"Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu."
Herkesin bu kadar beğenip yere göğe sığdıramadığı bi kitabı yeni bitirdim ve hiç inceleme paylaşımı yapmayan ben ilk incelememi bismillah diyip paylaşıyorum.
Kitabı ilk okumaya karar verdiğimde yorumlarda, mesaj bölümünde çok güzel tepkiler aldım ve bu kitaba karşı olan merakımı arttırmamı sağladı. Hemen pdf buldum ve okumaya başladım.
Kitap herkesin okuyabileceği bir kitap değil. Mükemmel bir kitap diyemem ama kötü de değildi. 10/7
Kitapta namus, bekaret, 78 darbesi ve o dönemin İstanbul'u da anlatılıyor.
Başlarda gayet güzel devam ettim ama nedense ortalarda beni sıkmaya başladı ve zar zor okumaya devam edebildim. Kitap Kemal'in Sibele hediye alması ile başlıyor ama bazı şeyler yolunda gitmediği için Kemal'in yolu tekrar o dükkana düşüyor ve orada çalışan uzaktan akrabası Füsunu görüp aşık oluyor.
Çoğu kişi Kemal ve Füsun ilişkisini muhteşem aşk diye nitelendirmiş ama bana saplantılı bir aşk gibi geldi. Aralarında ki yaş farkını da biraz garipsedim. Bazı olaylar kitap içerisinde kendini çok tekrara bırakmış.
SPOİLER !!!!
Kitap boyunca Kemale hiç ısınamadım. Bana hep iki yüzlü geldi. Ona karşı beni iten hep bir şeyler vardı. Füsunun ölmesi beni çok üzdü. Sanki bir anda aradan çıkarılmış gibi geldi. Füsun için ölüm değil de daha başka bir son isterdim. Acaba başka bir son beni bu kadar etkiler miydi?
Bu saplantılı aşk yüzünden Füsun'a ait elbise, diş fırçası, toka, sigara izmariti gibi bazı eşyaları biriktirmesi ve en sonunda evinin müze olması beni çok etkiledi. Şimdi ilk boş vakitte o müzeyi gezeceğim. Kemal ve Füsunun ilişkisini içimde hissetmeye çalışıp kitabı tamamen kapatarak kütüphaneme kaldıracağım.