Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

360 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Sultan Baybars
İbn Abdüzzâhir 1223 senesinde Kahire'de doğmuştur. Sultan Baybars döneminde Divan el İnşa başkanlığına getirilmiştir. Berke Han'a gönderilen mektup, Baybars'ın oğlunu veliaht ilan etmesi üzerine yazılan taklîd ve Abbasi ailesinin soyundan gelen halife Hâkim'in biat töreninde okuduğu metin gibi bir çok yazı Abdüzzâhir'in elinden çıkmıştır. 1293 yılında Kahire'de vefat etmiştir. Yazar ilk olarak haçlı seferleri sırasında müslümanların ne kadar pasif bir tavır sergilediğini ve bu söz konusu durumu şöyle anlatıyor. "I. Kılıç Arslan'ın dışında yaklaşmakta olan tehlikenin varlığını anlayabilen başka lider çıkmamıştır." Daha sonra ise kazandığı bir zaferin iyimserlik neticesinde başkenti İznik'i kurtaramamıştır. Müslümanlardaki bu iyimserlik bazen nedense hiç iyi olmuyor :)) Daha sonra müslümanların bir bayrak altında toplanması önderliğini İmameddin Zengi onun ardından ise Nureddin Zengi ele almıştır. Hatta öyle ki Nureddin hedef olarak kendisine Kudüs'ü seçmiş, bir minber bile yaptırmıştı. Lakin buna ömrü yetmiyor ve onun yetiştirdiği Selahaddin Yusuf Eyyübi, Nureddin'in hayalini gerçekleştiriyor. Ancak bu büyük liderin ölümü üzerine yerine geçen halefleri cihaddan uzaklaşmış, bir bakıma kendi aralarındaki ihtilafdan düşmana vakit ayıramamıştır. Öyle ki yeğeni El Melik el Kamil zamanında, Kudüs pazarlık haline gelecek ve Alman İmparatoruna teslim edilecektir. Bu olayların ardından Mısır, üzerine bir güneş gibi doğacak olan kölelikten Sultanlığa yükselen Kıpçak Türkü Baybars'ın dönemine tanıklık edecektir. Kendisi Orta Asya'dan moğallar tarafından esir alınmış ve Salih Eyyüb'in camedarlığını yapmıştır. Biraz da moğollara karşı zafer kazanmasının altında intikam duygusu yatmaktadır. Sonrasında öyle bir atak yapacak ki Sultan Turanşah ve Sultan Seyfeddin Kutuz'u öldürerek Mısır'ın başına geçecektir. İyi ki de geçmiş, Mısır hayatında bir daha sahip olamayacağı büyük bir Sultan'a sahip olmuştur. Bu bir nimet olarak yeter artar bile. Onun döneminde en önemli olay ise 1261 yılında Bağdat Abbasi halifeliğinin Mısır Abbasi Halifeliğine dönüşmesidir. Ayn Calut savaşında ünü parlamış gece gündüz demeden Moğol ordusunu takip etmiştir. Öyle zeki birisi ki, Berke Han'a "Senin dinine karşı zevcesinin dinine itibar etmeye ve halifelerin vatanında zevcesini sana tercih ederek kafir patrikle oturmaya başladı." Diyerek Hülagu'ya karşı onu tahrik etmeyi bile başarmıştır. Hülagu ve Berke Han akrabadır. İkisinin de büyükbabaları Cengiz Han'dır. Büyükanneleri ise Cengiz'in uğruna bütün dünyayı fethettiği ve kaçırılan Börte Hatun'dur. Berke Han Müslümandır ve durmadan Hülagu ile savaş içinde olmuştur. Öyle şiddetli savaşlar ki, birinde Hülagu'nun oğlu öldürülmüştür. Sultan Baybars bazı sebeplerden Frenklerle ilişki içinde olmuştur. Bu sebeplerin bir tanesi Efrir Sefac'ın Rabaz Suru inşa ettirmesidir. Oysa anlaşmada yeni bir bina inşa edilmemeliydi. Bu olaya verilen cevap mektubu okunmaya değerdir. Çok güzel bir şekilde karşılığını vermiştir. Öyle ki Frenkler her zaman olduğu gibi yine düzgün durmayacaklardır. Çünkü esir değişimleri esnasında Baybars esirleri gönderirken Frenkler bunu yapmamış, Tüccarlardan alınan paraları iade edeceklerini söylemiş ancak bunu da yapmamışlardı. Sultan Baybars Rum diyarına gönderilen elçiler için denizden geçmelerini kolaylaştırmak istemiş, ancak Frenkler Kıbrıs tarafından yolculuk etmelerini tavsiye ederek elçilerin yakalanıp kötü muameleye, hatta birisinin de ölümüne neden olmuşlardır. Bu konuda gönderilen mektupta şöyle yazar; "Biz ise sizin elçilerinizi ihsanımız ile karşılarız. Zira geçerli olan adet üzerine Elçilere eziyet edilmez. Eğer bu durum sizin isteğiniz dışında gerçekleşmiş ise sizin şerefinizi azaltır. Eğer sizin milletinizden olan ada sahibi şerefinizi kirletip, ahdinize vefa duymuyor. Korumanızı saymıyor. Şefaatinizi kabul etmiyor ise şimdi sizin için hangi şeref kalır?" Baybars resmen Frenklere siz Şerefsizsiniz diyor :)) Alfa Ata'm. Bu yapılan şeyler sonuçsuz kalmayacak ve Baybars Akka'ya saldıracaktır. Akka, III. Haçlı seferinde kurulmuş bir Krallıktır. Savaşın sonucu mutlak Baybars Zaferidir. Lakin burada Akka ele geçirilemedi, Akka'nın Müslüman hakimiyetine girmesi Memlük Sultanı Halil döneminde gerçekleşecektir. Kaysâriye'nin fethinde bizzat askeriyle beraber çalışmış, gerçi tek bu adı geçen yerin fethinde değil, daha bir çok şehrin fethinde toza bulanmış, taş taşımıştır. Yeri gelmiş en yüksek yerde tehlikede olmasına rağmen ok atmış -bir gün içerisinde 300 ok attığı söylenir- yeri gelmiş dalgaların arasında düşmanını tek tek yok etmiştir. İslam'ın kazandırdığı nadir Sultanlardan biridir Baybars. Safed şehrinin fethinden sonra şövalyeler, öldürülürken, Baybars fetih esnasında kendisine su veren frenkli bir askeri unutmamış, affetmiştir. Daha sonra o Frenkli asker Müslüman olacak ve Sultanın hizmetine girecektir. Böyle de merhametli... Baybars, Müslüman kalelerini ele geçiren Trablus sahibi Bohemund'un üzerine yürüsede frenkliler, askerleri geri püskürtebilmişlerdir. Ancak yine de Trablus'a zarar vermeden gitmeyecektir Baybars. Öyle ki ağaçları kestirecek, kiliseleri yıktıracaktır. Trablus, Memlük Sultanı Kalavun zamanında fethedilecektir. Baybars bu sefer rotasını Antakya'ya çevirecek ve Antakya Kontluğuna son verecektir. Zaten Sultan Baybars denildiğinde akıllara Antakya kontluğunun yıkılışı gelmeli, gelecektir de. Bu arada Antakya'nın sahibi de Bohemund'ur. Hani şu Trablus sahibi olan Bohemund. Baybars'ın ona yolladığı bir mektup vardır, küçümseme desen var, iğneleyici kelimeler desen bol bol var. Bayıldığım tek mektup olabilir. Ata'm resmen mektup da bile racon kesiyor :))) "Gözyaşları pişmanlıkla dökülmüştü. Nehre dökülen gözyaşları ise döktüğümüz kanlardı. Bu mektubu sana fetih sırasında Antakya'da olmadığın, Allah'ın seni sağ salim bırakıp ömrünü uzattığını müjdelemek için yazdık. Diğer türlü ya ölmüş ya yaralanmış ya da esir düşmüş olacaktın. Kurtulanlar ölüleri gördüklerinde hayatta kaldıklarına sevindiler." Bu mektubun sadece küçük bir kısmı. Nice böyle sözler. Merak edenler mektubun tamamını internetten bulabilirler. Trâblus'a saldırı yapıyor, açıkçası Baybars'ın yaptığı bu saldırılar ileride Kalavun döneminde Trâblus kontluğunun yıkılmasında en büyük etkendir kanımca. Onun saldırıları neticesinde kontluk bir hayli zayıflıyor. Nasıl ki Nureddin Zengi Antakya Kontluğuna yaptığı saldırılar sonucunda zayıfladı ve Baybars'ın eliylede fethedildiyse aynısı Kalavun için de geçerlidir. Bu yüzden onlardan önceki İslam Sultanlarının yaptıklarını göz ardı edip her şeyi tek bir Sultan'a atfedemeyiz. 8. Haçlı seferi Tunus üzerine yapılmış ve bu esnada Fransa Kralı öldürülmüştü. İngiltere Kralı daha sonra geliyor ve Baybars'ın ismailiyye fedaileri tarafından beş yerinden pıçaklanıyor. Maalesef ki ölmüyor. Söz konusu İngiltere Kralı, Uzun Bacaklı Edward. Kitapta sadece Edward diye geçiyor, ancak İngiltere tarihine de hakim olan birisi bunun Uzun Bacaklı lakaplı Edward olduğunu anlar :)) Baybars'ın Kıbrıs Kralına yazdığı mektup var, bu mektupta Kral'ın gemiler batması ve mürettebatın ele geçirilmesi nedeniyle sevindiğini söyleyerek, buna karşılık El-Kureyn'in fethini müjdeliyor Baybars. Açık bir şekilde Kral'a "Kralın gücü yerindeyken önlem alması kendisi için iyi olur." Diyerek bir de tehtid ediyor. Ardından ise "Biz yüzlerce yelkenli donatırken siz yüz senede bir kaleyi donatamazsınız." Sözleriyle muhatabını küçümsüyor. Abaka Han'a gönderilen mektuplarda bile bu küçümsemeyi açık bir şekilde görebiliriz. Örneğin bir mektupta "Kitboğa Noyan'ın başına ne geldi? Nasıl yerle bir oldu." Diyerek moğollara Ayn Calut savaşını hatırlatır. Kitboga Türk asıllı bir Moğol komutanı ve Hıristiyandır. Ayn Calut savaşında Sultan Kutuz'un emriyle öldürülüyor. Mektuplardan bahsetsem ömrüm yetmez herhalde yazmaya buraya. Bu yüzden İslam Tarihine ilgisi olanlar en çok da Baybars Dönemine ilgisi olanların alıp okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Zaten kaynak niteliğinde bir kitap. Bizzat katibi tarafından yazılmıştır. En son olarak ise Selçukluların yardım çağrısı ile Moğollarla Elbistan ovasında çarpışacak ve büyük bir zafer kazanacaktır Baybars. Daha sonra Kayseri'ye girecek ve Selçuklu tahtına oturacaktır. Ancak Süleyman Pervane'nin iki yüzlü davranışı ve selçukluların moğollarla savaşmayacağını anlayınca kırgın bir şekilde Anadolu'dan ayrılacaktır ve onun ayrılmasıyla Abaka Han Anadolu'ya girecek ve babası Hülagu nasıl ki Bağdat'ta büyük bir katliam yaptıysa oğlu da yenilginin intikamı ve bazı sebeplerle Anadolu'yu kan gölüne çevirecek ve büyük bir katliam yapacaktır. Bu yolculuktan sonra da Sultan Baybars Rabbine dönecektir. Gerçekten İslam'ı en yükseğe taşıyan mükemmel bir Sultan'dır Baybars.
Kâtibinin Gözünden Sultan Baybars
Kâtibinin Gözünden Sultan Baybarsİbn Abdüzzâhir · Yeditepe Yayınevi · 20217 okunma
·
274 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.