Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Fransa’nın en beğenilen edebiyatçılarından biri, şiirin usta ismi Louis Aragon’dan bir düz yazı. Yaklaşan ilk büyük dünya savaşının gölgesi altında burjuvaya baş kaldırının; kadınların, emekçilerin, ezilenlerin kuralları yıkıp kendilerine yol açmaya çalışmasının hikayesi bu. Aragon’un kaleminden epey uzun, detaylı bir hikaye. Aragon romanını, o bölümdeki kahramanlarının ismini kullanarak, 4 bölüme ayırmış. Diana, burjuvazinin şımarıklığının; halkın ihtiyaçlarından bihaber bu topluluğun bol ihanetli, ayak oyunlu, paraya, güce ve unvana tapan yaşamlarının simgesi olarak beliriyor ilk bölümde. Işıldayan güzelliği sayesinde, güç ve para ne yöne gidiyorsa Diana da o yöne kolayca hareket ediyor. Hiçbir manevi değeri, hiçbir kültürel birikimi, bir merakı ya da çalışma arzusu yok Diana’in. Kendisinden de kurnaz annesi ile birlikte düzenlerini yürütme derdindeler ve romanın sonunda da göreceğimiz gibi bunu başaracaklar. Kimse onları yıkamayacak. Catharine romanın merkezindeki kahraman. Dönemin arada kalmış bireyinin temsilcisi. Ne burjuva, ne değil; lüks hayatı seviyor, ama ayaklanan işçileri anlıyor; okumayı seviyor, sosyalizme ilgi duyuyor ama tepki vermenin, eylemlere katılmanın çok uzağında. Çalışanların haklarını almasını destekliyor ama çalışmak yerine baba parası yemeyi tercih ediyor. Romanın merkezinde, zira dönemin iç çatışmalarını, sosyalizmin ilerleyişini, sermaye-emekçi çatışmalarını, sendikalaşmayı tarafsız gözle izlememizi sağlıyor. Hiçbir erkeğe bağlanmayan, toplumsal ahlak kurallarını umursamayan güçlü tavrıyla feminist hareketin ilk temsilcilerinden biri olarak da sivriliyor. Victor bir şoför. Akıllı, bilgili, karizmatik bu adam sendika eylemlerinde başı çekerken, tanıdığı erkeklere hiç benzemeyen özellikleri ile Catharine’i etkiliyor. Erkeklerin kendisini yatağa atmak için çevirdiklere numaralara doymuş, onları seks için kullanmaktan sıkılmış Catharine belki de tek aşkı, platonik de olsa, Victor ile yaşayacak. Son birkaç sayfada ise Aragon’un “modern çağların kadını“ olarak tanımladığı Alman Markist Clara Zetkin’e selam duruşu var. Aragon düz bir akış ile, uzun yazıyor. 1905lerden 1912lere uzanan dönem tarihini bir nevi kahramanların yanıbaşında gezermiş gibi yaşama şansı verse de okuyucusuna, ben beklediğim keyfi alamıyorum. İsimlerin, olayların arasında kayboluyorum. Heyecansız, kıpırtısız, o dümdüz anlatım beni bunaltıyor. Yine de toplumcu gerçekçi edebiyatın önemli eserlerinden biri sayılan bu romanın, hiç değilse dönemin ruhunu anlamak için okunmasını öneririm. (“Ben çektim, biraz da siz çekin bakalım“ der gibi olmuş Bakmayın siz bana)
Basel'in Çanları
Basel'in ÇanlarıLouis Aragon · Yordam Kitap · 2021118 okunma
·
792 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.