Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İnsan her şeye alışıyor…
Kitabı okumadan önce arkasından okuduğum özet bilgide belirttiği üzere dönemin siyasi yaşamı anlatımıyla beraber hüzünlü bir aşk hikayesi okuyacağımı öğrendiğimde hevesle başlamıştım. Bu hevesim kitabın sürükleyiciliğinden kaynaklı uzun süre devam ederken özet bilgide belirtildiği gibi dönemin toplumsal yaşantısını, gelenek ve görenek anlayışına da tanık olmaya başlayınca, bir yerden sonra okumaya devam etsem de hevesten ziyade dönemin acı verici ahlak değerleri ve kadın üzerinden yapılan namus algısının bu denli şiddetli olduğunu gördükten sonra içim yanarak hatta yeri geldiğinde göz yaşlarımı tutarak okumaya devam ettim. Özellikle ana karakterimiz olan Lamia’nın yaşadıkları, maruz kaldığı iftiralar, gençliğinden ve aşkından faydalanılarak evlilik dışı hamile kalışından dolayı “aşufte” olarak muamele edilmesi beni derinden yaraladı. Çünkü aynı dönemde kitapta da belirtildiği gibi evli erkeklerin dahi yaptığı aldatma davranışları çapkınlık olarak adlandırılarak görmezden geliniyordu. Bir erkeğin çocukları ve eşi olmasına rağmen sarhoş olması, bu sarhoşluğu sırasında başka kadınlara sarkıntılık yapması ve eve geldiğinde ev halkını huzursuz etmesi bir erkek olduğu için alttan alınıyor, idare ediliyordu. Yine bir imamın, eşi 5 vakit namaz kılan saygılı evine düşkün bir kadın olmasına rağmen karısını dövmesi, bu duruma karşı kadının da “eşimdir, velinimetimdir, bizi yedirir, doyurur ne yapsa haklıdır, başımızın tacıdır” tarzı bir yaklaşımda bulunması o dönemde kadınların ne denli sindirildiğine örnektir. Tekrar ana karakterimiz Lamia’ya gelirsek kendisi ahlaklı olduğunu kanıtlayan davranışlarda bulunmasına rağmen en ufak iftirada, sırf daha önce evlilik dışı bir ilişki yaşadığı için bu iftiraya inanılıyor ve kadın tekrar “aşufte” muamelesi görüyordu. Bu durum aslında toplumun ahlakı bacak arasına indirgeyerek kendi yaptıkları göz önünde olmadığı ve kimse bilmediği için diğer insanları yargılama haklarını kendilerinde görerek sahtekârlıklarını kolayca yapabilmelerine ve ahlaksızlıklarını başkalarının ahlakına laf ederek örtbas etmelerine olanak sağlıyor. Bu durum eskisi kadar olmasa da maalesef günümüzde devam ediyor. İnsanları giyinişiyle, yaşayışıyla yargılayan çoğu insanın aslında “Çalmak, yalan söylemek, kalp kırmak, iftira atmak, laf taşımak, dolandırmak” gibi ahlaksızlıkları vicdan azabı dahi çekmeden yapabiliyorlar… Kitap hakkında genel olarak konuşmak gerekirse; okurken çok farklı duygular tattığınız, hızlı duygu değişimleri yaşadığınız,o günün yaşayışından günümüzde hala bulunan sorunları gözlemleyerek bu kadar yılda kat ettiğimiz yolun hiçliğine üzüldüğünüz, karakterlerden biri için mutlu olduğunuz, diğeri için de üzülmek isteyip üzülemediğiniz, sürükleyiciliğiyle akıp giden, kalınlığına rağmen tek oturuşta bitirebileceğiniz, (Bence döneme hatta şimdiye göre bile) harikulade bir roman…
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20186,6bin okunma
··
1.498 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.