Bertolt Brecht’in şiirlerinden oluşan kitap, Jorge Amado’nun “Dogma’larla Savaşan Yazar” yazısıyla başlıyor.Bu yazıda Jorge Amordo; Halka adanan bir eserin nasıl halkın silahı haline geldiğini, bunun için kendisini sınırlamaya, formüllere, şernalara hapsetmeye nasıl ihtiyaç olmadığını
ve insanları silkelemek, etkilemek, dünyanın değişmesini var gücüyle desteklemek üzere bayağılaşmanın nasıl gerekli olmadığını Brecht çalışmalarıyla
bize gösterdi.. sözleriyle başlıyor.
Kitabın ikinci yazısı György Lukacs’ın “Soran, Düşündüren, Değiştiren Yazar” başlığıyla olan yazısında; Brecht'in bütün soruları kendi özellikleriyle çağımıza yönelmiştir: Onun asıl orijinalliği de buradadır. Ortaya attığı sorular ile onlara verdiği cevaplar hep insanlığı içinde yaşadığı hoşnutsuzluktan kurtarmak ihtiyacından doğar. Toplumsal hayatta insanlık kendine yaraşır bir yurt kurmak eğilimini taşır. Bu da yazarı daha büyük edebiyat geleneklerine sımsıkı bağlar..dizeleriyle devam etmiştir..
Kitabın üçüncü yazısı René Wintzen’in ise Bertolt Brecht'in soyu, çocukluğu, aile yaşantısı, üniversite hayatı,epik tiyatroyu kurması gibi konuları tüm detayıyla anlatmaktadır.
Bertolt Brecht'in Türkçe'ye çevrilmiş kitaplarını, çevirenlerini yazarak yazarı tanımak isteyenler için kolaylık sağlamaktadır.Şiirleri, “Halk, Doğa, Aşk ve İnsan Üstüne Şiirler” ve “Demokrasi ve Barış için Faşizme ve Savaşa Karşı Şiirler” başlıkları altında Brecht şiirlerinde umudu , yeniden yapılanmayı, sorgulamayı hiç bir şekilde bırakmamıştır..
"iyi insan olacağınıza.
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
iyilik beklenmesin!
Özgür insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
kavuşsun özgürlüğe herkes,
özgürlük sevgisi geçersiz olsun! "