Gönderi

159 syf.
·
Not rated
24.09.20 bu kitap sizi sessizliğe aşık ettirir! evi, tam kırk üç ili birbirine bağlayan noktada olan bir insan olarak, bir süredir arabaların sesinin kesildiği anlarda “oh be sessizlik!” diyordum yalnızca on, on beş saniye.. Beynimin bu sesle nasıl yorulduğunu, biz uyurken bile her şeyi algıladığımızı ve duyduğumuzu bir yerde tekrar okuyunca idrak ettim. Ben uyurken duymasam bile beynim bu sesi duyuyordu. Durdurmanın hiçbir yolu yoksa bu evden gitmeliyiz fikri birkaç aydır aklımızda dönüp duruyor. Evet evden gideceğiz çünkü beyin, sessizliği çok seviyor. “Sessizliğe inananlardan yanayım; bu konuda saatlerce konuşabilirim.” diyor Shaw. Sessizlik insanı iyileştiriyor. Daima bir işi bitirince ya da sıkılınca bir işe yönelmemiz gerektiğini savundum ve hala da savunuyorum. Çünkü iş yapmak insanı dinlendiren ve hayat telâşesini unutturan bir eylemdir. Fakat din ve kültürümüzde inzivânın da çok büyük bir yeri vardır. İnsanın içe dönmesi, aklına gelen tüm düşünceleri tek tek gözden geçirmesinin ardından “hiçbir şey” düşünmemesi eylemi bir ihtiyaçtır diyor bize Beyin ve Sessizlik kitabı. Tâbii bunları kuru kuru söylemiyor benim gibi; hepsini bilimsel olarak açıklayarak ve bizlere onlarca yöntem sunarak. “Shikantaza” terimi bunlara bir örnek. Japonca “yalnızca oturmak” anlamına geliyor. Zen meditasyonunun temel amacı olan yalnızca oturmak. Kişi ilk on dakikasında sıkılır, bırakmak ister fakat düşüncelerini bastırmaya başladığı an iç dünyasına yol alır. Belki iç dünyamızda bizimle konuşmak isteyen bir biz daha vardır, ne dersiniz? Sessizlik ânında beynin frekanslarının en üst düzeye ulaştığını da eklemek isterim. Kitap hakkında bir yorum yapmak yerine daha çok sinopsis gibi bir şey ortaya koydum ama siz okuyunca birçok başlık altında birçok konu ve uygulama olduğunu göreceksiniz. Stresler, bunalımlar, hastalıklar belki de kendimizle yüzleşmediğimiz, sessizliği dinlemediğimizdendir. Belkisinin fazla olduğunu, tamamen bundan kaynaklı olduğunu Beyin ve Sessizlik kitabı bize anlatıyor. Üstelik yazar, kendi felcini sessizlik ile yenmişken. Bir de bir alışkanlık diyordu yazar, kazanılması gereken “derin nefes alma alışkanlığı”. Ben de sizlere söyleyeyim isterim. Derin Nefes Alma Alışkanlığı: en rahat pozisyonda oturuma geçip gözlerimizi kapatıyoruz. Nefesi içimize burnumuzdan çekerken önce karnımızı şişiriyor sonra göğüs kafesimizde bu nefesi hissediyoruz en sonda da köprücük kemiğimizin bu hava ile dolduğunu hissediyoruz. Bu nefesi ağzımızdan vermek ve verirken "H" sesini duymak gerekiyor. Çünkü "H" sesi hayattır. Bu benim sık sık uyguladığım bir nefes alma yöntemi. Özellikle stresli anlarda uyguladığınızda ne kadar rahatladığınızı hissedeceksiniz. Düzenli yapıldığında ise psikolojik olarak bir rahatlama hâline gireceksiniz. Bir alışkanlık, bir değişim.
Beyin ve Sessizlik
Beyin ve SessizlikMichel Le Van Quyen · Salt Okur Yayınları · 2020192 okunma
·
173 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.