Gönderi

288 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 27 hours
Hakkını Helal Et Hüseyin Kardeş... Bu Çocukların Karşıya Geçmesi İçin Senin Paramparça Olman Lazımdı. Yıl 2014 öğretmenliğe yeni başlayacağım yıl. Nasibimize düşen okul “Batman Mehmet Şimşek İmam Hatip Ortaokulu”. Meslek hayatımdaki ilk, okula gidiyorum. Okul şehrin dışında, yeni yapılmış bir okul. Batman’dan Van’a gidilen şehirlerarası yolun üstünde. Bir otobüse binip, okula doğru yol almaya başladım. İçim kıpır kıpır, heyecandan ellerim hafiften titriyor. Kolay değil yıllarca hayal ettiğim mesleği yapmaya gidiyorum. Bugün gideceğim ve artık o özlemini çektiğim derse gireceğim. Okula vardım otobüsten indim. “Aman Allah’ım dedim bu çölün ortasına neden okul yaptılar ki?” Etrafta okul binasından başka hiçbir şey yok. Okula gelen otobüste saate bir okulun önünden geçiyor. Hemen okulun ilerisinde artık ilçelere bağlı köyler var. Aynı zamanda okulun önünde şehirlerarası yoldan son sürat geçen arabalar. Daha okula gelmeden ilk olarak aklıma gelen şey, öğrencilerin arabaların süratle geçtiği bu yoldan karşı tarafına nasıl geçeceği oldu. Her an bir öğrenciye araba çarpabilirdi. Tüm heyecanımı unuttum. Hemen okula gidip okul müdürünü buldum ve bu soruyu sordum. Okul müdürü gerekli yazıları yazdıklarını, okulun önüne ışık yapılacağını söyledi. Tabi yazı 4 ay önce yazılmıştı. Fakat 4 aydır maalesef ışıklar gelmemişti. Hemen yanı başımızdaki Gaziantep iline bile düğmeli ışıklardan bol bol yapılmıştı. Maalesef o zaman bile ki 2014’ten söz ediyorum. Henüz düğmeli ışıklardan Batman’a gelmemişti. Hali hazırda batıda yollara döşenen kaliteli asfalttan da nasibimize düşmüyordu. Doğuya geldikçe bu asfaltlar mızır halini alıyordu. ( Tabi petrolün bizim şehrimizden çıktığını belirtmeme gerek yok.) Gel gör ki petrol bizim şehrimizden çıkıyordu ama bize nasip olmuyordu. Sonra da doğu geri bırakılıyor dediğimizde suçlu oluyorduk. ( Önemle belirtmek gerekir ki bunda en büyük suç kendi belediyelerimize ait. Onlar da şehri geliştirmek için hiçbir zaman bir çaba içinde olmadılar. Yine çalışmaların en fazla olduğu dönem son yıllar ) Neyse biz konumuza dönelim, müdür tedbir olarak çıkış saatinde öğrencilerin öğretmenler tarafında sıra sıra karşıya geçirildiğini söyledi. Garibim öğretmenlerin canı çıkıyordu. Çünkü elinden tutuğu çocuklardan bir kaçı illa ki yola fırlıyor. Kaza tehlikesi atlatıyordu. Buna rağmen öğretmenlerinizim yoğun gayretleri sayesinde her gün temiz bir şekilde bu iş hallediyordu. Tabi bir ayrıntı atlamamak lazım. O kadar öğrenciyi zorlu bir şekilde karşıya geçirmemize rağmen gelen arabaların hiçbiri hızını bir gram bile azaltmıyordu. Evet, iş bir şekilde yürüyordu. Öğrencilere tedbir almıştık. Fakat unuttuğumuz bir şey vardı: okulumuzun engelli hizmetlisi Hüseyin kardeş. Hüseyin kardeş okulumuza engelli kadrosundan atanmıştı. Engel durumu ise gözlerinde yüzde 60 görme kaybı olmasıydı. Allah var; her gün o koca okulu, tek başına temizleyip sonra yolun karşısında otobüse binip evine gidiyordu. Okula gidişim henüz bir ay olmamış, okul bahçesinde çay içiyorum. Hüseyin kardeş işini bitirmiş evine gidiyor. Okulun kapısın açtı, yola çıktı, sağa sola baktı. Kararsız kaldı. Bir adım geri atacak oldu. Sonra tekrar sağına baktı. Karasız durumunu görünce bende merak edip, onun olduğu yere odaklandım. Hüseyin o sıra yola doğru adım attı. O an bağırdım “Hüseyin Duuurrrr!!!” diye. Ama çok geçti. En az 150 kilometre hızla araba geliyordu ve geldi de. Gözlerimi zor bela kapattım. Devasa bir ses… Yerde kanlar… Kafamı kaldırdığımda paramparça bir ceset… Artık bizim Hüseyin kardeşe ait bir yüz bile yoktu. Başım dönmeye başladı. Midemin bulandığını hissetim. Gözlerim kararıyor tam geçti diyorum, tekrar kafamı kaldırdığımda dağılmış beyin parçalarını görüyorum, daha kötü oluyorum. Oturduğum yerden kalkmayacak gibi oldum. Fakat kalkıp yardım etmem gerekiyordu. Bin bir zorlukla kalktım. Oraya doğru yürüdüm. İlk gördüğüm anda anladım. Kurtulması mümkün değildi. Ambulans geldi…. Sedye falan ama olan beliydi. Daha hastaneye yetişmeden vefat etmişti. Hüseyin paramparça oldu… Sonra bir hafta geçtikten sonra geldi bizim düğmeli ışıklar. Artık çocuklar karşıya geçecekleri zaman düğmeye basıyorlar ışık yanıyor sonra karşıya geçiyorlar. Ne diyelim hakkını helal et Hüseyin Kardeş bu çocukların karşıya geçmesi için senin paramparça olman lazımdı. Işıklar sen böyle olunca geliyordu. Geldi de… Bana gelince belki bu olay olmasa ilk öğretmenlik yaptığım günleri ballandıra ballandıra anlatacaktım ama gel gör ki o günden bize hatıraca acı oldu, paramparça bir ceset oldu… “Kuytu” romanı “Hüseyin kardeş” gibi ülkemizde yaşayan binlerce insandan sadece birkaçına yer vermiş. Kitapta kocası tarafında öldürülen bir kadın anlatılmış. Kaç kere kocası şikâyet edilmiş. Fakat adam hakkında bir işlem yapılmamış. Tabi kocanın hakkında da işlem yapılıyor en sonunda, ama kadını öldürdükten sonra… Genç yazarlarımızı önemserim sürekli kitaplarını alıp okumaya çalışılırım. Son dönemde okuduğum genç yazarların en iyisiydi Murat Tavlı. Güzel bir hikâyeyi çok sade ve hiç aforizma kullanmadan olayın içine sizi koyarak, size o acıları yaşatarak anlatmış. Çok güzel bir haz veriyor kitap size. Yazarın ve kitabının en güzel tarafı anlatımının çok sade ve akıcı olması… Sadece olay örgüsünde bazı noktalar abartılmış ama onun dışında iyi ki okudum bu kitabı diyebilirim. Murat Tavlı’da bence gelecekte iyi yazarlar arasında olacaktır... Selam ve Dua ile….
Kuytu
KuytuMurat Tavlı · Destek Yayınları · 2016477 okunma
··
269 views
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Hocam, sabah sabah tarumar ettiniz! Ne denilebilir ki, Rabbim rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun, demekten başka. İnsanoğlunun fıtratında vardır; nankördür, değer bilmez, deriz geçiştiririz de, illâki büyük bir bedel mi ödemesi gerek, aklının başına gelmesi için! Ama ne yazık ki, bu bir hakikat. Teşbihte hata yoktur, derler. Varılan sonuç vahim olsa da... Değil mi ki, masum birinin kanı akmalı, önlem alınabilsin! Masum biri sadistçe katledilmeli ki, sonrasında alınan tedbirler aynı durumda olan bireylere, bir örnek teşkil edilebilsin! Güzel ülkemin güzel insanları umarım bir gün, elimizdekileri kaybetmeden değer vermeyi de, kıymet bilmeyi de öğreniriz. Kaleminize sağlık, Hüseyin Bey. Yine kaleminizi konuşturmuşsunuz. Duyarlı bir insan olabilmek inancıyla! Selam ve sevgiler...
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Bu içten ve güzel konuşmalarla yazının daha güzel olmasını sağladığınız için teşekkür ederim
Şeyda okurunun profil resmi
İnsan diyecek hiçbir şey bulamıyor...
BENGÜ✓ okurunun profil resmi
Böylesine elim bir vakayı böyle ustaca yazmışsınız. Hüznün ve yıkıntının sonunda elim beğen butonuna varamadı. Kaleminize sağlık...
kübra ASAN okurunun profil resmi
Hocam okuyunca sanki bir roman
Ömür Hanım okurunun profil resmi
Hep aynı senaryo.. Önce acı Bi sonuç, arkasında gözü yaşlı insanlar, sonra tedbir... :(
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.