Gönderi

Atalanta in Caly­don'dan
Sazlığın etrafında devinir derin akıntı, Serpilmiş otlar sarılır seyyahın bileğine, Sıçrar baharın ürkek, körpe yalımı Yapraktan çiçeğe, çiçekten meyveye, Ve meyveyle yaprak, tıpkı altın ve ateş gibi, Ve bastırır harpı açarpının sesi Ve ezer satirin toynaklı topuğu Kestane dibindeki dikenli kabuğunu kestanenin. * Burada soluk kesen bir güzellik var, ancak bu güzellik hiç­ bir şeyin net görünmemesinden kaynaklanıyor. Dizeler, gör­ sel bir bulanıklığın sözel muadilleri gibi. Her şey fazla tatlı, fazla lirik, fazla iç bayıcı. Hiçbir şey kesinlik içinde görüle­ miyor çünkü her şey insafsızca ses efektlerine kurban edil­ miş. Şiir yinelemelerle ve aliterasyonlarla tıka basa doldurul­ muş; bu durum "Kestane dibindeki dikenli kabuğunu kes­ tanenin" dizesinde absürdlüğün zirvesine varıyor. Dizedeki tasvir varlığını büyük ölçüde şairin yankı yapan bir müzik­ sel doku oluşturma hevesine borçlu. Her dize özbilinçli bir şekilde "şiirsel". "Serpilmiş otlar sarılır seyyahın bileğine" dizesi de yürürken ayağınızın çimenlere takıldığını söyleme- (*) Çeviri: Sinan Okan - ç.n. nin süslü püslü bir yolu sadece. Ton fazla duygusal, dil faz­ la monoton. Dizelerde bir pırıltı var, ancak derininde hep­ si gevrek. En hafif gerçeklik esintisi bile bu gevrek yaralıyı dünyaya geri getirebilir sanki. Hislerdeki coşkunluğa rağmen, Swinburne'ün dili dikkat çekici ölçüde soyut. "Yaprak" , "çiçek", "meyve" ve "ateş" gibi genel adlar kullanıyor. Hiçbir şey yakın planda görül­ müyor. Bu şiiri Amy Lowell'ın "The Weather-Cock Points South"uyla karşılaştıralım: Beyaz çiçek, Mum çiçeği, yeşim çiçeği, sade akik; Üstü buzlarla örtülü çiçek, Kızılımsı gölgelerle bezeli. Tüm bahçelerin hangisinde vardır böylesi? Yıldızlar bir araya toplanıyor leylak yaprakları misali Sana bakmak için. A lçaktaki ay üzerine bir parlaklık saçıyor, gümüş rengi .* Burada şairin gözü sabit bir şekilde nesnede. Dizeler hay­ ret ve hayranlıkla çınlamakla birlikte bu duygular titiz bir tasvirin gerektirdiği şekilde kontrol altında tutuluyor. Siir "Yıldızlar bir araya toplanıyor leylak yaprakları misali / Sa­ na bakmak için" dizelerinde kendine küçük bir düşsellik iz­ ni verse de, bunun haricinde hayal dünyasını gerçekliğe ta­ bi kılıyor. "Alçaktaki ay üzerine bir parlaklık saçıyor, gümüş rengi" dizesinde ay, çiçeğe biat ediyormuş gibi ama bu fan­ tastik olduğu kadar bir gerçeklik de. Swinburne'ün dizeleri tekrarlarla insanı hipnotize eden ve birbirine bol heceli ke­ lime öbekleriyle bağlanan ritimlerle doluyken Lowell'ın ri­ timleri sıkı ve ölçülü, dili kontrollü ve ekonomik. Lowell çi­ çeğin güzelliğinden etkilense de, soğukkanlılığını kaybet- (*) Çeviri: Seda Ersavo - ç.n. meyi reddediyor. Swinburne'ün dizeleri telaşla tepetaklak yuvarlanırken Lowell kullandığı her ifadeyi ölçüp biçiyor.
Sayfa 217 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
·
60 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.