorum ki ateizmi savunan insanların sosyal hayatlarında çok ılımlı, gösterişten uzak, saygın bir kişiliklere sahip olduklarını biliyorum, gördüm ve yaşadım.Benim onlarla aramdaki veya belli bir dine sahip kişilerin onlarla arasındaki tek sorun ve anlaşamamazlık, inanç kavramıdır. Ben kendi kendime şu soruları çok sordum:Neden ateistler sadece İslam ve Müslümanlık ile ilgili konularla uğraşırlar?Bir Protestanlık, Yahudilik veya başka dine mensup insanlarla da hiç tartıştılar mı?Örneğin Türkiye'de 1k ortamında İslam dininin boyutlarını ele alırken, İsrail'de mesela 300 k adlı sitede Yahudilerle münakaşaya girdiler mi?Veyahut Abd'de Katolik, Hristiyanlık inancı ile büyümüş insanların karşısına hiç çıktılar mı?Neden hep İslam ile uğraşmak? Oysaki ateizm kavramı tüm dinleri reddetmek değil midir?Tüm dinlerin görüşlerine karşı eşit bir şekilde yaklaşmak neden olmuyor?Ben bir ateist olsam inan ne İslam'la ne de başka bir dinle uğraşırım.Biri dese ki sen kimsin diye?Kardeşim ben kesinlikle hiçbir dine inanmıyorum.Bundan daha keskin bir cevap olabilir mi? Sosyal hayatta da ayrım var.Bakın arkadaşlar tam bilgim olmayabilir.Uyarabilirsiniz.Örneğin; bir ateist bir Alman'ın bir Fransız'ın kitabını okuyor.Hoş karşılayabiliyor, beğeniyor ama bir İmam Rabbani veya bir Necip Fazıl okudu mu ateş püskürüyor hatta hiç okumuyor.Bunu da geçtim.Ülkemizde çoğu kültürümüz, örflerimiz sırf İslam ile alakalı olduğu için çoğu ateist kötü bakıyor bu olaylara.Ama bir İngiliz şarkısı, Bir Fransız kültürü, bir kilise kuralları, İsa'yı anma etkinlikleri, Ağlama Duvarı gibi konulara gelince neden Ateistler bu tür konuları bir kültür göstergesi olarak benimsiyorlar.Halbuki inancı olmayan bir insan tüm DİNLERİ reddeder ve o kişilerin görüşlerini ve inandığı sembollerini. Biliyorum uzattım.Bu yazdıklarımın inceleme ile alakası olmadığını söyleyenler olabilir.Doğrudur.Ben zaten eskiden beri aklımdaki manaları sizlerle paylaşmak istedim.Şimdi inceleme içinde bir kaç söz söylemek istiyorum. Eserde geçen bir yerde ılımlı ayetler bir yerde hoşgörüden uzak ayetler konusu var.Bu dünya bir imtihan dünyasıdır.Allah'ın rahmeti ve merhameti sonsuzdur.Lakin burda Allah'a inanmayan insanlar Kur'an ayetlerince kafir ilan edilirler ve Allah bu insanlara nasıl azap edileceğini açıklamıştır.Hoşgörü nedir? Hoşgörü ve din nedir?Bu kavramları iyi bilmek lazım.Yan komşun bir Hristiyana komşuluk haklarından dolayı ona iyi davranmak hoşgörüdür.Ama o Hristiyan Allah'a karşı gelirse bu tamamen din ve inanç boyutuna girer.O zaman deriz ki Cehennem var hani hoşgörü diye.Ayrıca inanan bir kişi inandığı ritüellere tamamen iman eder.İman öyle bir şeydir ki artısı eksisi olmaz.İman, tümüyle kabullenmektir.Ayrıca hoşgörü kime ve neye karşı yapılır?Kur'anda azaba uğrayacak insanları hoşgörü merceğinde incelersek zaten herşeyi inkar etmiş oluruz.Allah; bir kişi harama giderse ona azabım olacaktır, diyor.Burda mümin, kafir, münafık ayrımı yapmıyor.İnsan olarak sosyal hayatta görüyoruz ki bir kadına veya bir çocuğa kötülük yapılınca nasıl hiddetleniyoruz değil mi?Eee demezler mi hani hoşgörü diye?O adamı hapse atın eziyet etmeyin der hoşgörü.Ama bu insan linç edilir.Hoşgörü öldü mü?Hayır ölmedi.Sadece gereken yapıldı diyebiliriz.Hani burda yanlış anlamayalım, benzetme yaptım.Allah'ta Kitabın'da şunları şunları yapın şunları şunları yapmayın emrediyor. Hadisler konusuna girmeyeceğim.Sadece şu Türkler ile ilgili bahsedilen hadislere değineceğim.Öncelikle biraz güldüm.Neden mi?Türkler veya buna benzer olan hadisler hemen kabul edilir ayet gibi kesin ve doğru ama namaz, oruç gibi hadisler olunca hemen uydurma denilir?:)Peygamberimiz bu sözleri söylemiştir veya söylememiştir.Nedense Peygamberimiz , bir Alman, bir İtalyan, bir Romalı, bir Persli, bir Çinli ile ilgili şeyler söylememiş Haşa kafayı Türklere takmış.Kaldı ki eğer bu sözler doğruysa Türkler için fevkalade güzel sözleri var.Demin baktım, araştırdım.Bazı arkadaşlarda bakabilir.İncelemede belirtilen hadis ise yarım kalmış gibi sanki.Çünkü bu hadise baktığımda şöyle yazıyor: Benim ümmetimi öyle bir kavim sürüp, kovalayacaktır ki; onların yüzleri (yuvarlak ve) enli, gözleri (çekik ve) küçük, çehreleri sanki üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibidirler. Onlar üç defa Arabistan yarımadasına kadar ilerleyeceklerdir. İlk istilada onların önlerinden kaçanlar kurtulacaktır. İkinci istilada hücuma uğrayanlardan bazıları helak olacak ve bazıları da canlarını kurtaracaklardır. Üçüncü istilada ise onların kökleri kesilecektir (Artık istilalar son bulacaktır) işte onlar Türkler’dir. Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH’a yemin ederim ki, Türkler (çok yakın bir gelecekte) atlarını Müslüman mescidlerinin direklerine bağlayacaklardır. Ebu Davud (Nuseym b. Hammad, Kitabü’l Fiten, Atıf Ktp. No:602,V.121122) Bakın bu hadisin sonunda mescidlerine bağlayacaktır kelamı var.Manaya bakınca istilalar sonunda Türkler imana gelecektir de olabilir mescidleri talan edecektir de olabilir.İyi bilmek lazım.Türkler hakkında hadislerin çoğu övücü.Tabii uydurma değilse.Aha işte esas konu. Ben inanıyorum ki dinler; insanların nasıl yaşaması veya neye inanması konusu üzerine tasarlanmıştır.Türkle, Almanla uğraşmaz.Hadisler, ibadet gibi konularda bir şeyler anlatıyorsa hadistir.Kaldı ki dinler ırklara bağlı kalırsa din olmaz.Allah'ı inkar eden bir Türk'te azaba uğrayacaktır.Torpil yok.Allah Kur'anı Türkler veya başka ırklara göre vahyettirmemiştir.Zaten Şanlı Türk insanı inanmasa bile tarihte nice destanlar yazmıştır.Bu ayrı bir konu.Din ve ırkları aynı tabloda tartışırsak olumlu bir sonuç alamayız. KAfanızı biraz ağrıttım.Kusura bakmayın.:)Saygılar...
Ferdinand Bardamu okurunun profil resmi
Öncelikle hiç yazdıklarımı dikkate almadan yıllardan beri size öğretilen, kafanızda oluşturduğunuz din anlayışıyla karşıma fırlamış gibisiniz. Peki öncelikli şunu söylemek isterim ben ateist değilim ve amacım kimsenin inancına karşı çıkmak veya insanları ötekileştirmek değil. Zamanında Turan Dursun yapmış ve ortaya çıkardığını tezlerini, düşüncelerini tartışmak için din alimlerini davet etmiştir ama kimse çağrısına cevap vermemiştir. Şimdi ben yapıyorum aynısını yukarıda yazdığım ayetleri tartışalım diye ama herkes kulaktan dolma bilgilerle karşıma çıkıp yıllardır belirli kitlelerin ağzına sakız olmuş din anlayışı ile bana cevap vermeye çalışıyor. Hadis kitapları ile ilgili daha önce cevap vermiştim lakin bilinmeyen bir sebepten ötürü yorumum silindi. Hadis kitaplarının zaten %70 uydurma hadislerle doludur ve ortalama bir müslüman aklına yatan hadise sahih hadis yatmayana uydurma hadis deyip aradan kolayca sıyrılıyor. Yapmayın etmeyin bu o kadar basit bir şey midir? İçinde bir tane bile uydurma bir hadis bulunan hadis kitabının diğer hadislerinin uydurma olduğunu nasıl anlayacağız nasıl güveneceğiz!!! Bazı arkadaşlar buna ayetlerle karşılaştırma yaparım çelişmiyorsa sahih hadis çelişiyorsa uydurma deyip geçerim diye cevap verdi. Haklılar da kendilerince ama Kuran'da geçen çelişkileri nereye bakıp kıyas yapacağız?? İşte burada aklımızı ve mantığımızı kullanmamız gerekiyor. Ben Turan Dursun dan nefret etmiyorum ayrıca ona körükörüne bağlı da değilim. Bu adam araştırmış, sorgulamış, kendine göre doğruyu yanlışı bulmuş bundan bir fikir ortaya atmış ve bizlere sunmuş. Kimseyi zorlamamış, ister inanırsınız ister inanmazsınız!! Ama ne olmuş biliyor musun Sivas katliamındaki yobaz kafalar bir araya gelmiş ve kimseye zararı dokunmayan bu adamı sırtından kalleşce vurarak öldürmüşlerdir. Neden? insanlara sorgulamayı, araştırmayı öğrettiği için, önümüze gelen her boka körükörüne inanmayın dediği için. Toparlamam gerekirse Turan Dursun un örnek verdiği ayetler açıktır, temizdir, eksiksizdir, Kuran'da ne yazıyorsa aynen aktarmıştır. Ama bana gelip aslında orda şunu demek istiyor ayetin demek istediğini şu yorumcu çok güzel açıklamış gibi basit açıklamalarla gelmeyin. İsmail bey burada size cevap vermiş gibi oldum ama bunu genel bir cevapmış gibi kabul edin lütfen. Saygılar.
mithrandir21 okurunun profil resmi
Şimdi yorum yazınca hareketlenir burası ve anlayıştan uzak bir tartışma çıkar.Yazarın dediklerini az çok anladım, https://1000kitap.com/Zagor27 sağ olsun geçenlerde tavsiye etmişti bana kitabı, o zamandan beri de ilgim var ve yakın zamanda okumayı planlıyorum. Okuyup yorumlaman benim için çok iyi oldu. Şu an dışarıda ve mobildeyim maalesef, bilgisayar başına geçince incelemeni tekrardan okuyup kendimce cevap vermeye çalışacağım ve sonra da kitabı daha doğrusu seriyi okuyup inşallah burada yazdığım cevabı tekrardan gözden geçireceğim.
Ferdinand Bardamu okurunun profil resmi
Okuduktan sonra daha sağlıklı fikir alışverişi yapabiliriz
Ertan