İnsan neden seyahate çıkar? -Yeni yerler görmek, keşfetmek için? -Bulunduğu yerden bunaldığı için? -Zorunda kaldığı için? Aslına bakarsanız çok azımızın "keşfetmek" gibi bir amacı var. Hayatın zorunlulukları bizi nereye sürüklerse oraya gidiyoruz. Cesaret istiyor gitmek, imkan istiyor, konfor alanında çıkmayı istiyor.

İlber Ortaylı

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? kitabında "Evlenirken mobilya almayın, dünya turuna çıkın," der. Umarım bir gün o cesareti de o imkanı da kendimizde buluruz ve gidişimizin yegâne amacı keşfetmek olur. "İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar." (s. 11) Aslına bakarsanız

Ahmet Haşim de bir hastalığının tedavisi amacıyla çıkıyor ama az sayfaya o kadar güzel tespitler sığdırıyor ki edebiyatımızda en önemli seyahatnameler arasında yerini alıyor eser. Bir iki sayfalık küçük bölümler halinde ilerliyor kitap. Kimi bölüm başlarına okuyup sevdiğimiz yazar ve şairlerden satırlar serpiştirilmiş: "Bir sinek bir kartalı kaldırıp yere vurdu."

Yunus Emre Erkan Irmak eseri günümüz Türkçesine uyarlamış o nedenle okurken hiç zorlanmıyorsunuz. Muazzam bir şair ve gözlemci Ahmet Haşim. Şair olmasının da avantajıyla gözlemlerini o kadar güzel yazıya döküyor ki kendinizi bir yolculuk yazısı değil bir şiir okuyor gibi hissediyorsunuz. Akşam, karamsarlık, rüyalar... Şairin iç dünyasından nasibini alıyor gezip gördüğü yerler... Henüz yola çıktığı yerden, çıkarkenki ruh halinden başlıyor anlatmaya. Tarih 1933 Bu onun belki de son gezisi... Zaten Frankfurt'dan geldikten kısa bir süre sonra da ölüyor. Eserde yalnızca gittiği yerleri değil o yerlerle daha önceden bildiği yerler arasında yapmış olduğu karşılaştırmaları da görüyoruz. Bakış açısı bizim için oldukça kıymetli. "Almanya pembe ve büyük bir elmadır. Fakat içi kurtludur." (s. 32) Bolca dipnot var eserde. İsmi geçen şahsiyetlerle ve yerlerle ilgili kafanızda soru işareti kalmıyor. Frankfurt'un Avrupalılığı, Caddeleri, Yazar ve şairleri (Goethe) Ticari hayatı, Hastaneleri, İnsanların zihniyeti, Şehrin sonbaharı, Profesörleri Hatta dilenci ve sincaplarına kadar fikir sahibi oluyorsunuz. "Uyku, geceye bir panzehir gibi ayarlanmış olmasa, insan, karanlıklar içinde duyacağı ve göreceği şeylerle kolayca aklını oynatabilirdi." (s. 13) Hacimsiz bir eser olmasına karşın oldukça nitelikli olduğunu düşünüyorum. Bu zamana kadar birçok edebiyat dersinde karşıma çıkmıştı. "Karşımda duracağına zihninde yerini alsın."