Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yürekleri parçalayan hayat hikayeleri vardır ya, işte o hikayelerden bir tanesini kaleme almış yazarımız. İki kapak arasına, 37 yıllık bir yaşamı 103 sayfaya sığdırıp, okurların yana, yakıla okuyacağı bir kitap haline getirmiş. İnce bir kitap, ufak tefek bir adam ve acılarla dolu bir yaşam... "Benliğine tahammülü olmayanın hayata tahammülü olur mu?" Daha anne rahmine düştüğü an hayata bir sıfır yenik başlamış ana karakterimiz. Annesi doğmasını hiç istememiş, içinden söküp atabilmek için çok uğraşmış ama o inatla hayata tutunmuş. Anne karnındaki altıncı ayında, annesinin girişimleri devam etmiş ve mutfak tezgahından kendi yere bırakmış ama yine de içinden söküp atamamış hatta daha kötüsü olmuş, istemediği oğlu özürlü doğmuş, yaşı ilerlesede bedeni küçük kalacakmış... Annesi ona sevgi kırıntısı bile göstermemiş ve evi terkedip gitmiş. Durum böyle olunca da babasıyla birlikte kalmış. Bu arada baba dediğime bakmayın! Adı baba olup da babalıktan haberi olmayan, sürekli çocuğunu aşağılayan, küçümseyen, her fırsatta ve hatta insan içinde bile rencide etmekten geri durmayan bir baba... Şimdiyse 37 yaşına gelmiş, eski İstanbul'da babasının bakkal dükkanında çalışıyordu. Sosyal yaşantısı yoktu, ev ve bakkal arasında geçen bir döngü içine sıkışıp kalmıştı. Hayatındaki tek güzellik, tek taraflı yaşadığı aşktı. Kıza karşı platonik bir aşk yaşıyor, hayaller kuruyor, duygularını ve ona, onu ne kadar çok sevdiğini söylediğinde kızın da kendisini seveceğini düşünüyordu. Fakat hiçbir şey düşündüğü gibi olmayacak, aşkı için seçtiği yol, babasının da onu takip etmesiyle kendisinin sonu olacaktı... Çok yönlü bir bakış açısıyla üzerine konuşulacak bir kitap olduğunun ve farkındalık açısından da 18 yaş üstü çocukların kesinlikle okuması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Yazarımız ana karakterimize bir isim vermemiş ve kitabı ana karakterimiz iç sesiyle anlatmış. İç sesi diyorum çünkü duygularını ve düşüncelerini asla dile getiremeyen biriydi. Sevgisiz yapılan bir evliliğin istenmeyen çocuğu olarak dünyaya gelmesi zaten yeterince zorken, üstüne özürlü doğması ve sevgisiz büyümesi onda özgüven eksikliğiyle birlikte ezilmişlik duygusunu da tetiklemişti. İnanın "Artık susma, konuş lütfen" dediğim yerlerde onun dış sesi olmak istedim. Özge Hanım'ın kalemine yüreğine sağlık. Kalemi daim, okuru bol olsun. Kendisi ince ama içeriği dolu dolu olan bu harika eseri herkese gönülden tavsiye ederim.
Ufak Tefek Bir Aşk Hikayesi
Ufak Tefek Bir Aşk HikayesiÖzge Aydın Özcan · 25m2 Kitap · 059 okunma
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.