Gönderi

216 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
#okudumbitti Herkese merhaba . Bugün sizlere Feminist bir Ütopya eserini yorumlamaya geldim . Yazarımız aktivist,feminist ve sosyolog. Kadınlar Ülkesi (Herland) ilk olarak 1915 yılında bir dergide tefrika edilerek yayınlandı. 1970'li yıllarda kitap olarak yayınlanmıştır. Eseri okumaya başlarken erkek bakış açısıyla karşılaşmayı beklemiyordum. Çünkü eseri bir bilim insanının (karakter  sosyolog Vann) gözünden tuttuğu günlük sayesinde okuyoruz. Gelelim konusuna : Öncelikle eserimiz de kadınların amacı erkeksiz bir Kadınlar Ülkesi kuralım ilkesi olmamıştır. Tarihlerinde savaşlar ve çeşitli zorluklar sebebiyle erkekler yok olmuştur. Bu yüzden tamamen zorunluluktan  kurulmuş bir ülkedir. Eser 3 Amerikalı erkeğin sadece kadınlardan oluşan bir ülkenin olduğunu öğrenmesi ile başlıyor. Ve rivayete göre oraya ulaşan hiç kimse geri dönemiyor. Ama bizim meraklı 3 erkek karakterimiz oraya ulaşmayı kafalarına koyuyorlar. Ülkeye yolculuk yaparken kendi aralarında ülke hakkında çıkarım da bulunuyorlar : Erkeksiz bir toplumun asla varolamayacağını, kadınların kıskanç oldukları için bir arada olamayacakları,demokrasinin ve düzenin sağlanamayacağı karakterlerimizin düşünceleri arasında.Karakterlerimizin özelliklerinden bahsetmem gerekirse Terry, çok zengin, kendini her şeyden üstün gören ve tam bir ataerkil düzenin temsili. Jeff,âdeta beyaz atlı bir prens,kadını romantik kutsal bir varlık gören biri. Vann ise bu iki karakterin arasında gidip gelen bir yapıda. Bu 3 karakter eserde âdeta toplumda bulunan erkek zihniyetlerinin somut halleri. Kadınlar Ülkesi iki bin yıldır erkeksiz yaşayan,kendi iç güdüleriyle hamile kalabilen kadınlardan oluşuyor. Terry, bu duruma inanmak istemiyor. Erkeklerinde varolduğuna inanıyor ve güçlü kadınlardan rahatsız oluyor. Bu kadınların dişilikten uzak,hepsinin cinsiyetsiz gözüktüğünden yakınıyor.Aslında Terry'nin alışık olduğu,kadınlara toplum tarafından atfedilen "kadınsı" hava bu ülkede görünmüyor. Çünkü bu ülkede kadınları cinsel objeye dönüştüren erkek halk yaşamıyor. Kitapta da olduğu gibi toplumların da kabul etmesi gereken bir konu bu. Kadınlar cinsel obje değildir.Tam da bu noktada 3 erkek karakter alışılmadık özgür ve her şeyi yapabilen kadın profilini özümsemekte zorlanıyor. Bu ülkede bir husus çok önemli "Annelik". Çocuklarını en iyi şekilde yetiştiriyorlar. Ve anneliği kutsal sayıyorlar. O kadar modern ve ileri bir ülke ki ben bile bu kadar düzenli bir sistem beklemiyordum . Eserde bireysellik ve bencillikten bile bahsedemiyoruz. "Ben" yerine "Biz" diyor kadınlar. Ülkede kin,hırsızlık,tecavüz,öfke,kıskançlık hiçbir kötü durum mevcut değil. Ve bence bu eser ataerkil düzenin getirdiği aksaklık ve eşitsizliklere karşı bir yanıt niteliğinde. Eserin dili akıcı,anlaması kolay. Okurken kadın-erkek düşünce çatışmasını hissediyorsunuz. Ben eseri çok sevdim. Fakat okurken lütfen 1915 yılının tarzına uygun okuyun çünkü bugün bilinen feministlik kavramı ile o günkü feministlik kavramı farklı . Bir de eser bitmemiş devamı gelebilirmiş gibi geldi . Kadınlar Ülkesi'nin filmini bulamadım. Fakat bir belgesel buldum. Kitapla ilgisi var mı bilmiyorum . Bilen varsa bilgi verirse sevinirim . Sevgiyle...
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812.5k okunma
·
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.