Gönderi

56 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Stefan Zweig, gerçekten olayı mükemmel bir üslup ile ortaya koymakta. Öncelikle kitabın başında en çok dikkat çekilen mr. limpey karakterinden bahsetmek istiyorum öncelikle. Bu karakter bana ikarus'un düşüşünü hatırlattı. Bilmeyenler için kısaca bahsedeyim: ikarus ve babası bir labirentte kayboluyorlar ve babası kurtulmak için balmumundan kanatlar yapar. Babası,ikarus'a "Alçaktan uçarsan düşersin ama çok yükseğe çıkarsan da bu sefer balmumundan yapılan kanatlar güneş ısısına dayanamayıp erir ve yere çakılırsın." İkarus daha sonra uçmaya başlar fakat yükseğe çıktıkça o anın heyecanına kapılıp yükseğe, daha yükseğe, daha da yükseğe çıkar. İkarus'un taktığı kanatlar güneş ısısına dayanamayıp erir ve İkarus yere çakılır. İşte Mr. Limpey de İkarus gibi dengeyi bulamaz. tek fark Mr. Limpey yaşadığı her ana kendini fazlasıyla kaptırırken İkarus'un bir ana kendini kaptırmasıdır. Aslında mr. Limpey'i okurken bu karakteri çok sevdim ama her şeyin fazlası gerçekten zarar. Köpek Punto Hayvan ve İnsan... bu iki canlıyı birbirinden ayıran şey de nedir? İnsanın akıllı olması mı, insanın konuşması mı, insanın duyguları olması mı? Hayır! Çünkü Köpek Punto akıllı, hırlayarak konuşan, duyguları olan bir köpek. İnsanlardan örnek vereceğim. Bir insan düşünün istediği her şeyi yapıyorsunuz ve haliyle bir süre sonra sizi kolay yem saymaz mı? İşte Punto da o kadar şımartılıyor ki sahibi puntoya sahip değil aslında punto mr. Limpey'in sahibi. Hatta mr. Limpey Punto'nun köpeği. Bu kitap bana beni hatırlatıyor. Her şeyi gerçekten fazla yaşayan biriyimdir. Fazla ağlar, fazla güler, fazla heyecanlanırım. Fazla değer verir, fazla şımartırım. Hayatımızda hep eksiklerimizden bahsederiz. Oysaki benim gibiler için eksiklerden çok bu fazlalıklar söz konusudur. Fazlalıklardan kurtulmak dileğiyle...
Stefan Zweig
Stefan Zweig
O muydu?
O muydu?
O muydu?
O muydu?Stefan Zweig · Can Yayınları · 20195,3bin okunma
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.