Gönderi

Hikâyenin yolu
Bundan iki yıl önce kendimi aniden, editörlü bir kitap çalışmasının (İletişimin Hikâyesi) bölüm yazarı ve redaktörü olarak akademik bir çalışmanın içinde bulmuştum. Editörlüğünü biricik yüksek lisans danışmanım, sevgili hocam Aşina Gülerarslan Özdengül yapmıştı. Tıpkı tezimde olduğu gibi hayatımın en zevkli akademik çalışmalarından biriydi bu da. Ve zevkli olmasının nedeni, çalışmanın bizzat başında olan kişinin -hocamın-, çalışanlarla -yazarlarla- kurduğu iletişim şekliydi. Gerçekten biz; hikâyeler üzerine konuşmayı, hayal kurmayı ve heyecanını özgürce yaşamayı seven insanlar olarak güzel bir topluluk oluşturmuştuk. O çalışma için okuduğum her makale, her buluşma bana çok güzel bilgiler katmıştı. Hâlâ da katmaya devam ediyor. Kendimi bildim bileli hikâyeleri çok sevsem de hikâye anlatıcılığının gerçekte ne olduğunu, ilkel insandan bugüne nasıl bir evrim geçirdiğini -ve buna rağmen asla eskimediğini-, hayatımızın nasıl da her alanında olduğunu ve nasıl bu kadar etkili olduğunu, ekslibris sanatının inceliklerini hep o zaman öğrenmiştim. Bu yüzden hayat defterimde, yıldızlı bir sayfada yer alır o dönem benim için. İşte o zamanlarda, makaleme daha iyi konsantre olmak ve hikâyenin yolculuğu konusunda daha fazla bilgiye sahip olmak için bir sürü kitap almıştım. Ama doğaldır ki hepsini okuyamadım. Bir kısmı bu zamana kadar kaldı. Onlardan biri, “Hikâye Anlatıcısının Yolculuğu”ydu (Nuri Sevsem Gürvardar). Bu kitap iki haftadır elimde -çünkü uygulamalı- ve bugün bitti. Bitmese de olurdu. Tamamen kişisel bir görüş olarak kitabı çok sevdiğimi belirtmek istiyorum. Hem bir iletişimci hem de hikâyelere ve yazmaya gönül vermiş biri olarak. Sanki bir kitap bitirmedim de biriyle konuşmayı bitirdim hissi var şu an üzerimde. Alabileceğim üst düzey enerjiyi ve hatırı sayılır bir genel kültür bilgisini aldım. Altını çizmeden geçemediğim az yer oldu. Bu yüzden kitabı tavsiye etmeden de geçemedim. Ancak elbette herkes bu tarz kitapları sevmeyebilir. Almadan bir araştırmak lazım. Alır, okur ve severseniz ne âlâ. Tıpkı göz bebeğimiz “Hikâyenin İletişimi” gibi aldım yanıma koydum onu da. Ve Nuri Sevsem Gürvardar’ı oldukça iyi bir hikâye anlatıcısı olarak tanıdım. Şimdi Nuri beyin kitap içinde bize hatırlattığı güzel bir söz ile bitireyim ietimi: “Kendine inanmaya başlayana kadar kendine ait bir hayatın olmayacak” (Rock filminden – Sylvester Stallone).
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.