Gönderi

624 syf.
·
Puan vermedi
İlk önce kapak hakkında konuşmak istiyorum. Ben kapak tasarımını çok beğendim, kitaba yakışan bir kapak olmuş. Yazarların yazım dilini ise çok akıcı buldum. Zaten kitaba başladığım an kitabı bitirmeden başından kalkamadım. Ben zaten böyle aşiret, töre kitaplarını seviyorum. Ama bayadır beni böyle içine çeken bir kurgu okumamıştım. Ayrıca kitapta düşmandan aşka konusunu içeriyor, okumasam olmazdı. Zeyno ve Cesur kitap boyunca beni çok sinir etti ya. Sürekli biri adım atarken diğeri geri adım atıyordu beni çıldırtıyorlardı. Zeyno'nun dik başlılığına ne demeli ahaha. Cesur da az değil o da tam dediğim dedik bir karakterdi. İkiside sivri dilli, dik başlı ve tatlı atışmaları olan bir ikiliydi. İkisinede üzülmedim değil biri aşkını kalbine gömmek zorunda kaldı diğeri ise sevmediği bir kadınla hayatını geçirmek zorunda kaldı hatta oratada bir kan davası var. Zaten şu kan davaları olmasa olmaz ve bir de hâlâ günümüzde devam etmesine ne demeli. Umarım en kısa zamanda o da biter. Kitabın başta sona temposu hiç düşmedi, sürekli bir olay içerisindeydik. İyi ki de sürekli olay vardı, ben çok severim böyle gidişatları. Zeynonun ailesine ise çok sinir oldum bu kitapta ya, valla delirttiler beni. Bir anne ve baba çocuğunu bu kadar kolay silemez bence. Neyse ikinci kitapta belki ardı arkasını öğreniriz. Yan karakterleri sevmedim değil. Diljin, Rehma, Yade Keje, Hawar, Siyabend, Ferman... Hepsini de ayrı ayrı sevdim. Rumi, Arjin karakterini sevmedim. Ama sonradan Rumi içinde üzüldüm, hiç bir şeyin sonu öyle olmamalıydı. Yazarların bize aktardığı duyguları resmen ben karakterlerin yerindeymişim gibi hissettim ve bunu bize böyle aktaran pek yazar yoktur. Sırlar, yalanlar, aşk, ölümler, üzüntü, pişmanlıklar, ayrılıklar, kan davası... Dolu bir kitaptı. Eğer bu tarz kitapları seviyorsanız okuyun, okutun arkadaşlar. Ağabeyi Ferman Kılıçhan'ın gözbebeği olan Zeyno, bir gün ailesinin reddettiği ve kendisinin aşık olduğu adam olan Rumi'ye kaçmaya çalışır. Fakat işler hiç umduğu gibi gitmez. Çünkü kaçtığı gece tanınmamak için siyah çarşafa bürünerek evden ayrılır ama oratada Rumi yoktur. Bu yüzden yakalanmamak için sığındığı arabanın her şeyin başlangıcı olduğunu bilmeden saklanır ve bu arabanın sahibi Cesur Kadıoğlu'dur. İşte tam arabaya sığındığında Cesur onu farkeder tabi onları tek gören, farkeden o değildir. Abisi onları basar ama her şey bir yanlış anlaşılmadır. Zeyno ise o bir anlık korkuyla Cesur'a kaçtığını söyler. her şey bundan sonra soluksuz bir olayın içine adım atmamızı sağlar.
Bir Rüya İçin Ağıt
Bir Rüya İçin AğıtŞehnaz Haşimoğlu · Lapis Yayıncılık · 2022377 okunma
·
190 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.