Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İhtilâllerde muhalefet ihtilâle düşmanlıktır
Soru 87: Babeuf kimdir? Babuvizm nedir? Jakobinizm ve Robespierre yönetimindeki Dağlıların sonunda diktatörlüğe varan politikası bir «sosyal demokrasi» denemesidir. Babuvizm ve eşitlerin rejimi devirme teşebbüsü ise bir komünist baş- kaldırmadır. Babeuf bir yandan Jacques Roux ve Öfkelilerin eşitlik konusundaki görüşlerini geliştirmiş, öte yandan da Robespierre'in «ihtilâli korumak ve tamamlamak için gerekli diktatörlük» konusunda ileri sürdüğü görüşleri, derinleştirerek sistemleştirmiştir. Babeuf 1760 yılında Fransa'nın kuzeyinde, fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Genç yaşta hayatını kazanmak zorunda kaldı.. Uzun süre tapu işlerinde çalıştı. 1790 yılında yoksul halka yüklenen vergileri protesto ettiği için ilk kez hapse girdi. 1795'te halkı direnmeye çağırması yeniden hapishaneyi boylamasına yol açtı. 1796'da Eşitler derneğini kurdu. Dernek ihbar edilince elebaşları yakalandı ve Babeuf'ün, sömürülen sınıfların kurtuluşu uğruna verdiği savaş, 1797 yılında giyotinde can vermesiyle son buldu. Babuvizmin kapsadığı fikirleri, Babeuf'ün eski mücadele arkadaşı Buonarotti, 1828 yılında yazdığı «Babeuf komplosu denilen eşitlik icin komplo» adlı kitapta topladı. Babeuf cumhuriyetçiliği ve laikliği şöyle tanımlar: «Cumhuriyetçi, sonsuzluğun adamı değildir; yaşanan zamanın adamıdır. Cenneti yeryüzündedir. Hürriyetten, mutluluktan yeryüzünde yararlanmak, öbür dünyayı beklemeden yararlanmak ister... Toplumun amacı herkesin mutluluğudur. Onun için nimetlerden faydalanmakta eşitlik sağlanmalıdır.» İşte Babeuf için hareket noktası olan bu fikirler onu, sosyal düzenin kökünden değiştirilmesi gerektiği düşüncesine ve sınıf mücadelesi görüşüne kadar götürecektir. Babeuf'ün görüşleri eylem içinde geliştiği için, yaşadığı dönemin koşullarının elverdiği oranda, sağlam temellere de dayanabilmiştir. Babeuf başlarda Jakobinizme bağlı, 1793 Anayasasını savunan radikal bir cumhuriyetçidir. Fakat bir demokrat olarak Teröre karşı çıkmış ve bu dönemi uzun uzun eleştirmiştir. Robespierre'in düşmesinden sonra ise, burjuvazinin güçlenmesi ve sömürü düzeninin şiddetlenmesi karşısında, Jakobenlere karşı takındığı tavırdan pişmanlık duymuş, pişmanlığını da şöyle açıklamıştır: «Robespierre sisteminin korkunç yapısını yıkmak için en ön safta olanca gücümle zalimlere saldırırken, öte yandan hoşgörü istemekle, her türlü baskı, terör ve haksız sertliğin son bulmasını ve en geniş bir söz ve yazı hürriyetinin kabul edilmesini istemekle, düşmanlarımızın eline Cumhuriyeti kökünden yıkmak için koz verdiğimin farkına varmaktan uzaktım.»
Sayfa 112 - Gerçek Yayınevi
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.