248 syf.
9/10 puan verdi
"""...Hissizlik günden güne her yanını sardı, öyle ki hissizliğin ta kendisine dönüşmüş gibi oldu. Toprak gibi, kimliksiz ve şekilsiz hissetmeye başladı...""" Hissizlik... Kimliksizlik... Şekilsizlik... Belli bir süreden sonra duygu kaybı...
1870'lerde "doğayla özgün bir ilişki" arayışında olan Will Andrews'ın, Harvard'ı bırakıp batıya doğru yola çıkar. Hiçliğin eteklerinde küçük bir Kansas kasabası olan Butcher's Crossing'de para kazanmanın yollarını ve onu boşa harcamanın yollarını arayan huzursuz adamlarla dolu yere gelir. Çok geçmeden Andrews, onlardan biriyle, Colorado Rockies'in derinliklerindeki güzel bir vadide gizlenmiş, muazzam kıymetli ve hatta her bir kemiğinin bile önemi olan bufalo sürülerinin olduğu kasabada, Andrews kendisini eğlendiren bir adamla arkadaşlık kurar. Andrews'ı hayvanların izini sürmek için bir keşif gezisine katılmaya ikna eder. Çıkış yolculuğu meşakkatli ama sonunda cennet gibi bir zenginlik yeri olduğunu söyler. Ancak oraya vardıklarında, üç adam kendilerini bir katliam alemine bırakırlar, bufalo öldürmeye o kadar kapılırlar ki, tüm zaman anlamlarını kaybederler, her daim kendini ne olursa olsun kaptırma eylemi, sonuç hep aynı durum sanki...
Rivayetler ve hayallerden oluşan bir yer olan Butcher's Crossing kasabasındaki bufolo avcısı Miller'in ekibine, Harward öğrencisi Will Andrews'in katılmasıyla, daha önce keşfedilmemiş bir vadide başlatılan av ile büyük bir şiddetin oluşturduğu kıyımla, doğa ilişkisi üzerinde, insanlığın yabancılaştığı, ölmek ve yaşamak arasındaki mücadelenin kitabıdır...
Will Andrews akademisyenligi değil, vahşiliği, özgürlüğü, umudu ve canlılığı özler ve Harvard'dan ayrılır ve yeni bir yaşam tarzı keşfetmek için Batı'ya doğru yola alır fakat Butcher's Crossing adlı kasaba, Colorado'nun ücra bir vadisinde onları bulacak kadar cesur ve çılgın bir grup adam tarafından yakalanmayı bekleyen kayıp bir bufalo sürüsünün hikayelerine kapılan Will, o adamlardan biri olmaya karar verir, ancak yolculuk, öldürme, zorlu koşullar ve şanssızlık, zihnini ve vücudunu sınırlarını zorlayarak bufalo avcılarının abartılı bir güçle yankılanan parlak, acımasız hikayesiyle, Vahşi Batı'nın tamamen farklı ama aynı derecede benzersiz, çarpık romantik kavramlarını sunan "Kasap Geçidi" doğayla karşı karşıya kalan bir insanın neler yapabileceğinin göstergesini sunarak, 
John Williams dan okuduğum bu ikinci kitapla yine severek okudum, oyüzden yazarı okumaya devam edeceğim...
"""...İçin(m)de dünyaya karşı bir tiksinti uyandı..."""
Her daim...
·
2 artı 1'leme
·220 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.