Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Alexander Pope: üzerine bir inceleme.
İngiliz edebiyatının, augustus döneminin önde gelen şair ve yergicisi. En tanınmış şiirleri; “Eleştiri üzerine bir deneme, Bukleye tecavüz, insan üzerine bir deneme.” Adlı eserleri söylenebilir. Doğanın harmonik düzeninin kural ve yasalarını bulduğundan, aristo ve homeros’u anlamalarını gerektiğini düşünmüştür. Ona göre insan doğasının bir parçası olan taklit etmenin uyguladığı kavram doğa değil, gelenektir. Verdiği mesajlar, düşünceleri leibniz’e benzer olduğunu söyleyebiliriz. Kendisi ayrıca john locke’dan da ciddi derece de etkilenmiştir. İsaac newton’un cenaze törenine bizzat katılmış ve newton bir de şiir yazmıştır. Pope, newton için şöyle der; “doğa ve doğanın yasaları yatardı bir şekilde gecede, tanrı buyurdu:”newton olsun!” ve her şey ışık oldu.” dizeleriyle newton’a olan sevgisini dile getirmiştir. On iki yaşında geçirdiği bir hastalık nedeniyle 1.37 boyunda kalmıştır. Aşkını açıkladığı l”eydi mary” kendisini bu durum karşısında tutamayıp güler ve sonra pope kadınlara düşman kesilir. Pope, sivri dilli, sert eleştirili, çağının düşüncelerini sürekli yansıtmasıyla tanınır. Ancak yazıyı bir araç olarak görmüştür. ve belki böyle biri olmasaydı çok daha evrensel popürlerlikte tanınabilirdi. Öyle ki pope’un ün’ü öyle küçümsenecek boyutta da değildir. Onsekizinci yüzyıl, “Pope Dönemi” olarak bilinir. Kendisi sıkı bir katoliktir. Dünya da her olayın iyi bir amaca hizmet eder, hepsi tanrı’nın planının bir parçasıdır. Tanrı pope için iyi bir figürdür. “Büyük Tabloya baktığınızda kötü parçaların bile tablonun mükemmelliğinin bir parçası olduğunu görürsünüz.” der. Böyle de pasifist bir fikre sahiptir. Pope aynı zamanda bir hiciv ustasıdır. Halkın önemsiz şeylere çok önemli bir olaymış gibi göstermesini, dedikodudan, sansasyonel olaylardan bu kadar çok hoşlandığını eleştirmektedir. Steven Roger Fischer, dilin tarihi adlı eserinde şöyle der; “ingilizce argo yalnızca 18.yy’dan itibaren olumsuz birşey olarak görülmeye başlandı. Chaucer, Shakespeare, Dryden ve Pope gibi pek çok yazar eserlerinde argoyu sanatsal ifadenin ayrılmaz bir parçası olarak kullanmışlardır.” der. Alexander Pope’un en yaygın olarak kullandığı nazım biçimi, beşli “iambos” ölçüsüyle yazdığı on hecelik uyaklı beyitlerdir. Bu nazım biçimi giderek daha ustaca ve çok çeşitli amaçlarla(örn. Essay on Criticism’in özet bölümünde kısa ve özlü bir dil, “Verces to the memory of an unfortunate lady’de duygulu bir hava, The rape of the Lock’ta alaycı bir destan havası, Essay on man’dt’da felsefi bir üslüp, Homeros çevirisinde akıcı bir anlatı dili, The Dunciad’ın sonuç bölümünde ise milton’ı andıran yüce bir üslup yaratabilmek için kullandı. Ama Pope’un, nazım tekniği alanında ki ustalığını en iyi gösteren şiirlerinden biri, canlı ve nükteli bir konuşmadan, soylu ve yüce bir üsluba rahatça geçebildiği, “Epilogue to the Satires’tir. Pope ölçü düzeninde olduğu gibi sözcük seçiminde de ele aldığı konuyu ve kullandığı şiir biçimini dikkate almış, ayrıca son derece zengin bir imge dağarcığından yararlanmıştır. Düş gücünün zayıf olduğu iddia edilmişse de, en azından “the rapo of the lock ve the dunciad’daki şiir düzeni ve buluşlar bunun dışında bırakılmalıdır. Pope, ünü sağlığında, fransa’ya, italya’ya ve bütün kara avrupa’sına yayılan ve şiirleri yabancı dillere çevirildiğini gören ilk ingiliz yazardır. Homeros çevirileri ve the dunciad: pope’un ilk dönem şiirleri 1717’de, “Works” yani yapıtlar adlı kitabın birinci cildinde toplandı. Kitap yayınlandığında, pope en kapsamlı çalışması olan, homeros’un destanlarının manzum çevirisinde epey ilerlemişti. Çeviri üzerinde çalışmaya 1713’te başlamış, 1715’te ilyada’nın 1-4. kitaplarını içeren ilk cildi yayınlamıştı. Yapıtın tamamı da 1720’de altı cilt olarak yayınlandı. Pope, odysseia çevirisini, ilyada çevirisine de açıklamalarıyla katkıda bulunan william broome ve eljiah fenton’la birlikte gerçekleştirdi. Bu iki çeviri pope’a büyük kazanç sağladı ve hiçbir prens ya da soyluya ihtiyaç duymadan yaşamasını sağladı. Pope’un, homeros çevirisinin başarısı, çevirinin doğruluğunda ya da özgün metnin ruhunu ustalıkla yansıtmasından çok, pope’un dönemin zevkine uygun kahramanlık şiiri ortaya koyabilmiş olmasında yatar. 1705’te pope’un “pastorals” (pastoral şiirler) adlı yapıtının taslakları dönemin en iyi edebiyat eleştirmenleri arasında elden ele dolaşıyordu. Jacob Tonson, “şiir derlemesi” adını verdiği eserinde, pope’un bu şiirlerine de yer verdi. Böylece pope’un ünü artarak devam etti. “nedir o neşe saçan çiçek tarhı, o damalı gölgelik, nedir ki o sabah çardağı, o akşam kemeri, duyulmayan ahlar, gelip geçen rüzgârlar için, huzursuz gönüllerin müşfik sığınağından başka? işte böyle yaralı geyik gizli bir yerlerde ölmeyi bekliyor, kalbinde o ok, uzanmış yatıyor gözden ırak, günden saklı bir yerde kanıyor damla damla, can veriyor usulca.”
·
1 artı 1'leme
·
188 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.