Bibliyofil misiniz? E buyrun davetlisiniz.
Arjantin edebiyatından merhaba!
Carlos María Domínguez ‘nin kaleminden kitaplara, okumaya ve aşka dair bir kitap..
Orjinal adı ‘La casa de papel’ (hayır efendim banka soymuyoruz! :)) olan bu kitabı okurken kendinizden pek çok şey bulabilirsiniz: örneğin bir kitabı okumak için süre hesabı tutmak, aldığınız kitabı rafa dizerken yazarların kavgalı yahut küs olduğunu göz önünde bulundururak yanyana koymamaya çalışmak.. ( hangimizin aklına gelir bu yahu?) kitaplık raflarının ağaçlarına yuva yapan gümüşcünlerden kitapları cam bölmeler içinde özel koruma biçiminden tutun da, elinizdeki bir kitabı birine ödünç verip vermeme arasındaki o ikilem, o endişe hissi, hadi verdiniz diyelim bu sefer de geri gelecek mi kaygısı.. hepsi, hepsi mevcut.
“Hayatta iki çeşit insan vardır. Açıklamama izin verin: Biri koleksiyoncular. Kendileri nadir bulunan baskıları, dergileri, bir yazara ait sadece kitaplarını değil o yazarın çıkmış&yayımlanmış dergi röportajını, imzalı seçkin ciltleri toplamaya adayanlar.. Diğeri okurlar.. Bu tür insanlar tutkuludur, okumak ve anlamak dışında bir kaygı gütmeden saatlerini geçirecekleri bir kitap için mühim paralar ödemeye hazırdırlar. ”
İşte kitap tam olarak Carlos Bauer’in kitaplara olan düşkünlüğünü, müthiş bir koleksiyoner/ araştırmacı olduğunu, yaklaşık 18bin civarı kitabı olduğu, duvarları sadece kitaplardan oluşan bir ev yaptığını, duşun olduğu yer hariç tüm banyo duvarının kitaplarla kaplı olduğu ve buharı önlemek adına yaz kış soğuk suyla duş aldığı gibi bir hayat düşünün.. ve bir gün bir kitap aramaya karar verir; ancak raf raf, alfabetik-tematik dizmesine, tarih tarih tuttuğu listeye rağmen bulamaz : Joseph Conrad’ın Gölge Hattı.. ve evi yıkmaya karar verir.. Acaba aradığı kitap nerededir?
Siz hangisisiniz? Koleksiyoner mi, okur musunuz?
Ben çok sevdim, tavsiye edilir. Keyifle okuyunuz.
·
222 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.