İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım...”
(Kur’an, A’râf, 155)
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
“Yandık!” diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm !
Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn’i,
En sonra, salîb ormanı görmek Haremeyn’i!..
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicâz’ın,
Âteşli muhîtindeki sûzişli niyâzın,
Emvâcı hurûş-âver olurken melekûta;
Çan sesleri boğsun da, gömülsün mü sükûta?
Sönsün de, İlâhî, şu yanan meş’al-i vahdet,
Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?
Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
Enfâs-ı habîsiyle beş on rûh-i leîmin,
Solsun mu o parlak yüzü Kur’ân-ı Hakîm’in?
İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrândır, İlâhî, bu ne zillet?
Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede ma’nâ?
Zâlimleri adlin, hani, öldürmedi hâlâ!
Cânî geziyor dipdiri... Can vermede ma’sûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
Lâ-yüs’el’e binlerce suâl olsa da kurban;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-ban!
4 Cemâziyelevvel 1331
28 Mart 1329
(10 Nisan 1913)Kitabı okudu