Tatlı dili ile özellikle kadınları etkilemesi ile ünlü Belvoir Dükü varisi Chase Reynaud, hızlı ve kısa süreli ilişkileri ile tanınan bir çapkındı. Sosyete, Chase hakkındaki çapkınlık ve varis olmak için çirkin dümenler çevirdiği dedikodularıyla çalkalanıyordu. Sosyetik ailelerin evlerindeki saatleri ayarlayarak geçimini sağlayan tatlı ve çekici Alexandra Mountbatten ise, bir kitapevinde Chase’le çarpıştığında, bu dedikodulardan haberdar değildi elbette. Uzun boylu, iri cüsseli, yeşil gözlü ve çarpıcı gülümsemesi olan bu adama, arkadaşlarıyla farklı lakaplar takmış, uzun süre adını bilmediği bu yabancıya duyduğu hayranlıkla günlerini geçirmişti. Bir gün, tesadüf eseri Chase’in evindeki saatleri ayarlamaya gittiğinde birtakım yanlış anlaşılmalar sonucu Chase’in vesayeti altındaki yetimler Daisy ve Rosemund kardeşlerin mürebbiyesi olarak işe alınmıştı. Rosemund on yaşında Daisy ise 6 – 7 yaşlarında, biraz tuhaf zevkleri olan kız kardeşlerdi. Her sabah Daisy’nin tahta bebeği Millicent veba gibi korkunç hastalıklardan dolayı ölüyor ve cenazesi Chase, kızlar ve Alexandra ile birlikte kaldırılıyordu. Chase, kızların sorumluluğunu almak istemediği için onları yatılı bir okula gönderip düzgün bir eğitimle seçkin leydiler haline getirmek istiyordu. Alex’i de okula başlayana dek kızları eğitmesi için işe almıştı. Her ne kadar dışarıdan niyeti bir an önce kızlardan kurtulmak gibi görünse de, içten içe kızların Chase’i, Chase’in de kızları sevdiğini ve geçmişten gelen yaralarını kapatmak için onlara ihtiyacı olduğunu fark eden Alex, tüm kararlılığıyla harekete geçti. Rosemund ve Daisy de anne ve babasızlığın, yetimhanelerde büyümenin getirdiği travmaları, güvensizlikleri ile insanlara karşı birbirlerine sarılarak kabuklarına çekilmişlerdi. Alex, sevecenliği, zekası ve kızlarla ortak noktalarının getirdiği halden anlayan tavrıyla, bütün bu düğümün çözümünde anahtar rolü oynayacaktı. Onlara yardım etme çabaları içinde Chase’le aralarındaki çekim ve duygular da işlerini hem kolaylaştırıyor, hem de karmaşıklaştırıyordu. Alex’in de kuyruklu yıldız keşfetmek gibi kendine has planları vardı bu arada. Ve pek çok cephede birden mücadele ediyordu. Bu olaylar, Alex ve Chase’in yakınlaşmalarının arka planında yaşanıyor ve öykümüz tüm bu karmaşayı anlatıyordu. Tessa Dare’ın “Girl Meets Duke” serisinin ikinci kitabı Kusursuz Mürebbiye. Öyküsünü çok sevdim. Chase’in esprileri, kızların Millicent için buldukları hastalıklar ve bazı diyaloglar gerçekten komikti. Bazı bölümleri okurken oldukça fazla güldüm. Evlilik Anlaşması’ndaki sıradışı leydiler, bu kitabı da renklendirmişlerdi!!!! O kısımları da çok severek okudum. Yazarın bu esprili dilini beğendim. Ama yine de bu seride benim favorim hala Evlilik Anlaşması. Çünkü historicallerde duyguların daha çok hissettirilmesi gerekir bence okuyucuya. Bu kitapta duygusallığı pek yakalayamadım kendi adıma ve bu nedenle de kitabı ortalama düzeyde beğendim. Ama yazarın eğlenceli yazım tarzını sevdiğim için kitaplarını her zaman okuyabilirim. Ayrıca, kitabın içinde bol miktarda +18 içerik bulunuyor, okumayı düşünenlerin bilgisine diyor, herkese bol okumalı, keyifli günler diliyorum. Kitaplarla kalın. #alıntı “ - … küçük yaratıklardan bahsetmişken, dedi Chase, - Vaftiz oğlum nasıl? - Charles ne yazık ki adaşı gibi davranıyor. - Ah! Baktığı bütün kadınları büyülüyor mu? - Diğer herkes çalışırken, O yan gelip yatıyor!” “Chase gözlerinin içine bir süre baktıktan sonra dramatik bir biçimde iç çekti: - Yanıltıcı reklamın en kötü örneğisiniz. İlkel bir cadıyı işe aldığıma inandırıldım. Ardından, olağanüstü, cesur ve ilginç olduğunuzu öğrendim.”

Kusursuz MürebbiyeTessa Dare · Epsilon Yayınları · 2023100 okunma

·

62 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

papirusktp