İlk kez bir Japon Klasiği ile inceleme kaleme almış bulunmaktayım. Şimdiden sürçülisan edersem affola. Evet ilk kez ön yargılı yaklaştığım bir kitap türüne yani Japon edebiyatına bir göz atmak istedim. Ve çok içten bir şekilde söylemeliyim ki keşke daha önce tanışsaymışım. Fakat her güzel şeyin bir vakti var ki bu dönemde de bana okumak hasıl oldu. Gelelim kitabımızın "biçem ve üslubuna": Sizleri okurken hiçbir şekilde yormayacak bir eser öncelikle bunu belirteyim. Eser, kelime oyunlarından uzak, gereksiz sözcük diziliminden arındırılmış oldukça yalın ve duru bir anlatım havası benimsenerek kaleme alınmış. Bu yüzden okurken kendinizi kitaba olağanca gücünüzle odaklayabiliyorsunuz. Sürükleyiciliği sizi içine alıyor ve kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz.:) Ve gelelim konumuza. Daisuke adlı baş karakterimizin hayat hikayesinin anlatıldığı kitap kendisinin otuz yaşına gelmiş olmasına karşın halen baba evinde yaşamasına, bundan kaynaklı babasının da ekonomik destek vermekten sıkıldığı, bunun Daisuke üzerindeki etkisine yer veriyor. Daisuke'nin babası, oğlunun evden gitmesi ve kendi hayatını, kendi ayakları üzerinde durarak idame ettirebilmesi için çeşitli yollara başvurmak zorunda kalıyor. Ve bu durum Daisuke açısından sürekli olumsuz karşılanıyor. Baba oğlunun düzgün ve ailesine yaraşır bir kızla evlenmesini istiyor. Ne yazık ki Daisuke'nin gönlünde halen unutamadığı imkansız aşkı varken bunun gerçekleşmesi çok güçleşiyor. Ve gelelim bu gönüle giren kişinin kim olduğuna. Daisuke'nin üniversite yıllarında kendisi ile beraber toplam üç kişilik bir arkadaş grubu mevcut. En yakın dostları olan Hiraoka(erkek) ve Miçiyo(kız) hayatında değer verdiği belki de kayıtsız sevebildiği ender kişiler. Daisuke için iki dostu da çok kıymetli iken Miçiyo'nun yeri biraz daha farklı bir konumdadır. Miçiyo'yu tanıdığı ilk günden beridir çokça seven Daisuke ne yazık ki bunu arkadaşlıkları zedelenmesin diye söyleyememektedir. Ama bilmez ki Miçiyo içinde hisler karşılıklıdır. Onun nazarında da Daisuke farklı bir yerdedir. Ve bu hikayede her şeyden habersiz hayat süren Hiraoka da Miçiyo'yı sevmektedir. Ve onunla ciddi bir ilişki kurup, hayatını onunla devam ettirmek istemektedir. Bütün bunları görüp bilen Daisuke, onların evlenmesi için elinden geleni yapar... Yapar çünkü kendisi Hiraoka kadar zeki ve çalışkan değildir. Yarın öbür gün evlenince Miçiyo'ya istenilen ölçüde bir hayat sunacak ekonomik özgürlüğü de mevcut değildir. Bu yüzden içi içinden giderek ikisinin arasını yapar ve evlenmelerine vesile olur. Yıllar geçer dostlukları her zaman eskisi olduğu gibi sürer. Hiraoka, Daisuke'nin Miçiyo'ya olan hislerinden bir haber olduğu için sürekli görüşmeye kendisini evine davet etmeye devam eder. Bu süreçte Miçiyo'ya hastalanır. Ve kalbi git gide kötüye gitmektedir. Hiraoka'nın iş yoğunluğu beraberinde getirdiği borçları, Daisuke'nin babasının evlilik baskısı, içinde kanayan yarası Miçiyo ve hastalığı ve kavuşma hasretini konu edinen kitab beni derinden yaraladı diyebilirim. Tavsiye eder okumanızı şiddetle isterim. Buraya kadar geldiğiniz için de ayrıca teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim. "...Sen bana gülüyorsun. Ve ben sana gülemiyorum. Hayır, gülmek istiyorum ama toplum yapamayacağımı söylüyor, öyle değil mi?"

ArdındanNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 2021928 okunma

··

761 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rakel`