Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bugün konuştuğum biri birden bire intihardan bahsetmeye başlayınca aklıma Krilov süzülüverdi ve oradan çıkmaya da niyeti yok gibi :D Bu nedenle hadi gelin biraz Krilov üzerinden gevezelik edelim aksjak ''Yaşamakla yaşamamak arasında hiçbir fark kalmadığında özgürlüğüne kavuşur'' der Dostoyevski. Ve bence, intihar olgusunu en derin anlattığı karakteri olan Krilov'u yaratır. Krilov ''Yangın zihinlerdedir, evlerin çatılarında değil'' der ve ekler: ''Tanrı varsa, bütün irade onun elinde demektir ve ben de bu iradeye boyun eğmek zorundayım. Ama yoksa, her şey benim elimde demektir ve ben de özgür irademi ortaya koymak zorundayım. Benim için Tanrı'nın yokluğundan daha yüce bir fikir yoktur. Tüm insanlık bunun kanıtıdır. İnsanoğlu kendini öldürmeden yaşayabilmek için yarattı Tanrı'yı, sonra bu gerçek unutulunca icat edilen silah mucidine doğru çevrildi. Tarihte Tanrı'yı icat etmeyi reddeden bir tek benim.'' Krilov, Tanrı'nın gerekli olduğunu, varolması gerektiğini sezer ama varolmadığını ve varolamayacağını da bilir. Krilov'a göre Tanrı gereklidir. Ancak Tanrı'nın varolması gerekirken varolmaması gerçeği Krilov'u incitmektedir. Burada Krilov isyan etmeye başlar. ''Bunun kendimizi öldürmemiz için yeterli bir neden olduğunu nasıl anlamıyorsunuz'' diyerek haykırır. Ve tezat Krilov için burada başlar. Tüm düşündüklerinin sonunda Krilov, intihar ederek ölüm korkusunu ve Tanrı'yı alt eder kendi düşünce yapısının özelinde. İntihar etmeden önceki son sözleri ise: ''Her şey iyidir ve ben mutsuzum, çünkü özgürlüğümü kesinlemek zorundayım'' olur. Krilov tamamen hakiki ve kendisi kalabilmek için kendini öldürmek zorunda kalanlardan biridir. Çünkü varoluş yalansız ve durasızdır ona göre. Peki sizce, Krilov ne kadar haklı ve insan ne zaman özgürlüğüne kavuşur? Buraya kadar gelen herkese sarıldım :)
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.