Gönderi

148 syf.
4/10 puan verdi
·
6 günde okudu
2023 (Tavşan) yılında okuduğum 12.betik [Yelin ayının ilk betiği]
Öykü seçkisinde distopik yanı ağır basan, bizi toplumsal yok oluşların sınırında gezdiren, hatta bazen bu sınırın ötesine de geçen öykülere ağırlıktadır. Elbette arada şafağın aydınlanır gibi olduğu öykülere de rastlayacaksınız. Ama çoğunda sökecek olan şafak, karanlık... Daha önce başka öykü seçkilerinde okuduğum öykülerden sadece Gebe, seçkinin en iyi öyküsüdür. Daha önce Karanlıktaki Kadınlar adlı korku-gerilim öykü seçkisinde okuduğum Seran Demiral'ın Gebe adlı öyküsüne yaptığım yorumu yeniden sizlerle paylaşıyorum. Gerilim unsurları içinde barındıran öyküyü kurgu olarak beğenmekle birlikte etik açısından kabul etmediğim bilimsel atılım vardır. Kurguda özgür kadınlar, kendi klonlarını doğurarak anne oluyorlar. Ayrıca annesinin klonu doğuruyor Irmak. Bu iki işlem de yanlış çünkü klon doğurmanın altında dolaylı olarak babası ve dedesiyle zina etmiş oluyorlar özgür kadınlar. Bizleri bir araya getiren anne ve babamızın DNA sentezidir. Böyle bir gelecek yaşasak biz erkeklerin hataları sonucudur. Hatalarımızla onları büyük günaha sürüklemiş oluruz. Tanrı, kadın ile erkeği birbirini tamamlayan yapboz gibi olarak yaratmış. Biri olmadan diğeri olmaz. Kırmızı Buton (Funda Özlem ŞERAN); %75 olarak beğendiğim distopik öykü; kıyamet koptuktan sonra yeryüzünde makinaların kaldığı bir dönemde geçiyor. Betimlemelerin gücü az olmasına rağmen makinalardan Türk mizahisi sözler duydukça insanın yüzünü güldürüyor ister istermez. Kıyamet koptuktan sonra Dünya, Venüs ve Mars gibi çorak bir gezegen olup olmayacağı belli olmadı için kıyamet anlayışımıza ters düşmemesi gayet normaldır. Makinalar bize Tanrı yada Tanrılar demesinde bir sorun yoktur çünkü onlarda insani duygular olmadığı için onlardan inançlılık beklemek makul değildir. Demokrasinizi Hangi Boy Alırsınız? (Ruhşen Doğan NAR); Kısmen beğendiğim öykü olmasının yanı sıra ülkemizin üniter cumhuriyetine ters düştüğü için öyküyü desteklemiyorum. Ayrıca Elerkiç denilen cihaz (yarak) sayesinde düşünce özgürlüğünün perçinleştiği bir döneme imza atabiliriz. Elerkiç'in yanlış kişilerin tanımlanması sayesinde nasıl kötücül bir sisteme dönüştüğünü görüyoruz. Aslında burada dersler çıkartılıp geleceğimizi yeniden inşa edebiliriz. Çok Satan (Kutsal) Kitaplar (Özgür HÜNEL); Öncelikle beni bilenler bilir ki bu öykünün beğenmediğim yönlerini apaçık biliyorlar. Buna ek olarak Darwin evrim teorisine asla inanmıyorum ve bu teoriyi benimseyen öyküler benden tam geçerli not almayacağını bilinsin. Yaratılış Akademisi sayesinde kod ad sistemi takdir ediyorum. O dönem de yaşasaydım Erdenay adını kod ad alarak keşfedilen gezegen gidip İslam dinini sağlıklı bir şekilde yayardım. Arapsevicilik ve bağnazlık olmadan dinimizi dosdoğru bilirlerdi. Şunu unutmasın ki uzaylılar içinde Tanrı'ya inan ve ona sığınan (ibadet eden)lar vardır. Bir de uzaylılar böyle ilkel varlıklar olmayacağı su götürmez bir gerçektir. Yerli bilimkurgu öyküsü olmayıp Türkçe absürt bilimkurgu öyküsü olarak değerlendirilir. Lütfen Rahatsız Etmeyin (Selin ARAPKİRLİ); Fuhuşun bir yardımlaşma olarak yaygınlaştığı distopik gelecekte seçilen kavramlar betimlemelerle güçlendirilmediği için anlamsız sözlere dönüştüğünü görüyoruz. Ana karakterin insan mı puma mı olduğunu öykünün sonunda az çok idrak ediyoruz. Kafa ütüleme derecesinde didaktik anlatım kullanıldığı için yirmi dakikalık öykü maalesef bir saat gibi sıkıcı bir gerçekliğe dönüşmesi su götürmez bir gerçektir. Didaktik anlatım yerine betimlemelerle güçlenmiş bir olay örgüsüne dayalı bir olay öyküsü olarak yazılsaydı belki de kısmen beğendiğim öykü olurdu. Daha önce Silsile (TBD 4.Bilimkurgu Öykü Seçkisi) içinde okuduğum Funda Özlem ŞERAN'ın Kapat-Aç öyküsünü yeniden okuyunca hem o seçki içinde beğenmediğim öykü olduğu için bu seçkide yer alan diğer öykü karşısında yine beğenmediğim öykü oldu. Mantık hatalarının ön planda olan öyküde ruhsuz bedenler zaman içinde çürüyüp gittiği için beden değiştirme gibi düşsel kurgu motifi, bilimkurgu temasına hiç uygun değildir. Onun içinde mankurtlaşma (siborglaşma) güzellemesinde hem büyüleyici yanı hem de dramatik yanını gözler önüne seriliyor. Mankurt olmak yerine gözü rahatsız etmeyen bilgi lenslerini yeğlerim. Yarını Hatırla (Selin ARAPKİRLİ); Öncelikle öykü adıyla umut vaat edici görünse de öyküyü okuduktan sonra anlamsız ve sıkıcı bir öykü olduğunu anladım. Belli bir olay örgüsü olmadığı için hazırlanmış bir senaryo okumakla birlikte fiziksel ve ruhsal betimlemeler zayıf olduğu için karakterler gözlerimizin önünde canlanmaz. Sevi adlı karakterden dolayı yarı yerli bilimkurgu öyküsü olarak kabul ederken gezegendeki düzeni alt üst eden sarı salgından nasıl başladı ve nasıl bir salgın olduğundan hiç bahsedilmiyor. Sadece ad olarak geçer öyküde. Son Umut (Ruhşen Doğan NAR); Normalde bu tarz öyküleri yorumlamıyorum çünkü hem inancıma hem de savunduğum yerli bilimkurgu ışığına ters düştüğü için. Bu seferlik yorumlamanın nedeni ise Ruhşen Doğan NAR'ın gelecek vaat eden kalemi daha da gelişmesine vesile olmak istiyorum. Öncelikle karakter adları absürt seçildiği için kimin kadın kimin erkek olduğunu ayırt edemiyorsun. Bir de üçüncü tür olan uzaylılar detaylı betimlemediği için zihinlerde onların görüntüsü oluşmuyor. İnançlı bir insanın kıyameti unutup ve Darwin evrim teorisini benimsemeyi insanların akıllarında soru işareti bırakıyor. İnsanların yeniden paganlığa dönmeleriyle siyasal dincileri alaylı bir şekilde dile getiriyor. Bu noktada onu takdir ediyorum çünkü skolastik düşüncelerden arınmalıyız. Üzerine basa basa distopik öyküleri sevmemekle birlikte İslam dinindeki Kıyamet'e ters düşen kurgulardan da haz etmem çünkü inançlı olduğum için bilimkurgu öykülerinde ayakları sağlam bir şekilde yere basan kurguları çok seviyorum. Ayrıca seçkide yer alan TechNE adlı öyküyü yorumlamamamın nedeni de bilimkurgu öykülerinde Latince'nin üstün dil hastalığına tahammülüm yok. Hele bu hastalığı ısrarla savunan Türk (!) kalemlerinin bu tür öykülerini sevemem. Okuyup okumamayı sizlere bırakıyorum. Güzel öykü seçkilerinde görüşmek dileğiyle Betikkurtlarım... #BetikEli #KaranlıkŞafaklar #Kolektif #ParisYayınları #Kitapyorumu #ÖyküSeçkisi #OlayÖyküsü #DurumÖyküsü #Bilimkurgu #Apokaliptik #PostApokaliptik #İşgörücüler #KitapTutkusu #KitapOkumakÇokGüzelŞeydir #OkudumBitti #Bookstagram #Bookstagramer
Karanlık Şafaklar-Bilimkurgu Antolijisi
Karanlık Şafaklar-Bilimkurgu AntolijisiFunda Özlem Şeran · Paris Yayınları · 202216 okunma
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.