Gönderi

Dil devrimi ve uydurulan komik kelimeler
26 Eylül 1932'de toplanan 1. Dil Kurultayından çıkan en önemli sonuç; dilde hızlı bir sadeleşmeye gidilmesiydi. Şemseddin Sami'nin Kamus-1 Türkî adlı eseri dikkate alınarak Arapça ve Farsça kelimelere yeni karşılıklar bulunacak, eğer bu mümkün olmazsa Türkçe kelimeler üretilecekti. Gazeteler de bu faaliyete destek verecek, yeni kelimeler yayınlayacaklardı. 21 Kasım 1932'de Söz Derleme Talimnâmesiyle bütün ülkede dil seferberliği başlatıldı. Çalışmalar o kadar ciddiyetle ele alınıyordu ki, her ilde vali, belediye başkanı, askeri yetkili, maarif ve sağlık müdürlerinden yetkililer ve lise müdürlerinden oluşan "Dil Heyeti" kuruluyor, çoğunluğu öğretmenlerden oluşan derlemeciler sahaya çıkıp kelime topluyorlardı. 1934 yılının Ağustos ayına gelindiğinde Türk Dili Tetkik Cemiyetinde biriken kelime fişlemesinin sayısı 130.000'i geçmişti. Merkezde toplanan kelimelerden uygun olanlar Arapça ve Farsça kelimelere karşılık olarak öneriliyordu. Hiçbir karşılık bulunamadığında ise kelime üretiliyordu. Çalışmalar bütünüyle başarısız sayılmazdı. Anayol, armağan, aydın, duyum, katıksız, olağan, olgun, onarmak, onay, oturum, örnek, sayı, tüketmek gibi kelimeler kolayca benimsenmişti. Aslında tüm aydınları rahatsız eden bir mesele vardı: İş kısa zamanda çığırından çıkmış, dilde tasfiyecilik hareketine dönüşmüştü. Lügat Komisyonu, yabancı saydığı her kelimeyi atıyordu. Aslında durumdan Atatürk de rahatsız olmuş, Falih Rıfkı Atay'a “Dili bir çıkmaza saplamışız ama bu çıkmazdan yine ben çıkaracağım." demişti."⁰ Harf ve Dil Devrimiyle beraber Osmanlı Türkçesinde yer alan Arapça, Farsça kökenli ne kadar kelime varsa dilden atılmış yerlerine ise başta Moğolca, Soğdca ve ne idiği belirsiz kelimeler alınmıştır. Artık Türkçe diye bir dil kalmamıştır. Hiç kimsenin anlamadığı saçma sapan uyduruk bir dil yaratılmaya çalışıyordu. Kâtip, betimen; takvim, çağbeti; iddianame, sevbeti; vasiyetname, tutsubeti; heykel, kurçaki; üstad, önilt; işgal, tutav; kanun, coşuk; kaymakam, oturak; anne, doğurgaç; baba, doğurtaç; belediye, uray; mebus, saylav; sanat, dorut gibi binlerce saçmalık! Merhaba, kazıklarız; iyi misin, kazıksız bi; kız mektebi, kancık okulu gibi karşılıklar bulunuldu. Daha sonra saçmalama daha da arttı. Sigara; dumansal tüttürgeç, tren; arkadan ittirmeli üstten tüttürmeli götürgeç, otobüs; çok oturgaçlı götürgeç, hostes; gök götürü konuksal avrat, yumurta; tavuksal fırlangaç, lokanta; toplumsal otlangaç. Bunlar sokakta halkın diline düşmüş, halk bunlar gibi tuhaf karşıladıklarını dalga geçme malzemesi yapmıştı.6¹ Bu anlattıklarımız masal değil anlattıklarımız yaşadıklarımız....
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.