Gönderi
Tanıdık Şeytan,belli bir suçtan hüküm giymiş ya da suç işlemeye eğilimi olan şiddet failleri ile çalışan adli psikoterapist Dr. Gwen Adshead'in yıllar içinde gördüğü vaka çalışmalarından alarak birleştirdiği 11 klinik portreyi işliyor. Giriş kısmında; ötekileştirildiği kadar büyüleyici olan Kötülük kavramına değinen yazar, çalıştığı kişilerin de kurban olduğu, normal olarak tanımlanan insanlardan farklı olmadığı, çeşitli mekanizmaların bir araya gelerek şiddeti mümkün kıldığının altını çiziyor. Ülkelerin askeri işgal gibi geçmiş deneyimlerinin de şiddete yönelmiş insanlara yaklaşımında ve kullandıkları tedavi yöntemlerinde belirleyici olduğu vurgulanan konular arasında. Görüşme sırasında psikiyatristin terapide yaptığı hatalar , çıkardığı sonuçlar, hastalığın tarihçesi ve bu konuda yapılan araştırma sonuçları, korkunç sapkınlık olarak görünen bir olgunun arkasında yatan mantık gibi unsurlar ayrıntıları ile ele alınıyor. İngiltere cezaevlerinde her türlü dini inanç ve inançsızlığa hizmet eden dini merkezlerin bulunması, erkek şiddetinin kadın şiddetinden farklı görünmesine sebep olan toplumsal öğrenme, çocukluk dönemi güvenli bağlanmanın yetişkinliğe etkisi, ruhsal tedavi konusunda devlet politikaları, hasta gizliliği gibi temaların ön planda işlendiği bu kitabı kurgusallıktan uzak temel gerçekleri ifade eden yapısı ile çok beğenerek okudum.
Tony vakası, seri katillerin psikopat olduğu inancını, psikopati üzerine yapılan araştırmalar ve psikopatik eğilimler gösteren kişilerin karakteristik özellikleri üzerinden irdeliyor. Çocukluk döneminde ihmal ve suistimalin, sosyal beyin oluşturmada nasıl bir etkisi olduğu 3 cinayet işlemiş bir kişinin öyküsü ile birlikte yansıtılıyor.
Gabriel; travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bir göçmenin dil sorununa rağmen duygularını ifade etmeyi öğrenme ve insanlara yönelen öfkesini dönüştürme sürecini işliyor.
Kezia, cinayet faili bir kadında, terk edilmişlik ve reddedilmişlik hisleri ile paranoid sanrıların birleşerek şiddete dönüşmesini ve altında yatan dinamikleri aktarıyor.
Marcus vakası, narsisistik kişilik bozukluğunu irdeleyerek, beğenilme ve kabul görme ihtiyacının karşılanmasının yetişkinlikte yaşanan ilişkilere etkisi üzerine odaklanıyor.
Charlotte; çocukluk döneminde yaşanan travmaların ve karşılanmayan aidiyet ihtiyacının, bir grup iradesine boyun eğmede ve şiddete yönelmede etkisini inceliyor.
Zahra kundakçılık suçu ile yargılanan bir kadının mahkumun aile öyküsünde reddedilmişlik, değersizlik, yoksayılma gibi inançlar ile öfkenin dışsallaştırılmasını konu alıyor.
İan vakası, çocuklarına cinsel istismar suçu ile yargılanan bir adamın utanç duygusu ile çevrilmiş yaşantısını gözler önüne seriyor.
Lydia ; çocukluk döneminde bakım veren kişi ile kurulan bağlanma yapısının, yetişkinlikteki etkileşimlere etkilerini, ısrarlı takip suçu çerçevesinde işliyor.
Sharon vakası; tıbbi ilgi almak maksadı ile fiziksel semptomlara sebep olma, belirtileri abartma ile kendini gösteren tıbbi istismar suçunu, ailesini kaybetmiş ve travmatik yaşantıları olan bir kadının bakış açısı ile sunuyor.
Sam vakası; babasını öldürme suçu ile yargılanan, işitsel halüsinasyonlara sahip bir kişinin grup terapisi çerçevesinde davranışları ile yüzleşmesini konu alıyor.
David bir aile hekiminin, çocukluk döneminde yaşadığı yalnızlık ve ihmal edilmişlik duyguları ile yetişkinlik dönemi sosyal izolasyon ile baş etme mekanizması olarak yöneldiği karanlık suçu işliyor.
Psikiyatrik araştırmalar, bahsi geçen ruhsal hastalıkların tarihçesi ve ülkelerin izlediği politikalara değinmesi ile hem öğretici hem de kötülük kavramına geniş bir perspektiften bakması ile ilgi çekici olan bu kitabı adli psikolojiye ilgi duyanlara öneririm.
··
1 plus 1
·785 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.