Binlerce yıldır anlatılmaya devam eden masallar ve o kültürü o kültür yapan mitoloji bir halk için çok önemlidir. Hikayelerimiz bizlere güç verir ve bizler yüzyıllardır anlattığımız hikayelerimiz sayesinde varolmaya devam ederiz. Sonsuz Kış; baharı ellerinden alınmış ve kemiklerinizden kanınıza kadar işleyen buz gibi, lanetli bir kışın ortasında hayatta kalmaya çalışan dört kardeşin hikayesini sunuyor bize. Babalarının gidişiyle baş etmeye çalışan bu dört kardeş, sıradan hayatlarını sürdürdükleri bir günde kasabalarına bir yabancı geliyor. Buz gibi, içlerine işleyen bakışlarıyla kanlarını donduracak kadar yabancı ve tehlikeli bir Yabancı. Ve hemen sonrasında birdenbire erkek kardeşleri de gidiyor. Erkek kardeşlerinin onları terk etmeyeceğini adı gibi bilen ve bunun için savaşan ortanca kızkardeş Mila bizlere, tek bir kişinin inanmasının bile bir şeyi başarmak için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Ve hepimiz, buz gibi kış arka planda hüküm sürmeye ve bizi iliklerimize kadar dondurmaya devam ederken Kış'ı bile eritecek kadar inançla dolu Milanka'nın peşinde muhteşem, macera dolu ve ormanlar kadar vahşi bir hikayeye atılıyoruz. Öncelikle inanılmaz akıcı bir kitap, başladığım gibi bitti. Rus mitolojisiyle ve karakterleriyle örülmüş bir kitap ve mitolojik karakterleri edebiyatta pek göremiyoruz, o yüzden çok severek okudum ama kitapta sevmediğim birkaç nokta oldu. Kitap çok hızlıydı, daha ne anlatabilirdi bilmiyorum ama sanki yazar bazı sahnelerde çok daha derinleşebilecek potansiyeli harcamış gibi hissettim. Şahsen kitapta beni en etkileyen noktalardan biri Büyücü Rune'du ve onu kesinlikle daha fazla tanımalıydık. Muhteşem yazılmış bir karakterdi ve harcanmış gibi hissettim... İkinci kısım ise Ayı'ydı. Bizlere bir kültürden mitolojik bir karakterin maceralarını sunan kitaplar gerçekten çok az ve Ayı Bjørn kesinlikle çok daha fazla anlatılması gereken bir karakterdi. Gerçekten çok hızlı okunan bir kitap ama bu hızı sanki onu özel kılacak tüm noktalarını da hızla geçiştirmiş gibiydi. Ama masallar her zaman bir kültür için en önemli şeydir ve yüzyıllarca anlatılan bir hikayenin ortasında olmak çok güzeldi. İyi okumalar dilerim.
