İstanbul'da göz açıldı,
Perde perde aralandı.
Kalbin rengi boyandı,
Bir maviye, bir siyaha.
Sesler uçuştu püfür püfür
Esti geçti zamanlı,
Zamansız yelkovan, akrep...
İstanbul'da kaldı akıl,
İstanbul bir oldu gönülde,
Diri oldu, hoş oldu.
Hazan bahçesinde dolaşan
bir gonca gül,
yaprak oldu.
Sarardı, soldu.
Yeşillendi, yeşerdi.
İstanbul mavi oldu,
İstanbul akan yaşlarda
Haliç oldu doldu taştı.
Galata'da yükseldi
Galata'da dem vurdu
gündüze ser,
geceye yel...
Çaylar yudumlandı,
Manzara alkışlandı.
Mavi çaldı siyaha.
Renk renk açıldı, kapandı.
Gülhane Parkı
yudum yudum içti suları,
Topkapı yükseldi havaya,
Sultan Ahmet'te bir el nakış,
Son el sarış.
İstiklâl dışa vurdu
kendini salına salına...
Ayasofya gülümsedi,
Ayasofya
kor bir ateşte
yandı söndü.
Hüzün bülbülleri
sardı dört yanı.
Şarkılar, nota nota
hece hece dizildi.
Umutlar yükseldi havaya,
süzüle süzüle...
İstanbul'da vapurların
dümenleri Boğaz'da,
Martılar simitlere
el sallamakta,
Hasretle,
Sükunetle...
Dolmabahçe ihtişamlı karşında,
Kadıköy sesli nidalarda yanında,
Eminönü, Sirkeci
Süslü sirenler
Bir olan bir olmayan
Güzlü vedalarda
Bambaşka yankı,
Bambaşka lezzet,
Bambaşka yol.
İstanbul, müjdeye övülmüş fetihti.
İstanbul yağdı,
İstanbul kardı,
İstanbul yardı,
Gündüzdü, geceydi.
Aydı, pardı, yıldızdı.
Dört kanatlı bir kuşun
altında parlayıp, çoşan
bir yakamozdu.
🕊️
Sair (08.12.2022)