Gönderi

598 syf.
·
Not rated
ATI, ARABANIN ÖNÜNE KOŞMAK
İlk olarak İngilizce yazılmış olsa da, Türkçedeki en ünlü eserlerden olan bu kitabın asıl önemi, bana göre, birtakım tarihî olaylar hakkında (II. Mahmut dönemi, Tanzimat dönemi, Namık Kemal, vb.) verdiği bilgilerdir. Yoksa, teorik çerçevesi cılız ve de yanlıştır. En azından günümüzden bakınca… Eserinin ilk halini 1964 yılında yazan (The Development of Secularism in Turkey) Niyazi Berkes, Türkçeye “çağdaşlaşma” olarak tercüme ettiği sekülerizm kavramını yalnızca din ve devlet işlerinin ayrılması olarak değil, hayatın her alanında geleneklerden kurtulmak olarak tanımlar. Ona göre çağdaşlaşma meselesi bakımından bu ikinci anlam (gelenekleri yıkmak) birincisinden daha önemlidir. Ayrıca yazar için Osmanlı devletinde atılan demokratik ve anayasacı adımlar (Sened-i İttifak, Meşrutiyetler, vb.) ulusal bir cumhuriyete ulaşmaya “yazgılıydılar”. Öncelikle çağdaşlaşmanın, gelenekleri büyük oranda ve anlaşılır bir biçimde ortadan kaldıran bir süreç olduğunu kabul ediyorum. Fakat gelenekleri ortadan kaldırmanın çağdaşlaşmayı getirdiğini kabul etmiyorum. Ayrıca çağdaşlaşmanın “ciddi” öncülerinden hiçbirinin sırf gelenekleri ortadan kaldırmak için harekete geçtiklerini de sanmıyorum. Oysa Berkes böyle düşündüğünü belirtiyor. Berkes’in yaptığı “Atı, arabanın önüne koşmaya”, sonuçların birinden yola çıkarak nedene ulaşmaya, yaşadığı dönemin baskın anlayışını yansıtan bir ayna olmaya benziyor. Kabul edelim ya da etmeyelim, Türkiye’nin çağdaşlaşma yolunda aldığı mesafede, gelenekleri ve dini baştacı eder görünen hükümetlerin de payı büyüktür. Bununla birlikte tarihin bir amacı olduğunu da söyleyemeyiz. Osmanlı’daki modernleşme çabalarının Cumhuriyet ile sonuçlanacağının hiçbir garantisi yoktu. Bu sonucu doğuran, belki de daha çok, uluslararası şartlardı. Çağdaşlaşmanın (Batılılaşma ile bir tutulmasında hiçbir mahsur yoktur) her zaman tek bir amacı olmuştur: İngiltere ve Fransa kadar güçlü olabilmek (20. yüzyılda buna bir de ABD eklenmiştir). Diğer bir deyişle, bu ülkeler tarafından işgale uğramadan, onurlu bir şekilde yaşayabilmek… Sosyalist devrimlerin yapılmalarındaki amaç bile temelde budur. 20. yüzyılda bu amaca erişmek ya da erişeyazmak, gerekli acımasızlığı ve iradeyi gösterebilen milletlere nasip olmuştur ki bu milletlerin sayısı hiç de fazla değildir (Sanayileşmek uğruna köylülüğü mahvetmek, anormal çalışma saatleri, vb.). Günümüzde ise çağdaşlaşma (=Modernleşme=Batılılaşma) hâlâ bir ideal olarak varlığını korusa da, Batılı olmayan dünyada itibarı eskiye nispetle düşmüştür. Teknik ve teknolojik imkânların tüm dünyaya yayılmasının bunda etkisi muhakkak olmalıdır. Başka sebepler de tartışılabilir. Bugün neredeyse tüm dünya Batı dışında bir Batı’dır. Bizden önceki nesillerin Türk çağdaşlaşmasına, Atatürk’e ve dünyaya bakışlarını okumaya değer.; ama benimsemeye değer mi, emin değilim.
Türkiye'de Çağdaşlaşma
Türkiye'de ÇağdaşlaşmaNiyazi Berkes · Yapı Kredi Yayınları · 2019472 okunma
··
183 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.