Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
Campanella, yine yalnızız. Sonsuza kadar birlikte gidelim.
Geceleri hepimizin üzerinde ışıldayan o uçsuz bucaksız Samanyolunun kalbinde bir trendesiniz. İçeride arkadaşınızın yanı sıra yabancı birçok insan daha var diyelim. Sonra birden trende giderken yolculuğunuza eşlik eden tüm o insanların aslında birer ölü olduğunu fark ediyorsunuz, onlara ne söylerdiniz? Okumaya başlamadan önce hepimiz böyle düşünsek nasıl olurdu? Öyle düşündüğünüzü varsayarak devam ediyorum. Kendine o soruyu sordun ve kendince bir cevap da buldun. İşte o zaman adın Giovanni olacak. Sen Miyazava'nın Giovanni'sisin. Campanella ile cebindeki sonsuzluk biletinin varlığından habersiz Samanyolunun ötesine bir gezintiye çıkan o yalnız çocuksun. “Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti”nin o biricik kahramanı. “Sonsuza kadar götüren bir biletimiz var.” Hiç düşünmeden, raylarını zamanın ve mekanın ötesine uzatan bu trene atla lütfen. Bu yolculuk sana da çok şey öğretecek. Yıllar önce Kenshi Yonezu'nun “Campanella” şarkısını keşfetmiş ve tarif edemeyeceğim şekilde şarkıyı içselleştirirken bulmuştum kendimi. Bu şarkı neden böylesine içime işlemişti ki... Cevabı basit! Kenji Miyazawa'nın “Campanella”sı yüzünden. İlk kez, Yonezu'nun şarkı ile ilgili röportajını okuduğumda bu kitapla tanıştım. O andan beri de bu hikayeyi okumak için güçlü bir istek duydum. Ve sonunda özleyip durduğum bu hikayeyi okuyabildim. Ben Kenji Miyazawa hayranıyım ve hepsinden öte Kenshi Yonezu'nun sıkı bir takipçisiyim. Yani bir şarkı ve bir hikaye sevdiğim iki insanı bir araya getirdiğine göre bu esere mutlaka bir inceleme yazmalıydım! “Suyu içtiğinde kaynağını düşün” der bir Çin atasözü. Öyleyse biraz Kenji Miyazawa'dan bahsedelim mi? Kenji Miyazawa, 37 gibi genç bir yaşta ölen, yaşamı boyunca neredeyse hiç tanınmamış bir masal yazarı olmasının yanında aynı zamanda bir şairdir. Eserlerinin birçoğu ölümünden sonra arkadaşları tarafından yayımlanmış. Kenji'nin iç dünyasına en iyi göndermeler yine onun açık ve şeffaf hikayelerinde görülebilir. Yazdığı tüm hikayelerin yolu, ormanlardan, demiryolu hatlarından, gökkuşakları, ay ışığı ve yıldızlardan geçer. Gerçek bir doğasever, gerçek bir doğabilimcidir. Kenji'nin küçük kız kardeşi Toshiko'nun Kenji'ye eserlerini yaratmak için en büyük ilham kaynağı olduğu söylenir. Öyle ki bazıları Giovanni karakterini Kenji'nin kendisini model alarak Campanella'yı ise kız kardeşi Toshiko'dan esinlenerek kurguladığını bile söylüyor. Eğer Campanella'nın Toshiko'dan esinlenerek kurgulandığı teorisi doğruysa muhtemelen Kenji, Campanella'nın ölümüyle karşı karşıya gelen Giovanni gibi bu kitapla birlikte kardeşinin ölümünü kabullenmiş ve sonunda Giovanni gibi yaşama devam etmeye kararlı bir tavır sergilemiştir. Kenji, ilerleyen yıllarda zaten hasta olan kardeşinin genç yaştaki ölümüyle yüzleşecektir. Kardeşini kaybetmenin acısıyla Kenji, altı ay boyunca yazı işlerinden uzaklaşmış , inzivaya çekilmiş, kendi içinde kabullenemediği bir ölümün yasını tutmuştur. Öyle ki bu yas döneminin sonunda, Toshiko'nun ölümünün onda bıraktığı duyguları ve boşluğu konu alan çeşitli şiirler tomurcuk vermiştir. Şiirlerinde olduğu gibi hikayelerinde de birbirine zıt duyguları kendi içinde harmanlayıp önümüze koyuyor. Ve bize ipuçları bırakarak kendi cevaplarımızı bulmamızı öğütlüyor. Kitap boyunca kâh mutluluğun peşine düşüyor kâh hüznün, kederin doruklarına tırmanıyoruz. Kenji Miyazava daha ilk sayfalardan vuruyor bizi. Hemen başımızın üzerinde sonsuzluk gibi uzanan o güzel samanyolunu düşündüğümüzde, hayal gücümüzün ötesinde uçsuz bucaksız bir evrende yaşayan 'Dünyalılar' olarak Samanyolu bize kendimizi ne kadar küçük hissettiriyor değil mi? Kitap boyunca Samanyolu yıldızların içinde yüzdüğü bir nehre benzetiliyor. İçinde süt akan bir nehir... Kocaman bir Sütlü Yol. Yıldızlar da bu nehrin dibindeki kum ve çakıl taşları... Bu benzetmeler Deniz ve kumsal'ı akla getiriyor. Deniz, birçok şeyde genellikle "yaşamın sınırı" olarak sembolize edilir ve bu kitap da şüphesiz bir istisna değil. Hayatın sınır çizgisinde yani deniz tarafında olan kişi bize öbür dünya tarafında olan insanı anlatmaz mı? Bu yüzden Galaktik Trenyolu'nda yolculuk ederken Giovanni kendini Samanyolu nehrinde yüzüyor gibi hissediyordu. Trendeki penceresinden başını çıkarıp nehrin öbür tarafında kalan sınır çizgisindeki o insanları izliyor ve hayat hakkında düşünüp birçok şeyi sorguluyordu. Hayat uzun bir nehir gibi önümüzde akıp giderken yüreğimizdeki “mutluluk” arayışıyla yürümeye devam ederiz. Bu sonsuz yürüyüşte önünüze sadece ilerlemenizi zorlaştıran "tırmanmanız gereken yollar" çıktığı gibi aynı yol, zorluğundan bir şey kaybetmese de hafif keyif alabileceğiniz bir yola da dönüşebilir. Şu an gittiğim yol gerçekten doğru mu? Bu gerçekten benim yolum mu? diye düşüncelere kapıldığımız çok olmuştur. Sorular çoğalırken doğru cevabın ne olduğunu bile bilmiyor olabilirsiniz. Öyleyse mutluluğu Kenji'nin yüreğinden dinleyelim. "Mutluluğun ne demek olduğunu kim bilir?" "Doğru yolda ilerlerken karşılaşılan zorlukların ve tecrübe edilen tüm iniş çıkışların her biri, aslında bizi gerçek mutluluğa yaklaştıran birer adımdır." "Sonunda üstün bir mutluluk elde etmek uğruna çekilen her nevi ıstırap takdiri ilahidir." Kenji Miyazawa'nın "Galaktik Trenyolunda Gece Vakti"nde yazdığı gibi, o anda, bizim için en doğru olduğunu düşündüğümüz yolu seçersek bu her birimiz için gerçek mutluluk yolu haline gelmez mi? Okurken etkilendiğim bir yerden de bahsetmek istiyorum. Giovanni, Campanella'yı ıslak ve siyah bir ceketle trende otururken bulduğunda neredeyse gözyaşlarına boğulacaktım. Hikayenin daha başında olmamıza rağmen bence ölüm temasının hikayedeki yerini aldığı kısımdı burası. Nehirde boğularak ölen Campanella, ölümün elinin değdiği siluetini trene katıp getirmişti. Trendeki başka insanlar gibi ardında koca bir dünya bırakarak bir başka yaşama doğru yolculuğa çıkmıştı. Galaktik Trenyolunda Gece Vakti'ni benim için ilginç kılan bir diğer şeyse yarım kalmasıydı... Kenji acaba bu hikaye için nasıl bir son dilemişti? Bunu çok fazla düşünüyorum. Kitap Kenji hayattayken birçok farklı şekilde düzenlenip yayımlandı ancak 1933'te Kenji'nin ölümüyle bir sona ulaşamadı. Giovanni'nin duyguları ve İlişkileri, ilk ve son yayımlanmış şeklinde çok farklıdır. İlk haliyle Giovanni, Galaktik Trenyolundaki yolculuğu tamamladıktan sonra "Gerçek Mutluluğu" aramaya kararlıyken son halinde ise uzun yolculuğunu "Çeşitli karmaşık duygularla dolu" bir şekilde bitirir ve hikaye şehre dönüş sahnesiyle sona erer. Hikaye neden bu şekilde değiştirildi? Bazı insanlar, Kenji'nin o zamanki sağlık durumunun bunun nedenlerinden biri olduğunu söylüyor ama öldüğü için gerçek sonu yalnızca yazar Kenji biliyor. Bu açıdan bakarsak sonsuzluğa uzanan bir kitap değil mi? Gerçekten bir sonu olmadığı için yarım bırakıldığı günden bugüne farklı insanlar tarafından farklı sonlar yazıldı. Bir gelenek gibi. Bu kitabı içselleştiren herkes onu kendi istediği sona göre yorumladı. İncelememin sonuna yaklaşırken toparlayacak olursam Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti'nde hikaye boyunca bize eşlik eden tema herkesin mutluluğu ve fedakarlığıdır. Hikayede akrep burcundaki Antares'in kızıl yıldızı, akrep ateşi olarak anılır ve akrebin, herkesin mutluluğu uğruna gecenin karanlığını aydınlatmak için kendi bedenini yakması hikâyesi bu temayı daha da güçlendirir. “Campanella, bak yine biz bize kaldık. Seyahat etmeye devam edelim birlikte, sonsuza dek. Eğer o akrebin yerine geçip tüm insanlara gerçek mutluluğu bahşedebilecek olsaydım, bedenimin yüz kere yanıp tutuşması umurumda dahi olmazdı.” “Her zaman beraber olalım, tamam mı?” Bu ince kitap işlenmemiş bir mücevher gibi sanki. Sakince izleyerek kendi yüreğimizi yoklayıp anlamını ruhumuza işlememizi isteyen bir hikayesi var. Campanella'yı hep sevmişimdir. Az konuşmasına ve sessiz varoluşuna rağmen özünde derin bir karakter bence. Giovanni ise kitap boyunca şefkatle kucaklamak istediğim tek kişiydi. “Böyle bir karanlığa girmek beni korkutmuyor artık. Tüm insanların istediği gerçek mutluluğu aramaya çıkacağım, kararım kesin. Aramaya birlikte gideriz, değil mi Campanella? Gidebildiğimiz kadar uzaklara hem de...” Herkesin mutluluğunu aramaya karar veren Giovanni aslında yalnız bir insandır. Sonsuza kadar onunla gideceğine söz veren en yakın arkadaşı Campanella'yı kaybederek, annesinin hastalığı iyileşip babasının da dönüşüyle, yaşadığı yalnızlığın içine derinden karışır. Bu dünyada bağlı kalmaya devam ettiğimiz tüm sevgiler aslında ne yazık ki kırılgan. Herkes belli "bir kişi" için, "bağ"a değer verir. Ve o kişiyle birlikte olabileceği bir yere geri dönmek ister. Giovanni aslında her birimiz için bir yalnızlık çığlığı ve gerçek mutluluğu vaat eden bir sonsuzluk arzusudur. Bir yerlerde biz de Giovanni'yiz. Bu anlamda "yalnızım"ın farkına varmak önemli olabilir. Bu belirsiz dünyada Giovanni, Galaktik Trenyolu'ndan indikten sonra gerçek mutluluğu aramak için hasta annesinin evine döner. Hikaye başa dönüyor ve aslında onu farklı bir boyutun ötesinde yeniden keşfediyor gibi görünüyor. Ama tüm bunların ortasında Giovanni, Samanyolu gezisinden önceki Giovanni değildir. Değişmiştir. Artık yüreğinde taşıdığı kocaman bir özlemi ve ait olmak istediği daha doğrusu tüm insanlar için bedenini sunmak istediği bir mutluluk arzusuna sahiptir. Umarım biz de bir gün birlikte sonuna kadar korkusuzca gerçek mutluluğu arayabileceğimiz bir yol arkadaşı buluruz kendimize. (Güzel yol arkadaşıma değinmesem olmaz ^^
Ase Asee
Ase Asee
♡) Böylece en büyük dileği, gece dolaşan gezginlerin yolunu aydınlatmak için ışığın varlığına bürünmek olan ve onları en güzel güney yıldızlı gökyüzüne davet eden akrebin gayesini anlayabiliriz. Kitabı bitirdikten sonra Yonezu'nun Campanella'sını neden dinlemeyesiniz. ^^ youtu.be/3ZlI6dIL1a4 Miyazava'nın yazdığı ve kitapta da bahsi geçen o *Yıldız Turu Şarkısı da işte burada! youtu.be/HHNEhT2Ckck
Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti
Galaktik Trenyolu'nda Gece VaktiKenji Miyazawa · İthaki Yayınları · 2023693 okunma
··
816 görüntüleme
Merve Avcı okurunun profil resmi
Harika bir inceleme yazısı olmuş emeğinize sağlık
Hyeya okurunun profil resmi
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim ☺️
Lavinia K.T okurunun profil resmi
Herkesin gerçek mutluluğu ya da hayatın değeri farklıdır. Gerçek mutluluğum nedir.... Düşünüyorum, düşünüyorum ve yine düşünüyorum. Hayatımın ancak göğe bakıp eylemlerimden utanmadığım zaman bu kadar değerli olduğunu düşünüyorum. Belki Giovanni, Campanella yolda yalnız olduğu için onu uğurlamaya gitmiştir. Campanella'nın gerçek mutluluk fikri, kişinin kendi vücudunu yakıp küle çevirerek başkalarının mutluluğunu veya hayatını kurtarmak olabilir mi?
Hyeya okurunun profil resmi
Ahh... Doğru tespitler. Campanella "mutluluk nedir?" sorusuna belli bir cevap vermemişti ama belki de dediğin gibi onun mutluluk tanımı da akrep ateşi'nin gayesiydi. Göğe bakıp eylemlerimizden utanmadığımız günlerimiz olsun. 🍀
4 sonraki yanıtı göster
Ase Asee okurunun profil resmi
Eline sağlık, incelemen o kadar güzel ki! Okurken ayırdına varamadığım bazı şeyleri fark ettim sayende. Her zaman kitaplar hakkında inceleme yapman çok iyi olurdu. Böylece benim zihnimdeki boşluklar senin farkındalığınla birleşir ve ben de derinliğine varabilirim. Hassas dostum🩵 birlikte yolumuz uzun olsun🩵
Hyeya okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Giovanni'm ❤ Birlikte devam edelim. ^^
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.