Gün Olur Asra Bedel
Olay II. Dünya Savaşı yıllarında, bozkırda trenlerin geçtiği küçük bir aktarma istasyonunda yaşanır. Bir gün Yedigey, karısından arkadaşı Kazangarp'ın ölüm haberini alır. Ve Kazangap'ı devesinin sırtına yükler. Vasiyeti üzerine arkadaşını gömmek için "Nayman Ana Türbesi'ne" doğru yola koyulur.
Yolculukta Yedigey'in zihni sürekli meşguldur. Kazangarb ile arkadaşlıkları, Abutalip'in karısı Zarife'ye olan yasak aşkı, tren istasyonunda yaşadıkları hepsi gözünün önünden bir bir film şeridi gibi geçmektedir.
Ayrıca kitapta bahsedilen "Nayman Ana Türbesi'nin" acıklı da bir hikayesi vardır. Değinmezsek olmaz. O zamanlar Juan Juanlar diye bir kavim yaşarmış. Juan Juanlar, özek bozkırlarında Naymanlara zulmederek burada topraklarını ele geçiriyormuş. Bu nedenle de bölge halkına birçok zulüm yapmışlar. Bu zulümlerden biri de deve derisinin Naymanların kafasına geçirilmesi ve sıcak altında bekletilmeleridir. Sıcak altında beklerken, deri büzüşmekte ve çok derin bir acı vermektedir. Bu acı insanları ya öldürmekte ya da mankurtlaştırmaktadır.
Mankurtlaşmak, kendini, aileni, dilini, dinini, geleneğini unutmak anlamına gelmektedir. Bu işkencenin sonunda Naymanlar kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini unutmaktadır.
Bir nevi buna asimilasyon yapmak da diyebiliriz.
İşte hikayeye göre Nayman Ana'nın oğlu da mankurtkaştırılmış ve oğlu tarafından bir okla öldürülmüştür. Türbesi'nin adı da buradan gelirmiş.
Neyse bir günlük yolculuğun nihayetinde Yedigey'in Ana Beyit'e mezarlığına gelmesiyle biter.
Ama o da ne? "Nayman Ana Türbesi'nin" yerine artık bir uzay üssü kurulmuştur.
### Okur olarak son söz:
Kitabın yazıldığı dönemi.. 2. Dünya Savaşı yıllarını, düşünüyorum da Ruslar'ın Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'ne asimilasyon politikasını uygulandığı bir dönem..
Aslında burada yazılanlardan "Mankurtlaştırılmak olayı" bana o zamanlar Türkleri asimile eden Rusları çağrıştırdı.
Naymanların kafa derisini yüzülmesi sonucu kendilerini, ailesini, geleneğini unutması gibi aynı Kırgızlıların da kendi anadillerini unutup Rusça konuşması.. Asimilasyon izlerini tesçilliyor, sanki..
Aslına bakarsanız, eser ölü bir adamın gömülmesi için geçen bir günlük sürenin anlatılmasından ziyade çok daha fazla anlam içeriyor.
Keyifli Okumalar Diliyorum.. ๑ ◕‿◕ ๑