Gönderi

264 syf.
·
Not rated
Ben hep burada olacağım. Biliyorsun...
Bu kitabı okumaya karar vermek, benim için kolay olmadı. Dizisi olduğunu biliyordum, okumak ve okumamak arasında ikilemde kaldığım zaman hiç olmadı, dizisini izleme fikrine sıcak bakıyordum. Fakat şimdi diziyi izlemek istemiyorum. Çünkü benim için, izlerken oluşan o duygu yoğunluğu bayağı sarsıcı olabilir. İlk başta basit bir gençlik/aşk temasının işlenmiş gibi göründüğü kitap, ele aldığı konular bakımından iç gıcıklayıcı bir hikâye ile bütünleşiyor. Aslında olay, zengin kız-fakir oğlan gibi işleniyor, fakat konu ondan da öte. Hikâyede ayrıcalık ve zenginliğin ele alınması, kapitalizmin ilişkiler üzerinden incelenmesi, sevgi ve öz-değerin ne anlama geldiğine bakış, boyun eğme ve bazen de aşk olan aşağılanmanın oldukça akıcı dil ile işlendiği kitabı okurken karakterlere, onların hayatlarına ve onlar için endişeye kapıldım. O kadar kusurlular ve sevimsiz özelliklere sahiptiler ki, ama yine de onları önemsemekten kendimi alamadım. Kitapta beni iten ve çeken birçok konu var. Okurken gerçekten rahatsız olduğum bazı sahneler oldu fakat Sally Rooney, bu konuları hikâyede işlerken karakterlerin yaşadıkları zorlukları oldukça romantikleştirmiş. Okuduğum zaman bana geçen bir yapaylık vardı ki, mola verip kitabı birkaç gün elime bile almadım. Normalde elimden düşürmediğim kitapları bitirmek için her gün okumaya çalışırım, bu kitaptan ve psikolojik havasından ne yazık ki rahatsız oldum. Bilmiyorum, belki de sadece bana öyle gelmiştir. - Spoiler Alert - Marianne ve Connell korkunç insanlar değiller, ama kitapta aralarındaki ilişkide her ne kadar 'ah, inanılmaz bir uyum, ne kadar tatlılar' gibi bir hava yaratılmaya çalışılsa da, özlerinde o kadar benciller ki. İlişkileri bir temelde gergin görünmek için kısmen 'ne seninle, ne de sensiz' gibi işlenmiş, ama bazı sahnelerde Connell'ın düşüncelerinin aksi bir tavır takınması, Marianne'in ona karşı oldukça savunmasızmış gibi anlatılmasının nedenini bilemiyorum, ama okumak benim için çok rahatsız ediciydi. Drama uğruna mı? Aynı derecede unutulabilir insanlarla unutulabilir ilişkilere giriyorlar ama özünde birbirlerine sabitlenmiş durumdalar. Neden? Kimse bilmiyor... Aslında genelinde ten uyumu, çiftler arasında oluşan o bulunması 'nadir' olan şey, eşsiz kimya olarak işlenmiş ilişkilerindeki dinamik. Çünkü bkz. sayfa 233: ''Seni çok istiyorum,'' diyor Marianne. ''Bunu senden duymak güzel... Özlemişim seni.'' ''Başkalarıyla böyle olmuyor.'' ''Ben seni başkalarından çok sevdiğim içindir.'' Bu gibi sahneler okurken olağan ilerliyormuş gibi geliyor ama başka bir sahnede Marianne'in istediği olmadı diye Connell'ı kendisinde uzaklaştırması, kitabın sayfaları daha çok olsun diye mi yazılmış diye düşündürmedi değil. Çiftin yeterince iletişim kuramaması sinir bozucu olmasının yanı sıra, bir o kadar gerçekçi geliyor. Bu kitapta çiftler arasında söylenmeyen her şeyde saçlarımı yolmanın eşiğindeydim, ama işlenen bu konular karakterlerin psikolojik durumları göz önüne alınınca, çok da yadırganmıyor. Marianne, yazar ve diğer karakterler tarafından, başkalarının onun hakkındaki düşüncelerini umursamayan türden biri olarak tasvir ediliyor, ancak klişe bir saçma nedenden dolayı erkek arkadaşıyla ayrıldıktan kısa bir süre sonra, insanların onun hakkında söylediklerine takıntılı hale geliyor. Connell, zeki mi? Kararsız mı? Gençlik çağında olan tipik olaylar, okulu seçmesine bile Marianne'in fikri sayesinde karar veriyor. Ne istediğini bilmiyor, sanki hayatında bir şeyler yapmaya karar vermesi hep birilerinin iteklemesiyle olacakmış gibi işlenmiş, oldukça itici. En sevmediğim şey, sonunda ne Marianne ne de Connell'ın herhangi bir karakter gelişimi göstermemesiydi. Her zaman hatalarından ders alan veya deneyimlerinden bir tür içgörü kazanan karakterler hakkında okumak istediğimden değil, 'kötü' davranışlarını sürdürmeye devam eden, hatta daha da kötüleşen veya 'kötü' alışkanlıklara geri dönen karakterleri bir yere kadar takdir edebilirim. Ama inandırıcı olmaları gerekiyor. Marianne veya Connell değildi, onlar sadece bir 'estetikti'. Dediğim gibi, hikâyede yaratılan yapay havanın etkisinden tüm kitap boyunca bir türlü kurtulamadım. Bu romanı bitirmemin tek nedeni, elime aldığım her kitabı bir şekilde bitirme prensibine sahip olmam. Çok yarım bırakmak istedim, ama belki sonu farklıdır diyerek devam ettim. Aşırı hypelanarak okumaya başlamıştım, bitsin diye zar zor devam ettim. En son bu hissi Masumiyet Müzesi'ni okurken yaşamıştım. Nihayetinde bir şekilde biten Normal İnsanlar bazı okuyucularda güçlü bir şekilde yankılanabilir, diğerleri için bu hiç olmayabilir. İnsanlar ve huysuz olmayan duygular hakkında derinlemesine gözlemlenen bir romanı seviyorsanız, bir şans verin derim. İyi okumalar dilerim...
Normal İnsanlar
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196.3k okunma
·
201 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.