Gönderi

168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Olduğum Yerden Geçip Gitmek
Hikayenin geçtiği küçük İtalyan kasabasının adı yok; kafelerin, meydanların, sokakların adları yok; eski sevgililerin, arkadaşların, ailelerin adları yok. Ve dahası 46 yaşında olduğunu bildiğimiz kadın karakterimizin de bir adı yok. Tüm bu mekanları, kişileri adsız bırakarak sanki onlarla aramıza mesafe koymak istiyor yazar. Okurunu hikayenin tüm detaylarından özgürleştirirken, o sade diliyle anlattığı “yalnızlık” duygusuyla ise okuru sarıyor ve aramıza bir nefeslik bile mesafe koymamıza izin vermiyor. Karakterle ilgili günlük rutinleri dışında fazla kişisel detaylar bilmemekle birlikte, kendisinin o melankolik yalnızlığını çok tanıdık buluyoruz. Oldukça yoğun, lafı dolandırmadan, tertemiz anlatılmış bir yalnızlık. Kalabalıklar içinde tercih edilmiş bir yalnızlık. Kendini, topluma anlatma ve tanıtma derdinden azat etmiş bir orta yaş yalnızlığı. Bağ kurmaktan ve bağlanmaktan ustaca imtina eden bir kadın. Yalnızlık vurgusu sadece ana karakterimiz üzerinden yapılmıyor. Çocuklu hayatın kaosundan uzaklaşabilmek için devamlı iş seyahatlerine çıkan kadın, yüzme havuzundaki felaket tellalı yaşlı kadınlar, onaltı yaşında ailesinden özgürleşen genç kız, mutsuz evliliklerin içinde yalnız kalan çiftler… Bedenin ve ruhun yalnızlıkları, kimisi tercih edilmiş kimisi edilmemiş… Karakterimiz için kendi hayatı, çevresi, arkadaşları ne kadar bunaltıcı ise tanımadığı bilmediği hayatlar o kadar hayat dolu. Belki de bu yüzden hep gözlem halinde. Kafelerde, mağazalarda, trenlerde… Gözleri hep yabancılar üzerinde. Onları izliyor, ilişkileri hakkında çıkarımlar yapıyor ve kendisinin insanlarla kuramadığı yakınlığı onların birbirleriyle kurduğunu düşünüyor. Hikaye boyunca birkaç kez yinelenen bir ölüm korkusu var. Bu korku ölümün kendisinden ziyade yalnız bir hayat geçirmekten kaynaklanıyor diye düşünüyorum okurken. Çünkü yalnızlığın bir gün paylaşılabilir olacağına dair saklı bir umut var karakterimizde. O sebeple de yepyeni bir başlangıç yaparak hikayesini sonladırıyor. Not: Arka arkaya iki Eren Yücesan Cendey çevirisi okudum. “Sinekkuşu” çevirisiyle okuru mest ederken, “Olduğum Yer” çevirisiyle de kitaptaki duyguları birbebir yaşatıyor. Kendisi “ne çevirse okurum” dediğim çevirmenlerden. Kalemine sağlık.
Olduğum Yer
Olduğum YerJhumpa Lahiri · Domingo Yayınları · 2022550 okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.