Bu topraktan biriydi
Adı Orhan Veli’ydi
Elleri dost omuzunda
Yaşamak kaderiydi
Kendi gitti ismi kaldı yadigâr.
Çiçek verdi, gülesiye
Şiir verdi, kıyasıya
Yaşaması ölesiye
Kendi gitti ismi kaldı yadigâr...
Cahit Irgat
36 yaşında öldü Orhan VELİ. Türk şiirini kökünden sarsmış,yüzlerce şairi tesiri altında bırakmış genç yaşta pek az kimseye nasip olan bir şöhret kazanmıştı.
Başka bir ülkede doğsaydı uluslararası bir şöhrete de ulaşırdı. "Son zamanlarda işittiğime göre ceketi olmadığı için gömlekle dolaşıyormuş." Onun yüzde biri kadar sanatkar olmayanlar,hatta insan olmayanlar bugün genel müdürlüklerde, sefirliklerde sefa sürüyorlar. yani o zamanlarda da liyakat yoktu ve şair Orhan VELİ ceketsiz öldü...
-yaşamak-
Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine…
-Bin türlü mavi akar Boğaz’dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
Orhan Veli Kanık
Nâzım Hikmet, Orhan Veli'nin öldüğü o günlerde hapisten yeni çıkmıştı.
İhsan İpekçi’yle stüdyoya gelmişlerdi. Onun bir senaryosunu film yapıyorduk. Söz Orhan’a geldi:
– Çok içermiş doğru mu? dedi.
– İçerdik, dedim.
– Yazık, en verimli çağında gitti, dedi, yazık oldu, yazık oldu, çok yazık...
●
Melih Cevdet Anday : “Benim için de herkes gibi büyük bir şair, büyük bir insan öldü,” dedi. “Ama bu kadar değil. Kolum, kanadım kırıldı. Azaldım. Eksildim,” dedi.
●
Cahit Sıtkı Tarancı senin ardından: “Orhan Veli, ölümüyle, şimdiye kadar ciddiye alınmayan yeni Türk şiirini ciddiye aldırdı, bu şiire sevgi ve saygı gösterilmesi lüzumunu bütün halk tabakalarına kabul ettirdi,” diye yazdı.
Tanıyan yazdı, tanımayan yazdı senin için, şiirin için.
●Mümtaz Faik [Fenik] yazdı.
●Adviye Fenik yazdı.
●
Asım Bezirci ve başkalarıda yazdı...
– Orhan Veli’ye ağıt –
Morgda açılınca kafatası
Doktor beyler beyin gördüler
İndirince göğüs kafesine neşteri
Doktor beyler yürek gördüler
Yürekte ne gördüler dersiniz
Yürekte memleket gördüler
Dünya gördüler
Bir de dost gördüler
Ama bu işte doktor beyler
Doğrusu geç kaldılar
Çok geç kaldılar
Halim Şefik
Orhan Veli'de bildiğin 3 okka yürek vardı. Yüreğinde 783 bin 562 kilometrekare memleket gördüler... sadece şair değil halk için sanat yapan şiir yazan onurlu aydınlardan biridir Orhan VELİ....
"Ama söz konusu şiir olunca, dil olunca, biraz da fikir olunca tıkır tıkır dizerdi konuşmasını, o kısık o çatlak sesiyle usul usul.
Güzel konuşmazdı, daha çok güzel susardı. Gençliğimden bu güne, gözlerim kadar dost bildiklerim vardı. Açlık yalnızlık gibi bir şeymiş bırakılmak. Şu meyhaneler de olmasa, nerede yazacaktım yazdıklarımı?.. Yalnızdım tüm ilgilerle. Kutsal şeffaf yalnızlık. Tüm çıkmazları aydınlığa vardırmak için. Anılar, kül rengi akşamlarda duman… Pırıl pırıl, parlak, zaman zaman… Ve gitmişlerin peşinden yazılmış yazılar ve söylenmiş şarkılar. Hepsi O kadar."
Son söz yine Orhan Veli'de ;
ÖLÜMÜM
O sabah alnımda iki ter damlası konuşacak Yorgun olarak öldüğüme dair
Benim Yeni Sabah’ı bir başkasına verecek gazeteci
Yusuf İskele kahvesinde çayım soğuyacak
İlk vapur yolcuları arasında olmadığımın farkında bile olmıyacaklar
Lâz müezzin hakkımda salâ verecek İmam bildiğini okuyacak
Bozuk düzen makamından
Hiç Çamlıca kuşbaşı kar yağarken ölünür mü diyen
Yarıdan fazlası abdestsiz cemaatim olacak
Ve hepsi de İyi biliriz diye yalan söyliyecekler
Ertesi sabah Cumhuriyet’te sülâlem sayılacak Müessif bir irtihal denmiyecek
Ve nihayet Başı boş hayatım gibi
Başı boş mezarım da taşsız kalacak.