Antik Yunan’dan günümüze mutluluk!
“kelimenin yaygın anlamına göre, bir Epikurosçu zevk nesnelerini çoğaltmak is teyen biri, bir zevk düşkünüdür. Epikuros'a göre ise iş böyle değildir, hatta tam tersidir. Aslına bakılacak olursa, Epikuros çuluk, hem bir hedonizm (Yunanca zevk demek olan hedo ne'den), hem de bir çilecilik öğretisi olması nedeniyle, bir pa radokstur. Ama bunda bir çelişki yok: Epikuros'a göre insan kesinlikle azami zevk almalı, asgari acı çekmelidir, ama bu nun için arzularını sınırlamayı öğrenmelidir. Zevkleri artır maktır söz konusu olan, ama zevk nesnelerini azaltarak: Ar zuları asgaride tutarak, zevki azamiye çıkarmak! Epikuros etiği, arzunun kendisi üzerine bir çalışma; arzular arasından mutluluğa götürebilecek olanları seçme ve tam tersine bizi be lirsiz bir arayışa, dolayısıyla doyumsuzluğa ve mutsuzluğa mahkum edebilecek olanları reddetme isteğidir.”
“Belki de Kant'ın gerçekleştirdiği gerçek devrim budur: Ahlakı kuran din değildir artık; ahlak dini kurmaktadır.”
“Mutluluğun yolu ne sahip olmaktan geçer, ne de var olmaktan. Onun kay nağı eylemdir: İnsan sadece yaptığı şeyden gerçek anlamda haz duyar. Biricik insani mutluluk iştedir, eylemdedir.”
“ İnsanoğlunun sıkıntıya, tiksintiye, hayal kı rıklığına kapılmaksızın kendi kendiyle yüzleşemeyeceğini gös terir Pascal; çünkü o zaman insan kendinin de, onu bekleye nin de ne kadar önemsiz olduğunu keşfeder. Neyim ben? He men hemen hiçbir şey. Beni bekleyen ne? Hiç: Hiçlik, ölüm. Pascal'ın deyimiyle "oyalanma"mızın, yani kendi kendimize bir sürü meşgale dayatmamızın sebebi de budur. Amaç hep mutluluk gibi görünür, ama aslında sadece kendimizi ve ölü mümüzü düşünmekten bizi alıkoymaya yarar bütün hepsi.”
“mutluluk deneyimi kesinlikle bir anlam deneyimi de ğildir; şimdiki zamanın, gerçekliğin, o an el altında olan doğrunun tecrübe edilişidir. "Hayat", der Montaigne, "başlıbaşına kendi kendinin ereği olmalıdır."