Gönderi

324 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bakmak ve Görmek
Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa niye okumaya zahmet edelim ki? Der Franz Kafka Jose Saramago‘nun “Görmek” isimli romanı tam da bu söze uyan , kitaplardan biri. Bilinmeyen bir ülkenin, bilinmeyen başkentinde , bir seçim günü ile başlar, roman. Yağmurun çok yağdığı bir gündür. Sandıklardaki görevli ve partililer heyecanla oy kullanmak için , gelecek seçmenleri bekler. Fakat hiç kimse oy kullanmaya gelmez. Görevliler şaşkındır. Neden oy kullanmaya gelmez bu insanlar. İlkin havanın yağmurlu olmasına yorarlar durumu. Yinede meraklarını kendi yakınlarını arayarak gidermeye çalışırlar. Tatmin edici bir cevap alamazlar. Ne olduysa birden halk öğleden sonra saat dört gibi gelmeye başlar. Sandıkların önünde uzun kuyruklar oluşur. Oy kullanma süresi 2 saat daha uzatılır. Normal ve sevindirici görülen durum , seçim sandıkları açılıp oylar sayıldığında anormalleşir. Halkın çoğu boş oy kullanmıştır. Bu ne demokrasiye uyan , ne de beklenen sonuçtur. Gerçi halkın boş oy kullanmak gibi bir hakkı vardır, fakat bu kadar çok boş oy kullanılması, sisteme karşı yapılan bir isyandır. Biz sizi tanımıyoruz, sizin bizi yönetmenizi İstemiyoruz. Sizin baskı araçlarınızı, sizi var eden sadece size hizmet eden bu sözde demokrasinize karşıyız. Çekin gidin başımızdan sizi daha fazla var etmek, sizi beslemek istemiyoruzdur , halkın vermek istediği mesaj. Halk egemen güçe hizmet eden bu sözde demokrasiye güvenmemektedir. Yaşanan bu olay her ne kadar bilinmeyen bir ülkenin başkentinde geçerse de aslında bilinen , hiçte yabancısı olmadığımız bizim gibi sözde demokrasi ile yönetilen tüm kapitalist ülkelerde her zaman yaşanan durumdur. Ne yazık ki yaşanmayan şey , bize uzak ve yabancı olan yüksek oranda kullanılan boş oylardır. Yazarın yazı tekniği de bilindik değildir. Olayları anlatırken yazım kurallarına uyumaz. Diyaloglarda çizgi yoktur. Satır başı yoktur. Noktayı çok sık kullanmaz. Sanki yazım kurallarına da bir karşı çıkış vardır. Bitmeyen virgüllerle anlatır olayı.Bu durum okuyanı hiç rahatsız etmez. Roman anlaşılır ve akıcıdır. Okur bunun farkına bile varmadan romanı okuyup bitirmiş olabilir. Bu sonuçlarla yönetime gelemeyen egemen güç seçimlerin yenilenmesini ister. Bir hafta sonra seçimler yenilenir . Bu sefer halk zamanında gelerek oyunu kullanır. Her şey normal yolunda gider. Yolunda gitmeyen yine kullanılan boş oyların oranıdır. Bu kez ilkinden de daha fazla boş oy kullanılmıştır. Boş oy oranı %80 leri geçmiştir. Sonuçlardan hiç hoşnut olmayan yöneticiler başkentleri olan bu şehri terketmeye karar verirler. Başkenti başka şehre taşırlar. Bundan burda yaşayan insanların gözünü korkutarak onlara ders vermektir amaçları. Başkentten bütün güçlerini çekerler. Başta polis teşkilatını. Bazı hayati işletmelere dokunmazlar. Elektrik işletmeleri su işletmeleri gibi. Onlara göre , şehir halkı eninde sonunda yönetime ihtiyaç duyacak yaptığı yanlışı görecektir. çokta lazımlarmış gibi. Gelin bizi kurtarın biz ettik siz etmeyin diyeceklerini düşünürler. Oysa hiç de öyle bekledikleri gibi gelişmez olay. Şehir halkı otorite ve baskı araçları olmadan daha mutludur. Hırsızlık tecavüz olayları hiç yaşanmaz. Yöneticiler, kendileri olmadan daha da özgür ve mutlu yaşayan halkın karşısında şaşkındır. Derhal şehirde kargaşa çıkararak kendilerine ihtiyaç duyulması için planlar yaparlar. Metroya yakın bir yerde bomba patlatırlar. Bir çok insan ölür ve yaralanır. Şehir halkı kendi yarasını kendi sarar. Kendisi için var olan, egemen güçün yöneticilerine neden ihtiyaç duysun ki ? bir otoriteye ihtiyaç duymaz. Ajanlar yerleştirilir şehre. Halkın içinde gezen ajanlar halkın neden boş oy kullandığını, bu işi kimin örgütlediğini öğrenmek için çalışır. Bir gün bir kişiden başkana ihbar mektubu gelir. Burada dört yıl önce yaşanan bir körlük olayı olmuştur bütün şehir kör olmuştur. Bu mektubu yazan kişi de bu şehirde ilk kör olan insandır. Bu hastalığın bulaşmadığı (beyaz körlük) tek insan ise doktorun karısıdır. Bu durumu mektubunda yetkililere anlatır. Boş oy kullanılması olayının bir örgüt işi olabileceği, örgütleyen kişininde bu kadın olabileceğinin ihbarıdır. Derhal bir müfettiş ve komiser bu olayı aydınlatmak için görevlendirilir. Bu şehirde dört yıl önce yaşanan körlük olayını araştırmaya başlarlar. Mektupu yazan ilk kör olan kişi, komisere o günden kalan bir fotoğraf verir. Fotoğrafda doktor ve eşi, tek gözü bantlı yaşlı bir adam, fahişe olduğu söylenen bir kadın, bir çocuk ve bir köpek vardır. Müfettiş ve komiser bu kişilerle tek tek görüşür. Daha başka bir ifadeyle sorguya çekerler. Komiser doktor ve eşi ile yaptığı görüşmelerinin sonucunda onların bu işle bir ilgilerinin olmadığı sonucuna varır. Yöneticiler bu sonuçtan hoşlanmaz. Onlar kendilerine gerekli olan bir suçlu yaratma peşindedir. Halka sözde suçluları göstererek bu olaydan sıyrılıp tekrar eski günletine kavuşmayı isterler. Devletin, insanların düzenin dışına çıkmasına tahammülü yoktur. Halkı dizginleyebilmek için yapmayacağı pislikte yoktur. Bombalar patlatılır. Suçlu insanlar yaratılır. İnsanlar tutuklanır . Kendisine hizmet eden insanları bile yok etmekten çekinmez. Olağan üstü bir kitap ve olağanüstü bir anlatım. Bildiğimiz fakat göremediğimiz görmek istemediğimiz. Devletin kimin için var olduğu ve kime hizmet ettiği ancak bu kadar açık ve seçik anlatılabilirdi. Ayrıca olayın iç yüzünü gören komiserin öldürülmesi de çok düşündürücüydü. Egemen güç , kendi gücü ve hakimiyeti söz konusu olduğunda hiç kimseyi affetmiyor. Her şey vatan için mi? Her şey insanlık için mi? Kimin için kime hizmet ediyor. Düzenin nasıl çalıştığını gözler önüne seren, bu muhteşem eserin, herkes tarafından okunması ve anlaşılması dileğiyle.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218,2bin okunma
·
407 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.