Gönderi

Tefeciler Bu Gücü Nasıl Ele Geçirdiler? En önemli sebebi köy enstitülerinin kapatılması sonucu eğitim ve öğretimin din düzeyine düşürülmüş olmasıdır. Sömürenin kullanışlı insan bulabilmesi bu anlamda kusursuz hizmet eden bir toplum olması için olmazsa olmaz sözde din adında eğitim ile kemik bir kitleyi yurttaşlığın karşısına çıkarmaktı. Bunu tanklar ve darbeler ile başardılar. Yerli işbirlikçi tefecileri kullanan küresel sömürgeci tefeciler ne diyordu? Tanklardan sonrası bankalar gelir. 12 Eylül 1980 askeri darbesi tanklar ile 24 Ocak 1980 kararları yasaya dönüştükten sonra bilinçli yapıldı. Darbeyi yapan general ne dedi benim babam da imamdı din eğitimi çok önemlidir. Din eğitimi işte o karar ile tarikat ve cemaatlere bırakıldı. Bugün ki bağnaz toplum işte o günlerin eseridir. Eğer okuyan, merak eden, araştıran, sorgulayan ve bağ kuran bir toplum olsaydık Vehbi Koç'un darbeci generale din eğitimi konusunda destekçisi olduğunu yazdığı mektup ile bildirerek emrinde olduğunu darbenin kimin yararına yapıldığını bu toplum bilirdi. Darbe sadece din eğitimi ve öğretimini cemaat ve tarikatlara bırakmak ile kalmadı. Tek bir kişinin kral veya diktatör olduğu siyasi partiler dönemini de başlattı. Ve ülke 24 Ocak kararlarını imzalayan bir tarikat müridi ülkenin üretim ve hizmet araçlarının tamamını sermayeye satsın diye iş başına getirildi. Bu talanı bu şekilde başlattı ve medya ile kamu kurumları devlete ve millete yük oluyor yalanı ile toplum kandırıldı. Bülent Ecevit dönemi tam istediklerini yapmaya uygun değildi. 2001 krizini bankalar bu sebeple çıkardılar ve Bülent Ecevit engelini aşarak seksen beş yıldır kullandıkları milliyetçi, muhafazakar, sözde dinci vatan, millet ve bayrak ile toplumu kandırarak siyaset yapanların desteği ile son yirmi yılda ölümcül darbeyi vuran yine tarikat ve cemaatler ziyniyeti olan bir kişiyi ülkenin başına getirdiler. Babalar gibi satacağız dediler ve sözlerini tutarak haraç mezat satarak ülkeye ait üretim ve hizmet araçlarının tamamını yerli işbirlikçi tefecilerin ve küresel sömürgeci tefecilerin eline geçmesini sağladılar. 1996-2012 yılları arasında bir holding bankasında çalıştığım yıllar ülkem için büyük bir şanstı. Bu yıllarda içlerinde kalarak bütün karanlık sicillerini tuttum. Ergenekon ve balyoz davalarının olduğu dönemde bize de bankada zulüm yapıyorlardı. Çünkü bu tefeci talan operasyona karşı çıkıyordum. Benden 12 Eylül 2012 tarihini seçerek kurtulduklarını sanıyorlardı. Sonra Osmanlı imparatorluğu döneminde Serv'i dayatan düşünce kuruluşu İngiliz derin devleti kurumu Chathaume house mütevelli heyeti üyesi olan ve bu ülkeye bizim aleyhimize ajanlık yapan 2009 tarihinden istifa etmek zorunda kaldığı tarihe kadar hizmet eden bu bankanın yönetim kurulu başkanına bir mektup yazarak uyardım. Yine anlamadılar. Sonra video ve Mobbing Bank kitabını yazınca neye uğradıklarını şaşırdılar. Malta vatandaşı olmak zorunda kaldılar. Bizden aldıklarını yurtdışına kaçırıyorlar. Bankayı satmak istediler Mobbing Bank bunu önledi. Şimdi gelelim asıl meseleye. Tefeci düzen bu gücü ele geçirdi. Yalnız bir sorun vardı. Bunun sürdürülebilir olması mümkün değildi. Faizlerin artması gerekiyordu. Faizlerin artması bankaların zarar yazması ve batması demekti. Faizlerin artmaması aynı seviyede kalması ya da hukuksuz dayatma ile baskı altında tutulması ise yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığı demekti. 1980 de siyasi partileri tek adama teslim eden toplum 2018 tarihinde bunu yetersiz gördü ve devleti de tek adama teslim etti. Üstelik tarikat ve cemaatler ziyniyeti tarafından ele geçirilmiş bir kişiye teslim edildi. Tek adam ne yaptı? Tefecileri korumak için faizleri düşürdü yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığını kendisinin en iyi ekonomist olduğunu ileri sürerek toplumu tefecilere yem etti. Teteciler bir kez daha dört ayaklarının üzerine düştüler. Faizler artmış olsaydı. Bugün hiçbir tefeci kalmamış hepsi batmış tefeci düzen bitmiş olacaktı. Merkez bankasının görevi fiyat istikrarını sağlamak olduğu halde görevini yasaya uygun yapmadı ve bir kişinin sözünü dinleyerek bu ihanete ortak oldu. Tefeci bankalar karşılıksız para basarak talebi ve fiyatı artırarak üretim ve hizmet araçlarının aynı zamanda sahibi oldukları için vurgunu iki katına bu sayede çıkardılar. Tefecilerin lehine yetkiyi elinde tutan sözde halkın adamı ne yaptı? Kendi kitlesini yanında tutmak için nas dedi, cami dedi, din dedi, kitap dedi, Allah dedi, cennet, cehennem, başörtüsü, seccade dedi ve kitlesini din üzerinden uyuşturmaya devam etti. Bankaların karşılıksız para basması yetmediği için merkez bankası da karşılıksız para basarak enflasyonu ve yaşam pahalılığını artırmaya devam ettiler etmeye devam ediyorlar. Bu tefeciler ne demişti artık devlet yok şirketler var. Biz ne üretiyor, kaça satıyor ve emeği kaça satın alıyor isek o geçerli demek istediler. Bir şeyi unuttular. Gerçekleri bilen, yazan, susmayan ve asla teslim olmayanları unuttular. İşte bu yüzden yeni bir işbirlikçi buldular temiz para pazarlayan. Bugüne kadar kusursuzca kendilerine hizmet edeni kullanıp atıyorlar. Bizim bu toplumu uyandırmak adına çabamıza engel olma çabalarının amacı budur. Mevcut iktidar da seçimi kazansa yeni işbirlikçi tefecinin temiz parası ile yeni sayfa açmaya kalkanlar da kazansa bu tefeci düzen yıkılacak. Holdinglerin, tefecilerin, siyasi partilerin, tarikat ve cemaatlerin devri bitecek. Yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığınının sürdürülebilir olmadığını kendileri anlamak zorunda kalacaklar. Kazdıkları kuyuya tefecilerin kendileri ve kullandıkları işbirlikçi herkes düşecek, aldatılanlar değil. Onlar bugüne kadar yeteri kadar bedel ödemek zorunda kaldılar. Mobbing Bank bana yapılan mobbingi değil Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusuna yapılan düşmanlığı deşifre etmek için yazıldı. Mustafa Kemal Atatürk uçurumun kenarından bu ülkeyi kurtararak Cumhuriyeti kurdu. Mustafa Kemal Atatürk sonrası tüm gayretler yeniden ülkeyi o uçurumun kenarına getirdiler. Mobbing Bank bu anlamda Atatürk'ün yazdığı Nutuk'un bir devamıdır. Nutuk bir mücadele sonrasında yazıldı. Uçurumun kenarından ülke nasıl kurtuldu aynı tuzağa bir daha düşmeyelim diye. Mobbing Bank o mücadeleyi yeniden başlattı. Hiçbir siyasi partinin Mobbing Bank kitabımın Türk ulusu yararına yazdıklarını benimsememiş olması çok ilginç değil mi? Çünkü hepsi düzenin partileri olarak kuruldu hepsi aynı amaca hizmet ediyorlar. Bu yüzden Mobbing Bank partisiz yönetim diyor. ] Önder KARAÇAY [
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.