Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Muhammed bin el-Huseyn bize, Ahmed bin el-Mufaddal, Esbat ve Süddi'den, "Sü­leyman'ı imtihan ettik sonra da tahtına bir ceset koyduk.” Sa’d, 34 ayeti hakkında şöy­le dediğini rivayet etti: Şeytan kırk gün Onun tahtına oturdu. Süleyman'ın yüz ka­rısı vardı. Bunlardan biri, Cerade adındaki eşiydi. Kadınları arasında onun gözdesiydi. Onun nazarında en emin olanıydı. Boy abdesti almak veya taharete gitmek istediğinde mühür yüzüğünü ona teslim ediyordu. Bir gün Cerade Süleyman aleyhisselam’a: "Kardeşimin falancayla bir husumeti vardır. Sana gelirse onun lehine hüküm vermeni istiyorum." dedi. Süleyman: "Olur." dedi. Ancak söylediğini yapmadı. Süleyman aleyhisselam sınandı. Mühür yüzüğünü ona verdi ve taharet yerine girdi. Şeytan onun sure­tine girdi ve Cerade'ye “yüzüğü ver." dedi. Cerade yüzüğü ver­di. Şeytan yüzüğü aldı ve Süleyman'ın makamına oturdu. Sü­leyman aleyhisselam çıkınca yüzüğünü istedi. Cerade: "Sen yüzüğü almadın mı?" dedi. Süleyman: "Hayır." dedi ve şaşkın bir şekilde evden çıktı. Şeytan kırk gün boyunca insanlar arasında hükmetti. Ancak, insanlar onun kararlarını garipsediler. Bu sebeple İs­railoğullarının alimleri biraraya geldiler ve Süleyman aleyhisselam’ın karı­larına giderek: "Biz bu adamın icraatını garipsedik, Süleyman ise, aklını kaçırmıştır. O takdirde de hükümlerini reddedeceğiz.” dediler. Bunun üzerine kadınları ağlamaya başladılar. Oradan çıktılar ve şeytanı kuşattılar. Sonra, Tevrat'tan oku­dular. Bunun üzerine elinde yüzük olduğu halde aralarından uçtu ve bir terasa kondu. Oradan da denize gitti. Yüzük denize düştü ve bir balık onu yuttu. Süleyman ise şaşkın haliyle bir deniz balıkçısına gitti. Acıkmıştı. Hem de çok acıkmıştı. Avladıklarından yiyecek istedi ve "Ben Süleyman'ım." dedi. Bunun üzerine balıkçılardan biri ona yönelerek bir değnekle kafasını yardı. Kıyıda üzerindeki kan lekelerini yıkamaya çalışıyordu. Balıkçılar arkadaşlarını kınadılar ve ona: "Vurmakla ne kötü yaptın!" dediler. Adam: "Neden Süleyman olduğunu söyledi” dedi. Balıkçılar onların yanında dövüldüğü için, Süleyman'a iki balık verdiler. Yediği dayak, iki balığın karnını yarıp onları temizlemekten alıkoymadı. Balıkları temizlerken birinin karnında yüzüğünü buldu. Onu hemen parmağına geçirdi ve parmağına geçirmesiyle Allah ona hakimiyetini iade etti ve tekrar parlak devrine döndü. Kuşlar gelip üstünde uçmaya başlayınca insanlar onun Süleyman aleyhisselam olduğunu anladılar ve balıkçılar da yaptıklarından dolayı özür dilediler. Süleyman aleyhisselam onlara: "Özür dilediğiniz için size teşekkür etmeyeceğim, ama yaptıklarınızdan dolayı da sizi kınamayacağım. Bu kaçınılmaz bir kaderdi," dedi. Süleyman aleyhisselam makamına dönünce bu isyanı gerçekleştiren şeytanın getirilmesini emretti. Şeytan getirildi. Rüzgar ve şey­tanlar da onun emrine verildi. Oysa daha önce onun emrine verilmemişti. "Rabbim! Bana, benden sonra kimsenin ulaşama­yacağı bir hükümranlık ver.” Sa’d, 35 ayeti buna işaret etmektedir. İsyankar şeytanın getirilmesini istedi. Getirildi ve demir­ den bir sandığa konuldu ve üzeri kapatılarak kilitlendi ve Süleyman aleyhisselam’ın mührüyle mühürlendi. Sonra denize atılmasını emretti. Denize atıldı ve kıyamete kadar orada kalacak.
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.