Gönderi

294 syf.
·
Not rated
·
Liked
“Sen bizden ateş umarsın. Yanmış üfrülmüş külüz biz.”
Banazlı Koca Haydar nam-ı diğer Pir sultan Abdal hakkında hikâye olunur ki; Pir Sultan Abdal, idam edileceği darağacına doğru yürümeye başlar. Hızır Paşa emir verir: “Herkes Pir Sultan’ı taşlasın, taş atmayanın boynu uçurulacak, bilsin.” Uğruna mücadele ettiği halk, Pir Sultan’ı taşlamaya başlar. Taşlar Pir Sultan’a kadar gelmekte, ama ona değmeden yere düşmektedir. Pir’in musahibi (can yoldaşı) Ali Baba, taş atmasa da can korkusundan Pir’e bir gül atar. Gül, Pir’e değer ve yaralar. Al kanlar akar Pir’in bedeninden. Can dostunun bu hareketinden incinen Pir’in dudaklarından şu nefes dökülür: Şu kanlı zalımın ettiği işler,  Garip bülbül gibi zaralar beni.  Yağmur gibi yağar başıma taşlar,  İlle de dostun bir fiskesi yaralar beni. Dar günümde dost düşmanım belli oldu.  Bir derdim var idi, şimdi elli oldu.  Ecel fermanı boynuma takıldı.  Gerek asa, gerek vuralar beni.  Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz.  Haktan emrolmazsa rahmet yağmaz.  Şu ellerin taşı hiç bana değmez.  İlle dostun bir tek gülü yaralar beni. Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş yiyen ve kemiren yaralar. Rivayet ve Pir Sultan Abdal'ın darağacına giderken söylediği söz yada şiir olarak kabul edilen şeyin onun ağzından halkın söylemiş olması daha akla yakındır.. Ne kendisi o şiirleri saza uyduracak durumdadır, ne de Hızır Paşa o şiirlerin halka ulaşmasını sağlayacak adamdır. ”Söyleyene bakma, söyletene bak” demekle bizim halkımız halk şairlerinin sırrını çözmüştür. Halk şairi gerçekten halkın şairi ise neyi kendisinin neyi halkın söylediğini hiçbir bilgin ayırt edemez.. Bu halkla bütünleşmiş olmanın yansımasıdır... Zira kendi söylemeyip söyletmiş de olsa bu sözler yine de Pir Sultan’ın sayılır, çünkü onun kişiliği, düşünce ve söyleyişiyle dile gelmişlerdir, Pir Sultan’ı diriltmişlerdir... Pir Sultan’ın asıl adı Haydar’dır. Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, Çırçır Nahiyesi Banaz Köyünde doğmuştur. Bir Bektaşi ocağının Piriydi. Sosyal ve inanç isyanının başını çekmiştir. .. Yine efsaneye göre, Hızır Paşa, Pir Sultan’ın hayatını kurtarmak için O’ndan “Şah” kelimesini kullanmadan üç nefes istemiştir. Pir Sultan sazını alıp Şah’ı öven üç nefes söyledi. Pir Sultan söylediği nefes şöyledir; “ Hızır Paşa bizi berdar etmeden Açılın kapılar Şah’a gidelim Siyaset günleri gelip yetmeden Açılın kapılar Şah’a gidelim” Fakat bu övgü İran Şahını değil, Şah-ı Merdanı, yani Ali’yi anlatıyordu. Pir Sultan asıldı ve Hızır Paşanın adı lanetle anıldı... Pir Sultan Abdal efsaneleştirilmiş, ayaklanması ve idam edilişi toplumsal koşularla göre güncelleştirilmektedir. Halk kahramanı oldu ve isyanı halk haklarını savunmak için ve baskıya karşı mücadeleler hareketi olarak görülüyor. Şiirleri halk tarafından çok sevilir ve sözleri koşullara göre değiştirilir... Yakın geçmişte 2 Temmuz 1993 tarihindeki kanlı Sivas Madımak Katliamı bu görüşü daha da arttırdı ve şiddetlendirdi. Hazret-i Hüseyin’in ve Pir Sultan Abdal’ın şehadet- leri iç içe girdi. Anadolu halkı için Pir Sultan Abdal, Kerbela şehit-lerinden daha yakın bir kahramandır. O güncelleştirilen ve canlandırılan bir Hüseyin oldu... keyifle okuyunuz....
Pir Sultan Abdal
Pir Sultan AbdalPertev Naili Boratav · Derin Yayınları · 201014 okunma
·
270 views
☞ Melike okurunun profil resmi
Dört alıntı sonrasında:) yine çok güzel bir inceleme ✨
cemo okurunun profil resmi
5 alıntı olmadı mı yahu :))) 5. Alıntıyı yapayım:)))
6 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.