Gönderi

208 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 8 days
ÜTOPYA-kitap yorumu
Herkesin okulda hocalarından en az bir defa ismini duyduğu bir kitap ütopya. Benim de distopyalara olan merakım ve ideal devlet yaratan, bunu anlatmaya çalışan kitaplara olan sevgimden çokça merak ettiğim eserlerden biriydi. Yazıldığı dönem, ilk ütopya kavramının çıkışını sağlayan eser olmasından, yazarının hayatı da göz önünde bulundurulduğunda merakım giderek artmıştı. Thomas More, 8. Henry döneminde kralın yaptıklarını çok onaylamayan bir görüşe sahip devlet adamıdır. Bir süre ingiltere'den uzaklaştırılıp geri gelmesi ve kralın yanında yükselmeye başlasa bile, Kralın aragonlu karısı cathrine'den ayrılmak için yaptığı bir takım dine , papalığa karışan düzenlemeler sonucunda More'un tepki vermesiyle kral tarafından idam edilir. Yaşadığı hayat boyunca ideal devleti aramış ve kralların yaptıklarını eleştrimiş, kendince doğru olanı bulmaya ve göstermeye çalışmıştır. Ütopya, More'un Raphael adında bir filozofla karşılaşmasıyla başlıyor. Raphael, gittiği ütopya devletinden bahsetmeye başlar. Ona göre ideal devlet ütopya gibi olmalı o şekilde yönetilmelidir. Kitap boyunca bu devletin nasıl yönetildiğini, halkını, değerlerini anlatıyor. Öncelikle yazarın dilinden bahsetmek istiyorum. O dönemde yazılması düşünüldüğünde korkunç bir dille karşılaşabileceğinizi düşünebilirsiniz ama benim okuduğum yayında hiç böyle bir sıkıntı çekmedim. Çevirisi çok güzeldi ve yazarın dili gerçekten akıp gidiyordu. Konu bakımından sıkılınabilecek bir eser aslında kimilerine göre ama gerçekten akıp gitti. Vize haftam olmasına rağmen kolaylıkla okuyabildim. Ütopya'yı aşama aşama her şeyiyle ele alarak aktarımı çok hoşuma gitti. Başlık başlık her yönetim biçimi, her düşünce yapısı en derinlerine kadar aktarılmıştı. Ütopya'yı çok daha farklı hayal ediyordum açıkçası. İdeal devlet denilince platon'un devlet'in den sonra akla gelen ilk kavramdır bence. Ancak beklediğim düşünce yapısıyla oluşturulan bir devlet bulamadım karşımda. Çok eleştirebileceğim yönleri var aslında More'un yarattığı dünyanın. Öncelikle, eşitlik kavramının üzerinde çok durulmuştu evet ama tam olarak herkesin eşit sayılabileceği bir devlet olduğunu asla düşünmüyorum. Yargıçlar, din adamları, kral'ın olduğu ve onların yüceltildiği bir yerden herkes nasıl eşit sayılabilir diye düşündüm okurken. Her ne kadar kralın hep halkı düşündüğü ve eşitlik için mahkemelerin olduğu söylenilse de kölelik kavramı bile olan bu ütopya'da bence eşitlikten (tam olarak eşitlikten) bahsedilemez gibi geliyor. Köle kavramı çok ilginç bir yerdeydi. Suçluları köle yapıyorlar ve en ağır işlerde çalıştırıyolardı. idam ilk başvurdukları şey değil ama bu kölelerin hareketlerine göre şekillenen ve kullanılan bir durum olmuş. Bence ceza olarak hapishane yerine tercih edilen kölelik durumu bir yere kadar olabilir gibi geldi ama yine de tam olarak düşüncelerim bu konuda netleşemedi. Gelenekleri çok ilginç geldi bana. Raphael anlatırken çoğu şeyi zorundalar diye aktarıyor ve bu da aslında özgürlük kavramını ortadan kaldırıyor. Aslında halk zorlanıyor yine bir şeylere. Bu benim ideal devletime karşı bir görüş açıkçası. Yaşlılara, hastalara duyulan saygı çok güzel evet ama bu biraz abartılmış ve zorlanmış gibi geldi. Özellikle hasta ve ölmek üzere olanların kendi isteğiyle ölümü erkene çekip kendilerini öldürmeleri gerektiği (huzurlu bir ölüm) bir noktada çok garip geldi.Evet acı çeken biri varsa bu durum bir yere kadar olabilir ama yine de sevdiğin birinin ölümünü önceye almak garip bir şey. Yaşlıların yemekler sırasında üst düzey saygı beklemesi ve onların sadece konuşması, gençlerin sadece ders çıkarma odaklı onları dinlemesi aşırı saçma geldi. Özgür bir ortam yoktu. Savaş politikaları tamamen zekayla karşı tarafı yenmeye yönelik. Savaşa karşılar ve bu çok güzel. Yine de kendilerini savunmaya yönelik b planları da mevcut. Askerliğin zorunlu olmaması ve kadınların da istediğinde yapabilmesi gibi kurallar var. Savaş sırasında her ailenin birlikte yol alması birinin ölüp öbürünün yaşaması durumunda yaşayana utançla bakılması çok saçmaydı sadece. Bu tarz düşünceler gerçekten zorlama bir toplum değeri yaratmak gibi geldi. En çok evlilik le ilgili kurallarda ters düştüm More'la. boşanmak neredeyse imkansız. Evlilik kavramını çok zoraki bir duruma sokmuşlar gibi geldi bana. Ayrılmak istiyorsan belli bir yaştan sonra ayrılamıyorsun, eşin seni aldattıysa bu bir suç gibi garip şeyler vardı. Biraz fazla saçma geldi bana. Hiç katılmadım. Ütopya bu noktalarda distopya oluyor bence. Daha bir çok şehir değiştirme izni, kızlar ve erkeklerin bir arada yemek yemeyle ilgili absürt kuralları vardı. Bu noktalarda bu ideal devlet falan değil oldum. Katılmadım. Sosyalizmi savunan bir eser bence. Halkın bütün malının yine halkın olması çok fazla vurgulanmıştı. Kimsnein bir şeyi yok aslında herkesin herkesin her şeyine sahip. Ortaklaşa kullanım var gibi bir şey. Para kavramı yoktu. Bu çok güzel ama para yerine geçen illa ki bir şey olur ve yine aynı paranın canavarlaştırdığı senaryolar belirir bence her zaman. Bütün halkın eşitlik adına aynı keten kıyafetler giymesi de güzel bir detaydı. Altın ve diğer zor bulunan maddeleri en değersiz şeylerde kullanıp değerlerini azaltmaları ve önemsiz hale getirmeleri, onları elde etme çabasından doğacak sıkıntıları yok etmeleri de çok hoşuma gitti. Haz ve mutluluk kavramı güzel anlatılmıştı. Mutluluk başkalarını mutlu etmek ütopyalılara göre. Bu savunulan en güzel şeydi galiba kitaptaki. Hırs, yükselme arzusu, ezme, kibir, sınıf farkını yaratıp insanların mutsuzluğu ve alçalışlarıyla kendini yüceltme diye şeyler yoktu ütopyada. Özellikle son sayfalarda bu kavramlar üzerine değinmiş ağırlık vermiş More. O kısımlar çok güzeldi. Genel olarak beğendiğim ve hızlı okunabileceğini düşündüğüm bir eserdi. Katılmadığım bir çok yönü olan aslında ütopya adı atında bir bakıma distopya olan bir devlet yaratılmıştı bence. Sosyalizm ve komünizm çatışmaları mevcuttu. Katılmadığım çok nokta olması, özgür ve mükemmel devlet olmamasından dolayı beklediğimi bulamadım ütopya da. Bu yüzden puan kırdım ama genel olarak aktarımları çok iyiydi. üzerine düşünebileceğiniz ve katılıp katılmadığınız noktalarını ayırt edebilmeniz adına bence kesinlikle okunmalı.
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Mahzen Yayıncılık · 201920.5k okunma
·
111 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.