Gönderi

Bir genç kızın; Hanedan üyelerinin ve devrin ediplerinin yazıları ve imzalarıyla dolu defter-i meşâhiri... Şehzade Ömer Faruk, Sâbiha Sultan, Prens Sabahattin, Damad Mehmed Raşid, Sâmi Paşazâde Sezâi, Uşşâkizâde Hâlid Ziya, Vedad Uşşakî (Halid Ziya'nın oğlu), Refik Hâlid, Nâzım (Hikmet), Afife (Jâle) gibi, devrin önde gelen isimlerinin yazı, imza ve çizimlerinin yer aldığı, Mefharet Hakkı Hanım’a ait hatıra defteri… Baskılı, deri cilt içinde, 96 sayfa, 15x17 cm… Mefharet Hakkı Hanım, Köprülü Eşrafından Hazinedarzade İsmail Hakkı Bey’in kızıdır ve 1927 yılında bir uçak kazasında çok genç yaşta hayatını kaybetmiştir. Ailesinin Hanedan üyeleriyle olduğu kadar, devrin edipleriyle de yakın olduğu anlaşılıyor. İşgal yıllarında yazıldığı anlaşılan yazılar samimi bir üslupla kaleme alınmış. 40 sayfası yazılı ya da resimli olan defter, 48 filigranlı kalın kâğıt yapraktan oluşuyor. 15 Osmanlıca, 19 Fransızca yazı ve 6 resim bulunan deterde 38 farklı imza bulunuyor. Defterde “Nazım” imzasıyla yazılmış yazının; yazarının Feneryolu’nda oturması, Fransızca bilmesi, ileriki yıllarda olduğu gibi “Nazım” imzası kullanması, yaş olarak da denk düşmesi (biraz da âşık tabiatı!) itibariyle, çok büyük olasılıkla Nazım Hikmet’e ait olduğu düşüncesindeyiz. “Sevgili ailenle bahtiyar, viran vatanına ve ölmeyecek yüksek milletine edeceğin hizmetle medar-ı iftiharımız ol.” (Şehzade Ömer Faruk) “Size burada bir masal söyleyeceğim. Bir varmış bir yokmuş. Günlerde bir gün “Laman” gölü, kendine benzeyen Boğaziçi’ni davet etmiş…” (Sami Paşazade Sezai) “Şu dakikada, kalemi elime alırken, bilsen kızım, ne garip bir tereddütle lerze-şiarım…” (Halid Ziya) “Herkes ne derse desin, ne lügatler paralarsa paralasın ve ne hikmetler saçarsa saçsın, sen beni, sade ruhlu, basit akıllı amcanı dinle: aile hayatında üç mühim iş vardır ki onları temin saadeti tesis eder: …” (Refik Halid) “Öyle zannediyorum ki hayat bir hayal olmadığı gibi memat da bir rüya değil…” (Prens Sabahaddin) “Mefharet Hanım bana müstakbel bir Türk kadının ne olacağını tebşir etti…” (Ağaoğlu Ahmed) “Çok Sevgili Mefaret, Senin defterine bir şeyler karalamadan önce bizim evde kaldığın kısa süre içinde seni tanıyan bazı kişilerin düşüncelerini toplamak istedim. Hepsinin müşterek fikri şu: O çok sevimli bir kız!...” (Nâzım Hikmet)
34 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.