Övüldüklerinde “erkek gibi resim yapıyor”denilen,yerilirken de “kadın”denilen kadın sanatçıların var olma mücadelesinin,sanatı erkek egemenliğinden kurtarma çabalarının,kaşılaştıkları zorlukların anlatıldığı ve tabii ki eserlerinin yer aldığı,yorumlandığı ,incelendiği bir kitap. Kadının her alanda var olamadığı dönemlerde sanatta da kendine yer açması öyle kolay olmamıştır.Kitap sayesinde bu durumu çok net görürüz. Ailesinde sanatçı olmayanların salon,akademi yahut çevreye kabulleri namünkünken ürettikleriyle ailedeki sanatçıların başarılarını geçen kadınlar vardır.Ürettikleriyle er ya da geç en prestijli yerlerde kabul görenler de olur. Siyahilerin hem kadın hem halk olarak iki mücadelesi vardır.Bu mücadeleyi sanatına aktaranlar olduğu gibi siyahi olup halk mücadelesini sanata yansıtmayı yanlış bulunlar da vardır.Onlardan biri olan Alma Thomas ‘ta kitapta yer alıyor. Amerika’nın beyaz olmayan ilk önemli heykeltıraşı Edmonia Lewis,siyahilerin haklar kazanması için mücadele eden eserleriyle tanınır ve kitapta yer alan sanatçılardandır.Kitapta haliyle birçok ilk bulunur.Légion d’Honneyr Büyük Haç Nişanı alan ilk kadın sanatçı Bonheur, feminist hareketten önce erkek egemenliğine karşı hayat sürmüş bir kadın ve sanatçıdır. Kadınların modellerle çalışmalarının yasak olduğu dönemde aslan,at vb hayvanları gözlemleyen ve işleyen bir ressamdır.İnsan modeliyle çalışmanın yasak olmasından mütevellit hayvanları model olarak kullanması belki de onu bu alanda başarılı yapmıştır. Kitapta üretilenlerin çözümlemesi var.Hayranı oluğum resimlere rastlamak ve resimlerin yorumlanmasını okumak keyifliydi.Bilmediğim ressamlarla ya da bilmediğim eserlerle tanışmak harikulade bir deneyimdi. Rönesans’ı başlangıç olarak alıp günümüze kadar uzanan kadın sanatçıların ürettiklerini akım,tema ve dönüm noktaları başlıkları altında inceleyen,titizlikle üzerinde çalışılmış bir kitap.60 önemli eserin görseline yer verirken,22 temayı kapsıyor.The Courtier sayesinde başlayan değişimle sanatın içinde yer alan kadınların ürettiği eserleri içeren kitap dört bölümden oluşuyor. Akım,akımların nasıl oluştuğu kısaca anlatılıp “bu kitabı nasıl kullanmalısınız”bölümüyle güzel bir yönlendirmede bulunuyor.Her sayfanın altında kitabın başka bir bölümüne yapılan yönlendirme var.Bu sayede sanat dünyasının fikirlerinin ,gidişatının, değişiminin nasıl işlediği konusunda fikir sahibi olunuyor.Her sayfada bulunan kutucuklarda sanatçı hakkında bilgi yer alıyor.Her akım net bir biçimde kısaca aktarılıyor. Büyük İskender’in askerlerinden birinin bir kadına tecavüz edip, parasının yerini sormasına dayalı olayla ilgili birçok sanatçı bu konuyu “ askerin İskender’in yargısını beklerken “ olarak yorumlamıştır.Lakin Sirani o askeri bir kuyuya atarken konuyu işler.Kendi yargısını kurar.Barok dönemin hareket, aksiyon ayrıntılarını içeren resim günümüzün tecavüz davalarının nasıl sonuçlandığını hatırlattı ve Sirani’nin yorumuna belki yargıya güvenmiyordur dedirtti. Askeri tablolar yapan kadın ressam Elizabeth Thompson eseri Sonsuza Kadar İskoçya tablosunda bir asker vardır.O askeri her zaman Atatürk’e çok benzetirim.Hatta yüzü her döneminin bir karışımı gibi gelir bana.Dönem itibarıyla namümkün.:) Abdülmecid’in Sis tablosu, Yarra’nın Karşısında tablosundan epey öncedir.Beckett puslu tasvirleriyle bilinir.İki resim arasında hep bir bağ kurarım.Amaç,kontrast,renkler çok farklıdır.Bağ kurduğum nokta resme dikkatli bakıldığında sisin örttüğü yapıların sisin ardında görünmeleridir.Beckett tablosu da kitapta yer alır. Sanat atölyelerine,salonlara, okullara kabul edilişleri sancılı olan ama üretmekten vazgeçmeyen,kadın bedenini erkek gözünden sıyırıp kadın gözüyle resmeden, kadın bedenine akıl yükleyen kadınların,sanattaki varlıklarının ne denli zor yer bulduğunu da gösteren bu kitap,hem iştah açıcı hem de tıka basa doyurucu bilgilere sahip.

Sanatçı Kadınların Kısa ÖyküsüSusie Hodge · Hep Kitap · 20228 okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.